UzmErdaL
Forum Üyesii
- Katılım
- 27 Eyl 2022
- Mesajlar
- 3,907
- Puanları
- 38
Bu işin mutfağından geldim.
1980'li yılların başında çok gençken Cağaloğlu'ndaki Milliyet'te yetiştim.
Hocalarım değerliydi. Namık Sevik'ti. Nezih Alkış'tı. İslam Çupi kulağımı çok çekti. Muhabirliği İlker Ateş'ten öğrendim. Şansal Büyüka'yı Oğuz Tongsir'i örnek aldım. O dönem Milliyet'in dev spor servisi bir okuldu benim için. Onlarca öğretmenim vardı. İyi bir gazetecinin önce ahlaklı ve etik değerlere bağlı olması gerektiğini kafamdan hiç çıkarmadım.
Ona göre yaşadım. Yaşamaya çalıştım.
Çeşitli gazetelerde ve televizyonlarda muhabirlik, editörlük, şeflik, haber müdürlüğü, yazarlık yaptım.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış dedim.
Yaklaşık 15 yılım Beşiktaş muhabiri olarak geçti.
Ne yöneticiler tanıdım. Dostluklar kurdum. Gezetecilik gömleğimi çıkarıp aynı masaları paylaştım. Masada konuşulan masada kaldı hep, sırlarını evimde bile açmadım.
Süleyman Seba'nın Dostlar Sofrası'nda bir sandalyem oldu hep; bunun onuruyla yaşadım.
Süleyman abiden sonra da başkanlar geldi, geçti Beşiktaş'a. Eğriyle eğri, doğruysa doğru dedim, ona göre yazdım.
Ama ben hayatımda böyle ağır bir suçlamayla hiç karşılaşmadım. Onun için unutamıyorum Ahmet Nur Çebi'nin sözlerini. Çebi'nin konuşmasında adım geçmiyor ama komplocu ve para alanların adını açık açık söylemediği, yanlışlarını da eleştirenlerden biri olduğum için üzerime alındım.
Bu nedenle Yeniçağ'da seslendim kendisine. Biraz uzun olacak ama; yaklaşık 10 gün önceki yazımda şöyle dedim:
* * *
Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'nin kadın basketbol takımı için sponsorluk imza töreninde yaptığı açıklamaları okuyunca dehşete kapıldım.
Öne çıkan sözlerini madde madde sıralayayım:
- Sosyal medyadaki eleştirilerin sebebinin arkasında tamamen Beşiktaş yönetimine ve başkanına düzenlenen bir komplo var.
- Takımın başarısız olması, takımın başarısızlığı için hocanın aşağı çekilmesi ve hocayla futbolcular arasında problem varmış gibi algılar yaratma planı içerisinde olanlar var.
- Beşiktaş'ın bu sene en iyi takım olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla bu takımı başarılardan uzaklaştırmanın tek yolu da, rakiplerimiz tarafından benimsenmiş olan yollardan biri de Beşiktaş'ı içeriden karıştırmaktır. Amaçları budur. Hiçbir şekilde amaçlarına ulaşamayacaklardır.
- Ismael'in eleştirildiği ve içine düşürülmeye çalışıldığı bir durum var. Bu durumu taraftara anlatayım. İşin içerisinde iki grup var. Bir sosyal medya tarafı, bir de yazılı görsel medya var. Sosyal medyayla ilgili eleştirilerin sebebinin arkasında Beşiktaş başkanına ve yönetimine tezgahlanmaya çalışılan komplo var. Takımın başarısız olması, hocanın aşağı çekilmesi, hocayla futbolcular arasında problem varmış gibi algılar yapılıyor. Bunları sosyal medyada yapıyorlar. Bu işi yapanlar, muhalefet olduğu iddia edilen kişiler tarafından maddiyat karşılığı yapıyor.
- Sadece taraftarıma buradan sesleniyorum. Lütfen, bu komploları hazırlayanların oyunlarına gelmeyin. Biz nasıl taraftarımıza sahip çıkıyorsak, taraftarımızın da hocasına sahip çıkmasını rica ediyorum.
