DÖRTLÜKLER
Ey,ömrü kasırgayla geçen Bedriye,benden
Bir hatıra olsun sana "Rüzgar Gibi Geçdi"...
Günler bizi meçhule çekerken mütenadi,
Bir gün diyeceksin ki " O da rüzgar gibi geçdi..."
H. Nihal ATSIZ
Meçhul Genç Gazeteciye Mektuplar Kitabı s: 172 / Yağmur Atsız
RUH ADAM KİTABINDAN BİR DÖRTLÜK
Bir dinle adem ülkesinin ruhunu yer yer
Davet ediyor seni bak binlerce kucaklar
Bir sır gibi sevda gibi sessiz gezinenler
Bir gün seni kırlarda uzanmış bulacaklar...
Ruh Adam
Yürür gün doğmadan yollarda her gün
Sakat, sessiz ve aksak bir hayalet.
İçerden: Bir ziyan olmuş ömürdür,
Dışardan: Neymiş artık var, hayal et.
(26 Aralık 1953)
Kimi sessiz yaşayıp öyle göçer;
Kimi teşyi olunur kollarda...
Biri vardır: yaşamış fırtınalı;
Kalacaktır tükenip yollarda...
(24 Haziran 1954)
Ne güzeldir anarak Tunga Er efsanesini
Yürümek...
Ruh olup, ordu olup Tanrıdağ'ın çevresini
Bürümek...
(1 Kasım 1954)
Beşeriyet denilen fertlerde
Var mıdır olmayan ahmak ve alık?
Bu cihan sanki salaş bir sahne
Ve piyes maskaralık, maskaralık...
(8 Aralık 1954)
Darmadağınık ve perişan aklım,
Beni sersem ediyor bunca acı.
Çare yok: Yazdı ezelden Yaradan,
Çare yok: Sade ölümdür ilacı...
(28 Temmuz 1955)
Üç ömre bedel kırk yedi yıl gün gibi geçti,
Dünyadaki her zevke dedim: Yok kadar azmış.
Bir başka hayat, başka cihan özlüyorum ben,
Bildim ki ölümden öte gerçek olamazmış...
(12 Ocak 1952)
Sağlığında nice ehl-i hünerin
Bir tutam tuz bile yoktur aşına
Öldürüp evvel onu açlıktan
Sonra bir türbe dikerler başına
Hüseyin Nihal Atsız
Ey,ömrü kasırgayla geçen Bedriye,benden
Bir hatıra olsun sana "Rüzgar Gibi Geçdi"...
Günler bizi meçhule çekerken mütenadi,
Bir gün diyeceksin ki " O da rüzgar gibi geçdi..."
H. Nihal ATSIZ
Meçhul Genç Gazeteciye Mektuplar Kitabı s: 172 / Yağmur Atsız
RUH ADAM KİTABINDAN BİR DÖRTLÜK
Bir dinle adem ülkesinin ruhunu yer yer
Davet ediyor seni bak binlerce kucaklar
Bir sır gibi sevda gibi sessiz gezinenler
Bir gün seni kırlarda uzanmış bulacaklar...
Ruh Adam
Yürür gün doğmadan yollarda her gün
Sakat, sessiz ve aksak bir hayalet.
İçerden: Bir ziyan olmuş ömürdür,
Dışardan: Neymiş artık var, hayal et.
(26 Aralık 1953)
Kimi sessiz yaşayıp öyle göçer;
Kimi teşyi olunur kollarda...
Biri vardır: yaşamış fırtınalı;
Kalacaktır tükenip yollarda...
(24 Haziran 1954)
Ne güzeldir anarak Tunga Er efsanesini
Yürümek...
Ruh olup, ordu olup Tanrıdağ'ın çevresini
Bürümek...
(1 Kasım 1954)
Beşeriyet denilen fertlerde
Var mıdır olmayan ahmak ve alık?
Bu cihan sanki salaş bir sahne
Ve piyes maskaralık, maskaralık...
(8 Aralık 1954)
Darmadağınık ve perişan aklım,
Beni sersem ediyor bunca acı.
Çare yok: Yazdı ezelden Yaradan,
Çare yok: Sade ölümdür ilacı...
(28 Temmuz 1955)
Üç ömre bedel kırk yedi yıl gün gibi geçti,
Dünyadaki her zevke dedim: Yok kadar azmış.
Bir başka hayat, başka cihan özlüyorum ben,
Bildim ki ölümden öte gerçek olamazmış...
(12 Ocak 1952)
Sağlığında nice ehl-i hünerin
Bir tutam tuz bile yoktur aşına
Öldürüp evvel onu açlıktan
Sonra bir türbe dikerler başına
Hüseyin Nihal Atsız