Yaz geldi, gönül yaylarınız gevşedi. Flörtler, tek gecelik date’ler, belki uzun soluklu ilişkiler… Yeşil ışığı yaktınız, kalbinizin kapılarını araladınız. Güneş kremi kokan teninizle çevredekilerin yüreğini yaktınız. Önce cool bir yakınlaşma, iki dakika sonra yelkenler fora! E ne oldu o mesafeli tavırlarınıza? Köprüyü geçene kadar mıydı her şey? Samimi olayım derken ayarı kaçırdınız, baltayı taşa sapladınız.
Daha ikinci günden günaydın mesajları, iyi geceler dilekleri, canım, cicim, aşkım, sevgilim demeçleri. Hava yeterince sıcak değil miydi? Ne gerek vardı şimdi ortalığı vıcık vıcık bir hale getirmeye. Hele ki karşınızdaki buz dağının zirvesinde takılan, cool ve mesafe kelimelerinin sözlükteki karşılığı olan bir Kova ise! Hemen söylediklerinizi geri alın, bulunduğunuz yerden koşarak uzaklaşın ya da kafanızı saklayacak karanlık bir delik bulun. Bir dakika gerçi, sizin bir yere gitmenize pek de gerek yok aslında. “Aşkım” diye hitap ettiğiniz tuhaf Kova, göz açıp kapayana kadar çoktan gitmiştir nasıl olsa.
Yapılarında var bir kere. Sevmiyorlar öyle laubaliliği, evciliği. E bir yerde haklı da değiller mi? Koca koca insanlar olmuşsunuz hala dosta düşmana “bak biz birbirimizi nasıl da seviyoruz” geyikleri, son iki senede flört ettiğiniz 465. insan olmasına rağmen, ilk defa aşık oluyormuş gibi canım, cicim sözcükleri. İlişkinizi ispatlamaya mı ihtiyacınız var? Notere gidin, sevginizi tasdik ettirin. “Ruhum, sönmeyen ateşim, güneşim, gökyüzüm, ömür törpüm, kelebeğim, aşk çiçeğim, minnoşum, pıtırcığım, diğer yarım… Oldu olacak peynirli doritos kokan çorabım, kirli sepetindeki Bugs Bunny’li donum! Bu kadar mı benimsediniz arkadaş iki günde? Yoksa herkese böyle mi davrandınız eşit şekilde?
Siz ikinci günde evlilik hayalleri kurup, kafanızdaki gelinliği tasarlamaya başlamışken, üçüncü damat adayı olarak gördüğünüz insan ortalıkta yok. Hop Whatsapp profil resmi gitmiş, Instagram hesabı kilitlenmiş. Söylediğiniz tek bir kelime karşı tarafta nasıl ters tepmiş. Neyse artık bir dahaki sefere diyelim, pembe panjurlu eviniz için size uygun bir aday dileyelim!
Daha ikinci günden günaydın mesajları, iyi geceler dilekleri, canım, cicim, aşkım, sevgilim demeçleri. Hava yeterince sıcak değil miydi? Ne gerek vardı şimdi ortalığı vıcık vıcık bir hale getirmeye. Hele ki karşınızdaki buz dağının zirvesinde takılan, cool ve mesafe kelimelerinin sözlükteki karşılığı olan bir Kova ise! Hemen söylediklerinizi geri alın, bulunduğunuz yerden koşarak uzaklaşın ya da kafanızı saklayacak karanlık bir delik bulun. Bir dakika gerçi, sizin bir yere gitmenize pek de gerek yok aslında. “Aşkım” diye hitap ettiğiniz tuhaf Kova, göz açıp kapayana kadar çoktan gitmiştir nasıl olsa.
Yapılarında var bir kere. Sevmiyorlar öyle laubaliliği, evciliği. E bir yerde haklı da değiller mi? Koca koca insanlar olmuşsunuz hala dosta düşmana “bak biz birbirimizi nasıl da seviyoruz” geyikleri, son iki senede flört ettiğiniz 465. insan olmasına rağmen, ilk defa aşık oluyormuş gibi canım, cicim sözcükleri. İlişkinizi ispatlamaya mı ihtiyacınız var? Notere gidin, sevginizi tasdik ettirin. “Ruhum, sönmeyen ateşim, güneşim, gökyüzüm, ömür törpüm, kelebeğim, aşk çiçeğim, minnoşum, pıtırcığım, diğer yarım… Oldu olacak peynirli doritos kokan çorabım, kirli sepetindeki Bugs Bunny’li donum! Bu kadar mı benimsediniz arkadaş iki günde? Yoksa herkese böyle mi davrandınız eşit şekilde?
Siz ikinci günde evlilik hayalleri kurup, kafanızdaki gelinliği tasarlamaya başlamışken, üçüncü damat adayı olarak gördüğünüz insan ortalıkta yok. Hop Whatsapp profil resmi gitmiş, Instagram hesabı kilitlenmiş. Söylediğiniz tek bir kelime karşı tarafta nasıl ters tepmiş. Neyse artık bir dahaki sefere diyelim, pembe panjurlu eviniz için size uygun bir aday dileyelim!