Şimdi... Önce şunu belirteyim. "Bu işi yapanlar muhalefet olduğu iddia edilen kişiler tarafından maddiyat karşılığı yapıyor" ne demek? Sayın Çebi; madem "Bu durumu taraftarlara anlatayım" diyorsunuz, açık açık söylesenize. Kimdir bunlar? İsimleri ne? Böyle ağır bir suçlamayı ortaya atıp, hemen herkesi zan altında bırakmak ne derece doğru?
Ben bir spor yazarıyım. Elbette ki kendimce siyaha siyah, beyaza beyaz diyeceğim. Beşiktaş'ın Alanyaspor maçında 3-0'dan 3-3'lük beraberliği zor kurtarmasını ve bunun nedenlerini yazmayacak mıyım? Valerien Ismael'in yaptığı hatalı oyuncu değişimlerini belirtmeyecek miyim? Başakşehir ve İstanbulspor maçlarındaki saçmalıkları görmeyecek miyim? Fenerbahçe maçında berbat oyuna, tuhaf kurguya, kendi sahanda aldığın beraberliğe sevinilmesine laf etmeyecek miyim?
Bunları yapınca ben de Beşiktaş düşmanı mı oluyorum? Ya da diğer spor yazarı arkadaşlarımız komplocu mu? Bu nasıl bir suçlamadır?
Sosyal medyaya gelince... Tekrar ediyorum. Varsa eğer para vererek mesaj yazdıranlar; ki bunları bildiklerinizi söylüyorsunuz; lütfen isimlerini de sıralayın. Sıralayın ki iddianız kanıtlansın. Her yönetimin ister kulüplerde, ister siyasette muhalefetinin olmasından doğal ne vardır ki? Ama para vererek haber yaptırmak, mesaj yazdırmak, komplolar içine girmek elbette ki kabul edilemez. Bunları söyleyin o zaman ki, milyonlarca insan zan altında kalmasın.
Valerien Ismael'e gelince... Ben ne yöneticiler gördüm; "Arkasındayız, yanındayız" dedikleri teknik adamları değiştiren? Ne teknik adamlar gördüm; koltuğunu garanti görürken bir gecede görevden alınıveren?
Örnek mi istiyorsunuz? İşte ilk aklıma gelen: Sergen Yalçın!
* * *
Şimdi de size Beşiktaş'ın internet sitesinde hala duran "Başkanın mesajı" bölümünden Ahmet Nur Çebi'nin yazısının bir bölümünü aktarayım:
"Değerli Beşiktaşlılar,
Büyük emek vererek özenle oluşturduğumuz Futbol A Takımımızın bu sezon da şampiyon olacağına yürekten inanıyoruz. Camiamız bilmelidir ki Beşiktaş’ın çok iyi bir kadrosu ve bu kadronun başarılı olması için de çok iyi bir organizasyonu vardır.
Teknik Direktörümüz Valérien Ismaël’e güvenimiz tamdır. Güvenimiz sebepsiz değildir. Teknik Direktörümüzün çalışkanlığı, liderlik ruhu, futbolcularımızla kurduğu iletişim, kendisine güvenmemizin başlıca sebepleridir. Sportif Direktörümüz Ceyhun Kazancı ile birlikte Teknik Direktörümüzün oluşturduğu kadromuzla sezon sonunda şampiyonluğu tüm camia kutlayacağız."
* * *
Bu yazının mürekkebi bile kurumadı daha. O gün Valerien Ismael'i güveninin tam olduğunu söyleyip, birlikte şampiyonluğu kutlayacaklarını söylüyordu, bugün kovdu!
Ondan önce Ismael'i eleştirenlere komplocu deyip, para karşılığı yapıldığını ileri sürüyordu, bugün kendisi de beğenmemiş olacak ki kapının önüne koydu!
