Bir gecenin vaktindeyim seni ekiyorum karanlığa
Toz gibi yağan yağmura aldırış bile etmeden
Kendimle yüzleşiyorum hesapsız günlerin abasında
Ve lakin kapıyı vurup günlerimi asıp gittiğin
O an aklıma düştü yine çaresiz ve kimsesiz
Sevgisiz sessiz ve sensiz bırakılmışlığın
Keder ve kaderine mahkum ettin beni
Bu köhne dünyanın çivisine elimde son resmin
Mum ışığı bakıyor yüzüne bıraktığın acı sel akıyor
Durduramıyorum içimi sızlatıyor ve iniyor
O masum çocuksu gözüme
Bu gün sensizliğin nöbetindeyim
Tutki ölümü bekleyen kuşlar gibi
Yedi yıl yedi bahar
Kurumuş dal gibi içime sarılı hasretin
Çözemiyorum düğüm gibisin
Ne yana gitsen yakıyor beni
Ve karşıma çıkıyorsun
Sen kapı oluyorsun bense kilit
Eriyorum ellerinde
Ve gördükçe seni tüm kurşunlar vuruyor
Kavurucu sıcak değil be gülüm
Molozlara dönüşüyor halim elimde değil
Sildim demişti deli gönlüm yakıp
Yıkmıştı seni parçalamıştı bedenini
Ama nafileymiş be gülüm
Ne silmişim ne yakmışım nede parçalamışım
Yalan söylemişim yani
Ben! ben! seni kendimden çok sevmişim
Senin umrunda bile değil
Biliyorum sana yazdığım mektupları
Geri yolladığın gibi
Ama aptalmışım ben şu lafı duyunca
Sevdiğine çok değer verirsen
Ya onu kaybedersin
Yada bilmeden kendini bitirirsin
Evet ben seni hem kaybettim
Hemde farkında olmadan
Kendimi bitirmişim be gülüm
Hatırladıkça seni ve senli vakti
Ruhum canımdan çıkacak sanıyorum
Ve biliyorum ki artık geri gelmeyeceğini
Umudumu yele veriyorum
Ve seni uzak diyarların surları ardına
İmkansızlıklara gömüyorum......
İbrahim Çelebi
2007
Toz gibi yağan yağmura aldırış bile etmeden
Kendimle yüzleşiyorum hesapsız günlerin abasında
Ve lakin kapıyı vurup günlerimi asıp gittiğin
O an aklıma düştü yine çaresiz ve kimsesiz
Sevgisiz sessiz ve sensiz bırakılmışlığın
Keder ve kaderine mahkum ettin beni
Bu köhne dünyanın çivisine elimde son resmin
Mum ışığı bakıyor yüzüne bıraktığın acı sel akıyor
Durduramıyorum içimi sızlatıyor ve iniyor
O masum çocuksu gözüme
Bu gün sensizliğin nöbetindeyim
Tutki ölümü bekleyen kuşlar gibi
Yedi yıl yedi bahar
Kurumuş dal gibi içime sarılı hasretin
Çözemiyorum düğüm gibisin
Ne yana gitsen yakıyor beni
Ve karşıma çıkıyorsun
Sen kapı oluyorsun bense kilit
Eriyorum ellerinde
Ve gördükçe seni tüm kurşunlar vuruyor
Kavurucu sıcak değil be gülüm
Molozlara dönüşüyor halim elimde değil
Sildim demişti deli gönlüm yakıp
Yıkmıştı seni parçalamıştı bedenini
Ama nafileymiş be gülüm
Ne silmişim ne yakmışım nede parçalamışım
Yalan söylemişim yani
Ben! ben! seni kendimden çok sevmişim
Senin umrunda bile değil
Biliyorum sana yazdığım mektupları
Geri yolladığın gibi
Ama aptalmışım ben şu lafı duyunca
Sevdiğine çok değer verirsen
Ya onu kaybedersin
Yada bilmeden kendini bitirirsin
Evet ben seni hem kaybettim
Hemde farkında olmadan
Kendimi bitirmişim be gülüm
Hatırladıkça seni ve senli vakti
Ruhum canımdan çıkacak sanıyorum
Ve biliyorum ki artık geri gelmeyeceğini
Umudumu yele veriyorum
Ve seni uzak diyarların surları ardına
İmkansızlıklara gömüyorum......
İbrahim Çelebi
2007