Seçimler yaklaştıkça tansiyon artıyor, söylemler sertleşiyor, ben de çok merak ediyorum, acaba 30 milyon kadın seçmen 14 Mayıs’ta kime, kimlere oy verecek? Peki seçim sonucu üzerinde bu derece etkili olan kadınlar siyasi partilerin kendilerine dönük söylemlerine kulak veriyor mu? Beklentileri nedir politikacılardan? Yaşananları nasıl değerlendiriyorlar? Ya seçilmiş kadın politikacılar hemcinslerinin dertlerine bugüne değin yeterince eğildi mi?
Ne yazık ki son günlerde “tek kadın parti lideri” konumundaki Meral Akşener’e yapılan sözlü saldırıların tanığı olduk, üstelik bununla da yetinilmedi, bir süre önce evi basıldı, “ayağını denk alması” tavsiye edildi, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “bunlar senin daha iyi günlerin” diye uyarıldı bile. Üstelik geçen gün İyi Parti binasının kurşunlanması olayı bile pek de inandırıcı gelmeyen biçimde hırsız kovalayan bir bekçiye mal edilmedi mi?
Bütün bunları izlerken acaba diyorum, siyasetçiler 14 Mayıs’ta sandık başına gidip oy verecek seçmenin “yarısının kadınlardan oluştuğunun farkında mı, değil mi?” Ya da kadınlar “nasılsa babalarının kocalarının dediğine oy verecekler” diye yok sayılıyor, o yüzden sadece erkek seçmen mi siyasetçinin odağında kalmaya devam ediyor?
E, nedir öyleyse kadına karşı bu ilgisizlik hatta sert tutum?
Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesinin yürürlükten kaldırılması bir yana, şimdi de “6284 sayılı yasayı kaldıralım” söylemlerinin nedeni ne? Bunlara karşı çıkan, haklarını koruma çabasındaki kadınların protestolarına engel olunması, pankartlarının yırtılıp ters kelepçeyle yollarda sürüklenmesi nasıl izah edilebilir?
—Hüda Par ve kadın—
Şimdi bir de Hüda-Par’ın Cumhur ittifakına katılması ile kadını hedef alan ayrımcı, sert söylemler ayyuka çıkmadı mı? Bu partinin programına mutlaka bir göz atmanızı öneriyorum (*) ama şimdi ben sizlerle sadece kadınlarla ilgili söylemlerini paylaşmakla yetineyim…
-Toplumda yerleşik olan ve ayrıca toplumun inancı ile de esastan ilişkili olup dini bağlayıcılığı olan imam nikâhı suç olmaktan çıkarılmalı, bu nikâh şekline resmi statü kazandırılmalıdır. (Neden acaba? Amaç, şeriata biraz daha yaklaşmak mı? Çok eşliliğe filan? Değilse, imam nikahının resmi statü kazanmasına ne gerek var? Resmi nikah varken?)
-Seküler anlayışın dayatmalarının sonucu suç olmaktan çıkarılan zina, yeniden suç olarak tanımlanmalıdır. (Hatırlayalım, Anayasa Mahkemesi yıllar önce (**) zinayı suç olmaktan eden çıkardı? Çünkü zina yapan kadın için hapis cezası öngörülürken, eşi böyle bir cezadan muaf tutulmuştu, mahkeme, eşitliğe aykırı olduğu gerekçesiyle o hükümleri iptal etti.)
-Kadınların çalışma şartları cinsiyetlerinin gereklerine uygun hale getirilmelidir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere, kadınlara hizmet veren kurum ve kuruluşlarda sadece kadınlar istihdam edilmelidir. (Neden efendim? Neden? Dünyaca ünlü erkek doktorlar neden kadına da hizmet veremesin? Size göre kadına bakan her erkek kötü niyetli midir?)
-Zorunlu karma eğitimden vazgeçilmeli, isteyen aileler çocuklarını yüksek öğrenim dâhil eğitimin her kademesinde erkek veya kız okullarında okutabilmelidir. (Neden yahu? Kız ve erkek çocuklar size göre ateş ve barut olup, yüce bir hedef olan eğitim için bile yan yana gelemez mi?)
-Gayr-ı meşru yollardan meydana gelmiş nesil, toplum için felakettir. Evlilik dışı ilişkilerin önüne geçilmelidir. (Nasıl olacak bu? Recm (***) cezası filan mı getireceksiniz? Hangi yolla önüne geçeceksiniz?)
-Kadının, çalışarak aile bütçesine katkıda bulunurken çocuklarını ve ailesini ihmal etmemesi için, çalışma hayatında gerekli yasal düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmalıdır. (Erkek ihmal edince sorun olmuyor öyle mi? Şuna -çalışan anne babalar için koşullar düzeltilsin- deseniz olmaz mı?)