Ben de şimdi soruyorum o zaman:
- Bu Valerien Ismael'i kim bulup da getirdi? Geçmişine hiç mi bakılmadı, hiçbir takımda dikiş tutturamadığna niçin aldırış eden olmadı?
- Bu Ismael'i bulup da takımın başına getirenlerin bugünkü tablo nedeniyle hiç mi suçu yoktur?
- Bu kişilerin amaçları, neden bunu yaptıkları sorgulanmayacak mıdır?
- Kimdir bu kişiler? Beşiktaş Başkanı'nın Galatasaray kongre üyesi olan danışmanı mıdır? Yoksa Galatasaray liseli olan ve transferlerde futbolcudan önce sırıtarak poz veren futbol direktörü mü?
- "Paralar nerede Fikret Orman" diye bağırırken iyiydi! Şimdi bu boşa savrulan paraların hesabını kimse vermeyecek midir?
- Ve son sorum: Valerien Ismael'i eleştirenler komplocuydu. İstifasını isteyenler muhalefetten para almışlardı değil mi? Siz daha ileri gittiniz, adamı gönderdiniz. Ne oldu şimdi? Siz de mi komplocusunuz, siz de mi muhalefetten para aldınız?
O yaptığınız suçlama kayıtlarda hep kalacak. Onun için buna açıklık getirmek zorundasınız. Kimdir bu Beşiktaş'ın kötülüğünü isteyen komplocular, madem biliyorsunuz muhalefetten para verenleri açıklayın. Kim veriyor, kim alıyor. Tek tek isim isim söyleyin. Genelleme yaparak, hemen herkesi kirli bir çuvalın içine atmak bir kulüp başkanına yakışıyor mu? Orası Beşiktaş. Başkanlık koltuğu çok önemli. Ne efsaneler oturdu orada. Efsane Süleyman Seba'nın koltuğu. O koltukta oturan ağzından çıkanlara dikkat etmeli, yarını da düşünmeli. Diğer özelliklerine girmeyeceğim bile.
Sözün özü: Söz ağızdan çıkana kadar insanın kölesidir, çıktıktan sonra insan sözünün kölesi olur.
Gürel YURTTAŞ
1980'li yılların başında çok gençken Cağaloğlu'ndaki Milliyet'te yetiştim.
Hocalarım değerliydi. Namık Sevik'ti. Nezih Alkış'tı. İslam Çupi kulağımı çok çekti. Muhabirliği İlker Ateş'ten öğrendim. Şansal Büyüka'yı Oğuz Tongsir'i örnek aldım. O dönem Milliyet'in dev spor servisi bir okuldu benim için. Onlarca öğretmenim vardı. İyi bir gazetecinin önce ahlaklı ve etik değerlere bağlı olması gerektiğini kafamdan hiç çıkarmadım.
Ona göre yaşadım. Yaşamaya çalıştım.
Çeşitli gazetelerde ve televizyonlarda muhabirlik, editörlük, şeflik, haber müdürlüğü, yazarlık yaptım.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış dedim.
Yaklaşık 15 yılım Beşiktaş muhabiri olarak geçti.
Ne yöneticiler tanıdım. Dostluklar kurdum. Gezetecilik gömleğimi çıkarıp aynı masaları paylaştım. Masada konuşulan masada kaldı hep, sırlarını evimde bile açmadım.
Süleyman Seba'nın Dostlar Sofrası'nda bir sandalyem oldu hep; bunun onuruyla yaşadım.
Süleyman abiden sonra da başkanlar geldi, geçti Beşiktaş'a. Eğriyle eğri, doğruysa doğru dedim, ona göre yazdım.
Ama ben hayatımda böyle ağır bir suçlamayla hiç karşılaşmadım. Onun için unutamıyorum Ahmet Nur Çebi'nin sözlerini. Çebi'nin konuşmasında adım geçmiyor ama komplocu ve para alanların adını açık açık söylemediği, yanlışlarını da eleştirenlerden biri olduğum için üzerime alındım.
