yeryüzünü sekillendirirken agaçlar
özünü kaybetmeden büyür ulu çinarlar
gökyüzünü kirletince nefesimiz
doganin özüne aglar
sularin serinliginde üsüyen kuslar.
açar daglarimda palamut çicegi
korkma ellerini kanatmaz yaban gülleri
sen kelebek rüyalarindan uçarsin
ve bir günbatimi hüznünde çogalirsin.
son trenin yolcusudur saydam duygularim
penceremden sana akar denizin ugultusu
tutsakligini kalbinde saklarken gizlice
alir seni rüyalarima gecelerin en kuytusu.
içimde ipissiz bir deniz uzanir
seni yalinayak bir aksam karsilar
özünü kaybetmeden yavasça büyür
umuda özgürce kosan çocuklar.
kum saatinden akar kozmosta zaman
özünde sana döner yildizlarda felek
beni sana çeker gizemli bir gerçek
bir kadinin kalbinde gizlidir rüyalari
seni bana analatir bu askin dev aynalari.
gözümün ucundan geçer yorgun aksam
günesin ziyasindan fiskirir aydin zekam
akar,senden bana bir damlanin deryasinda
tutusan bir karanfilin simgesidir sarkilar
aska siginan kalbinin dost vefasinda.
yalansiz bir sarkidir misralarda adin
usulca iner odama, tarar saçlarimi
özümden kopup gelen
geceyi oksayan sen esrarli kadin.
sen bir aksam üstü gelirsin bana
özünü islatan sessiz bir yagmurla
deniz taslarindaki armonik renkler
mavi bir düsü gözlerinden öper
kuslar, ah kanatlarinda seni tasiyan kuslar
bir romanin temasindaki gerçegi anlatir bana
uykusuz bir gece gibi sagir duvar
asilmaz çitler örer baharla yaz arasina
topraga düsen bakir bir tohum
özüne akan ask gibidir yataginda
kalbinden bir gül damlar mahçup aksamlara.
özünü kaybetmemis nesne gibi
teselli ararsin mor meneksede
sonsuz bir gerçek gibi tasirim seni
gögsümde kabaran her nefesimde.
aksamin hicraninda renkler aglarken
bu son perdenin çirpinislaridir kabaran
erken çekilen gölgelerle solan,
bir güz vedasiydi zamanda askin hüznü
sen hangi siyah gecede gizlisin
askin ufkunda açan son kizil gülü.
gözler özden bakar sana
kirletmeden esyalari
günes özden dogar sana
isitirken basaklari
ask seni anlatir bana
seyrederken yildizlari.
AKÇAY-SUBAT/2008 .Ibrahim Yilmaz
özünü kaybetmeden büyür ulu çinarlar
gökyüzünü kirletince nefesimiz
doganin özüne aglar
sularin serinliginde üsüyen kuslar.
açar daglarimda palamut çicegi
korkma ellerini kanatmaz yaban gülleri
sen kelebek rüyalarindan uçarsin
ve bir günbatimi hüznünde çogalirsin.
son trenin yolcusudur saydam duygularim
penceremden sana akar denizin ugultusu
tutsakligini kalbinde saklarken gizlice
alir seni rüyalarima gecelerin en kuytusu.
içimde ipissiz bir deniz uzanir
seni yalinayak bir aksam karsilar
özünü kaybetmeden yavasça büyür
umuda özgürce kosan çocuklar.
kum saatinden akar kozmosta zaman
özünde sana döner yildizlarda felek
beni sana çeker gizemli bir gerçek
bir kadinin kalbinde gizlidir rüyalari
seni bana analatir bu askin dev aynalari.
gözümün ucundan geçer yorgun aksam
günesin ziyasindan fiskirir aydin zekam
akar,senden bana bir damlanin deryasinda
tutusan bir karanfilin simgesidir sarkilar
aska siginan kalbinin dost vefasinda.
yalansiz bir sarkidir misralarda adin
usulca iner odama, tarar saçlarimi
özümden kopup gelen
geceyi oksayan sen esrarli kadin.
sen bir aksam üstü gelirsin bana
özünü islatan sessiz bir yagmurla
deniz taslarindaki armonik renkler
mavi bir düsü gözlerinden öper
kuslar, ah kanatlarinda seni tasiyan kuslar
bir romanin temasindaki gerçegi anlatir bana
uykusuz bir gece gibi sagir duvar
asilmaz çitler örer baharla yaz arasina
topraga düsen bakir bir tohum
özüne akan ask gibidir yataginda
kalbinden bir gül damlar mahçup aksamlara.
özünü kaybetmemis nesne gibi
teselli ararsin mor meneksede
sonsuz bir gerçek gibi tasirim seni
gögsümde kabaran her nefesimde.
aksamin hicraninda renkler aglarken
bu son perdenin çirpinislaridir kabaran
erken çekilen gölgelerle solan,
bir güz vedasiydi zamanda askin hüznü
sen hangi siyah gecede gizlisin
askin ufkunda açan son kizil gülü.
gözler özden bakar sana
kirletmeden esyalari
günes özden dogar sana
isitirken basaklari
ask seni anlatir bana
seyrederken yildizlari.
AKÇAY-SUBAT/2008 .Ibrahim Yilmaz