-Kadınlarla ilgili düzenlemeler yapılırken inanç ve toplumsal değerler göz önünde tutulmalıdır. Kadının fıtratına uygun işlerde istihdamına dikkat edilmelidir. (Kadının fıtratına uygun işler nedir? Sayın bari de bilelim)
-Okur-yazarlık oranının düşük olmasının en büyük sebebi olan başörtüsü ve tesettür serbest bırakılarak eğitim ve öğretim seviyesinin arttırılması sağlanmalıdır. (Başörtüsü önünde hangi engel kaldı? Yoksa başörtüsü değil de erken evlilik koparıyor olabilir mi kız çocuklarının eğitimden?)
——Kadının fıtratına uygun işler—-
Valla bu programı okuyunca “eller aya biz yaya” demekten kendimi alamadım, öyle ya bugüne kadar uzaya giden kaç kadın astronot oldu sayabildiniz mi? Düşünün akademik dünyada, bilimde kadınlar hangi noktalarda? Biz ise kadını zaten eğitimde, çalışma yaşamında geri bıraktırmışız, şimdi bir de “kadın fıtratına uygun işler neymiş?” sorusuna yanıt arıyoruz. Üşenmedim gerçekten aradım, bula bula şöyle bir bilgiye rastladım, buyrun:
“Hz. Peygamber döneminde ip eğirme ve dokumacılık, deri tabaklamak, kuaförlük, tabiplik, ticaret ve değişik dalları gibi alanlarda kadınlar meslek sahibi olmuşlardır. Bu meslek sahibi ve çalışan kadınlar, çalışma hayatından menedilmedikleri gibi daha başarılı olabilmeleri için bizzat Hz. Peygamber tarafından teşvik ve tavsiyelerde bulunulmuştur.” (****)
Aslında Hüda-Par’ın programını incelediğinizde kadını ikinci plana atan söylemlerin “Laiklik yerine İslami toplum özleminden kaynaklandığı” açıkça görülüyor, hatta programda “halk” yerine “ümmet olma” ideali sık sık vurgulanıyor.
Bunları okuduğumda aklıma bir de ne geldi biliyor musunuz?
İki hafta önce Birleşik Arap Emirliklerindeydim, sokaklarda, çarşıda pazarda, hatta resmi kurumlarda bazı kadınların yüzlerini örtmek için kullandıkları bir maske -Burqu veya batulah diye adlandırılıyor- (*****) dikkatimi çekti. Evli kadınları ayırt eden bu maske, onları kötü bakışlardan saklıyor, hatta kocalarına sadakat gösterdikleri anlamına geliyormuş. Üstelik gün boyunca maskesini çıkarmayan kadın, evde kocasıyla mahremiyette çıkarınca, kocasının gözünde cazibesi artıyormuş!
Kimsenin inancına kültürüne saygısızlık etmek istemem ama bence Türkiye’deki kadınlar bu dayatmaları söylemleri filan bir kenara bırakıp Atatürk’e kulak versinler:
“Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacak ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.”
(*)
(**)
(***)
(****)
(*****)
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ne yazık ki son günlerde “tek kadın parti lideri” konumundaki Meral Akşener’e yapılan sözlü saldırıların tanığı olduk, üstelik bununla da yetinilmedi, bir süre önce evi basıldı, “ayağını denk alması” tavsiye edildi, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “bunlar senin daha iyi günlerin” diye uyarıldı bile. Üstelik geçen gün İyi Parti binasının kurşunlanması olayı bile pek de inandırıcı gelmeyen biçimde hırsız kovalayan bir bekçiye mal edilmedi mi?
Bütün bunları izlerken acaba diyorum, siyasetçiler 14 Mayıs’ta sandık başına gidip oy verecek seçmenin “yarısının kadınlardan oluştuğunun farkında mı, değil mi?” Ya da kadınlar “nasılsa babalarının kocalarının dediğine oy verecekler” diye yok sayılıyor, o yüzden sadece erkek seçmen mi siyasetçinin odağında kalmaya devam ediyor?
E, nedir öyleyse kadına karşı bu ilgisizlik hatta sert tutum?
Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesinin yürürlükten kaldırılması bir yana, şimdi de “6284 sayılı yasayı kaldıralım” söylemlerinin nedeni ne? Bunlara karşı çıkan, haklarını koruma çabasındaki kadınların protestolarına engel olunması, pankartlarının yırtılıp ters kelepçeyle yollarda sürüklenmesi nasıl izah edilebilir?
—Hüda Par ve kadın—
Şimdi bir de Hüda-Par’ın Cumhur ittifakına katılması ile kadını hedef alan ayrımcı, sert söylemler ayyuka çıkmadı mı? Bu partinin programına mutlaka bir göz atmanızı öneriyorum (*) ama şimdi ben sizlerle sadece kadınlarla ilgili söylemlerini paylaşmakla yetineyim…
-Toplumda yerleşik olan ve ayrıca toplumun inancı ile de esastan ilişkili olup dini bağlayıcılığı olan imam nikâhı suç olmaktan çıkarılmalı, bu nikâh şekline resmi statü kazandırılmalıdır. (Neden acaba? Amaç, şeriata biraz daha yaklaşmak mı? Çok eşliliğe filan? Değilse, imam nikahının resmi statü kazanmasına ne gerek var? Resmi nikah varken?)