Bu nedenle Yeniçağ'da seslendim kendisine. Biraz uzun olacak ama; yaklaşık 10 gün önceki yazımda şöyle dedim:
* * *
Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'nin kadın basketbol takımı için sponsorluk imza töreninde yaptığı açıklamaları okuyunca dehşete kapıldım.
Öne çıkan sözlerini madde madde sıralayayım:
- Sosyal medyadaki eleştirilerin sebebinin arkasında tamamen Beşiktaş yönetimine ve başkanına düzenlenen bir komplo var.
- Takımın başarısız olması, takımın başarısızlığı için hocanın aşağı çekilmesi ve hocayla futbolcular arasında problem varmış gibi algılar yaratma planı içerisinde olanlar var.
- Beşiktaş'ın bu sene en iyi takım olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla bu takımı başarılardan uzaklaştırmanın tek yolu da, rakiplerimiz tarafından benimsenmiş olan yollardan biri de Beşiktaş'ı içeriden karıştırmaktır. Amaçları budur. Hiçbir şekilde amaçlarına ulaşamayacaklardır.
- Ismael'in eleştirildiği ve içine düşürülmeye çalışıldığı bir durum var. Bu durumu taraftara anlatayım. İşin içerisinde iki grup var. Bir sosyal medya tarafı, bir de yazılı görsel medya var. Sosyal medyayla ilgili eleştirilerin sebebinin arkasında Beşiktaş başkanına ve yönetimine tezgahlanmaya çalışılan komplo var. Takımın başarısız olması, hocanın aşağı çekilmesi, hocayla futbolcular arasında problem varmış gibi algılar yapılıyor. Bunları sosyal medyada yapıyorlar. Bu işi yapanlar, muhalefet olduğu iddia edilen kişiler tarafından maddiyat karşılığı yapıyor.
- Sadece taraftarıma buradan sesleniyorum. Lütfen, bu komploları hazırlayanların oyunlarına gelmeyin. Biz nasıl taraftarımıza sahip çıkıyorsak, taraftarımızın da hocasına sahip çıkmasını rica ediyorum.
Şimdi... Önce şunu belirteyim. "Bu işi yapanlar muhalefet olduğu iddia edilen kişiler tarafından maddiyat karşılığı yapıyor" ne demek? Sayın Çebi; madem "Bu durumu taraftarlara anlatayım" diyorsunuz, açık açık söylesenize. Kimdir bunlar? İsimleri ne? Böyle ağır bir suçlamayı ortaya atıp, hemen herkesi zan altında bırakmak ne derece doğru?
Ben bir spor yazarıyım. Elbette ki kendimce siyaha siyah, beyaza beyaz diyeceğim. Beşiktaş'ın Alanyaspor maçında 3-0'dan 3-3'lük beraberliği zor kurtarmasını ve bunun nedenlerini yazmayacak mıyım? Valerien Ismael'in yaptığı hatalı oyuncu değişimlerini belirtmeyecek miyim? Başakşehir ve İstanbulspor maçlarındaki saçmalıkları görmeyecek miyim? Fenerbahçe maçında berbat oyuna, tuhaf kurguya, kendi sahanda aldığın beraberliğe sevinilmesine laf etmeyecek miyim?
Bunları yapınca ben de Beşiktaş düşmanı mı oluyorum? Ya da diğer spor yazarı arkadaşlarımız komplocu mu? Bu nasıl bir suçlamadır?
Sosyal medyaya gelince... Tekrar ediyorum. Varsa eğer para vererek mesaj yazdıranlar; ki bunları bildiklerinizi söylüyorsunuz; lütfen isimlerini de sıralayın. Sıralayın ki iddianız kanıtlansın. Her yönetimin ister kulüplerde, ister siyasette muhalefetinin olmasından doğal ne vardır ki? Ama para vererek haber yaptırmak, mesaj yazdırmak, komplolar içine girmek elbette ki kabul edilemez. Bunları söyleyin o zaman ki, milyonlarca insan zan altında kalmasın.
Valerien Ismael'e gelince... Ben ne yöneticiler gördüm; "Arkasındayız, yanındayız" dedikleri teknik adamları değiştiren? Ne teknik adamlar gördüm; koltuğunu garanti görürken bir gecede görevden alınıveren?
Örnek mi istiyorsunuz? İşte ilk aklıma gelen: Sergen Yalçın!
* * *
Şimdi de size Beşiktaş'ın internet sitesinde hala duran "Başkanın mesajı" bölümünden Ahmet Nur Çebi'nin yazısının bir bölümünü aktarayım:
"Değerli Beşiktaşlılar,
Büyük emek vererek özenle oluşturduğumuz Futbol A Takımımızın bu sezon da şampiyon olacağına yürekten inanıyoruz. Camiamız bilmelidir ki Beşiktaş’ın çok iyi bir kadrosu ve bu kadronun başarılı olması için de çok iyi bir organizasyonu vardır.
Teknik Direktörümüz Valérien Ismaël’e güvenimiz tamdır. Güvenimiz sebepsiz değildir. Teknik Direktörümüzün çalışkanlığı, liderlik ruhu, futbolcularımızla kurduğu iletişim, kendisine güvenmemizin başlıca sebepleridir. Sportif Direktörümüz Ceyhun Kazancı ile birlikte Teknik Direktörümüzün oluşturduğu kadromuzla sezon sonunda şampiyonluğu tüm camia kutlayacağız."
* * *
Bu yazının mürekkebi bile kurumadı daha. O gün Valerien Ismael'i güveninin tam olduğunu söyleyip, birlikte şampiyonluğu kutlayacaklarını söylüyordu, bugün kovdu!
Ondan önce Ismael'i eleştirenlere komplocu deyip, para karşılığı yapıldığını ileri sürüyordu, bugün kendisi de beğenmemiş olacak ki kapının önüne koydu!
Ben de şimdi soruyorum o zaman:
- Bu Valerien Ismael'i kim bulup da getirdi? Geçmişine hiç mi bakılmadı, hiçbir takımda dikiş tutturamadığna niçin aldırış eden olmadı?
- Bu Ismael'i bulup da takımın başına getirenlerin bugünkü tablo nedeniyle hiç mi suçu yoktur?
- Bu kişilerin amaçları, neden bunu yaptıkları sorgulanmayacak mıdır?
- Kimdir bu kişiler? Beşiktaş Başkanı'nın Galatasaray kongre üyesi olan danışmanı mıdır? Yoksa Galatasaray liseli olan ve transferlerde futbolcudan önce sırıtarak poz veren futbol direktörü mü?
- "Paralar nerede Fikret Orman" diye bağırırken iyiydi! Şimdi bu boşa savrulan paraların hesabını kimse vermeyecek midir?
- Ve son sorum: Valerien Ismael'i eleştirenler komplocuydu. İstifasını isteyenler muhalefetten para almışlardı değil mi? Siz daha ileri gittiniz, adamı gönderdiniz. Ne oldu şimdi? Siz de mi komplocusunuz, siz de mi muhalefetten para aldınız?
O yaptığınız suçlama kayıtlarda hep kalacak. Onun için buna açıklık getirmek zorundasınız. Kimdir bu Beşiktaş'ın kötülüğünü isteyen komplocular, madem biliyorsunuz muhalefetten para verenleri açıklayın. Kim veriyor, kim alıyor. Tek tek isim isim söyleyin. Genelleme yaparak, hemen herkesi kirli bir çuvalın içine atmak bir kulüp başkanına yakışıyor mu? Orası Beşiktaş. Başkanlık koltuğu çok önemli. Ne efsaneler oturdu orada. Efsane Süleyman Seba'nın koltuğu. O koltukta oturan ağzından çıkanlara dikkat etmeli, yarını da düşünmeli. Diğer özelliklerine girmeyeceğim bile.
Sözün özü: Söz ağızdan çıkana kadar insanın kölesidir, çıktıktan sonra insan sözünün kölesi olur.
Gürel YURTTAŞ