-Seküler anlayışın dayatmalarının sonucu suç olmaktan çıkarılan zina, yeniden suç olarak tanımlanmalıdır. (Hatırlayalım, Anayasa Mahkemesi yıllar önce (**) zinayı suç olmaktan eden çıkardı? Çünkü zina yapan kadın için hapis cezası öngörülürken, eşi böyle bir cezadan muaf tutulmuştu, mahkeme, eşitliğe aykırı olduğu gerekçesiyle o hükümleri iptal etti.)
-Kadınların çalışma şartları cinsiyetlerinin gereklerine uygun hale getirilmelidir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere, kadınlara hizmet veren kurum ve kuruluşlarda sadece kadınlar istihdam edilmelidir. (Neden efendim? Neden? Dünyaca ünlü erkek doktorlar neden kadına da hizmet veremesin? Size göre kadına bakan her erkek kötü niyetli midir?)
-Zorunlu karma eğitimden vazgeçilmeli, isteyen aileler çocuklarını yüksek öğrenim dâhil eğitimin her kademesinde erkek veya kız okullarında okutabilmelidir. (Neden yahu? Kız ve erkek çocuklar size göre ateş ve barut olup, yüce bir hedef olan eğitim için bile yan yana gelemez mi?)
-Gayr-ı meşru yollardan meydana gelmiş nesil, toplum için felakettir. Evlilik dışı ilişkilerin önüne geçilmelidir. (Nasıl olacak bu? Recm (***) cezası filan mı getireceksiniz? Hangi yolla önüne geçeceksiniz?)
-Kadının, çalışarak aile bütçesine katkıda bulunurken çocuklarını ve ailesini ihmal etmemesi için, çalışma hayatında gerekli yasal düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmalıdır. (Erkek ihmal edince sorun olmuyor öyle mi? Şuna -çalışan anne babalar için koşullar düzeltilsin- deseniz olmaz mı?)
-Kadınlarla ilgili düzenlemeler yapılırken inanç ve toplumsal değerler göz önünde tutulmalıdır. Kadının fıtratına uygun işlerde istihdamına dikkat edilmelidir. (Kadının fıtratına uygun işler nedir? Sayın bari de bilelim)
-Okur-yazarlık oranının düşük olmasının en büyük sebebi olan başörtüsü ve tesettür serbest bırakılarak eğitim ve öğretim seviyesinin arttırılması sağlanmalıdır. (Başörtüsü önünde hangi engel kaldı? Yoksa başörtüsü değil de erken evlilik koparıyor olabilir mi kız çocuklarının eğitimden?)
——Kadının fıtratına uygun işler—-
Valla bu programı okuyunca “eller aya biz yaya” demekten kendimi alamadım, öyle ya bugüne kadar uzaya giden kaç kadın astronot oldu sayabildiniz mi? Düşünün akademik dünyada, bilimde kadınlar hangi noktalarda? Biz ise kadını zaten eğitimde, çalışma yaşamında geri bıraktırmışız, şimdi bir de “kadın fıtratına uygun işler neymiş?” sorusuna yanıt arıyoruz. Üşenmedim gerçekten aradım, bula bula şöyle bir bilgiye rastladım, buyrun:
“Hz. Peygamber döneminde ip eğirme ve dokumacılık, deri tabaklamak, kuaförlük, tabiplik, ticaret ve değişik dalları gibi alanlarda kadınlar meslek sahibi olmuşlardır. Bu meslek sahibi ve çalışan kadınlar, çalışma hayatından menedilmedikleri gibi daha başarılı olabilmeleri için bizzat Hz. Peygamber tarafından teşvik ve tavsiyelerde bulunulmuştur.” (****)
Aslında Hüda-Par’ın programını incelediğinizde kadını ikinci plana atan söylemlerin “Laiklik yerine İslami toplum özleminden kaynaklandığı” açıkça görülüyor, hatta programda “halk” yerine “ümmet olma” ideali sık sık vurgulanıyor.
Bunları okuduğumda aklıma bir de ne geldi biliyor musunuz?
İki hafta önce Birleşik Arap Emirliklerindeydim, sokaklarda, çarşıda pazarda, hatta resmi kurumlarda bazı kadınların yüzlerini örtmek için kullandıkları bir maske -Burqu veya batulah diye adlandırılıyor- (*****) dikkatimi çekti. Evli kadınları ayırt eden bu maske, onları kötü bakışlardan saklıyor, hatta kocalarına sadakat gösterdikleri anlamına geliyormuş. Üstelik gün boyunca maskesini çıkarmayan kadın, evde kocasıyla mahremiyette çıkarınca, kocasının gözünde cazibesi artıyormuş!
Kimsenin inancına kültürüne saygısızlık etmek istemem ama bence Türkiye’deki kadınlar bu dayatmaları söylemleri filan bir kenara bırakıp Atatürk’e kulak versinler:
“Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacak ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.”
(*)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
(**)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
(***)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
(****)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
(*****)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
.Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.