Torul ve çevresinin tarihi kaynaklarda ilk kez geçtiği belge MÖ. 400'lerde kaleme alınan Ksenofon'un Anabasis (Sefer/Onbinlerin Dönüşü) isimli eseridir. Ksenofon, Torul-Tonya bölgesinde Kolkh halklarından Dril adlı savaşçı bir kabilenin yaşadığını ve bu kabilenin Yunan kolonicilerin amansız düşmanı olduğunu belirtmektedir. MS 130'larda Roma İmparatorluğu'nun Kapadokya Valisi Arrianus Karadeniz Bölgesi'ne gelmiş, İmparator Hadrianus'a bölgeyle ilgili bir rapor hazırlamıştır. Hazırladığı raporda yine Torul bölgesinde Dril kabilesinden bahseden Arrianus, Dril kabilesinin bölgede yaşayan diğer Laz/Tzan/Tzani topluluklarıyla aynı olduğunu belirtmiştir. İlçenin Torul (Dorila) adı da büyük bir ihtimalle Lazlarla ilişkilidir.
Papalık elçisi Ruy González de Clavijo 1404 yılında bölgeye geldiğinde Torul'un Kabasitas ailesinin kontrolünde olduğunu belirtmiştir. Torul Kalesi'nde ikamet eden bu aile, Bizans Döneminde Zigana Vadisinin bir bölümünü kontrolleri altına almışlardı. Osmanlı kuvvetlerinin Zigana Vadisini kontrol altına almak amacıyla düzenlediği seferde, Kabasitas ailesi kaleyi terk etmiş ve böylelikle kale ve şehir 1481 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
Torul, Osmanlı hakimiyetine girmesinin akabinde Trabzon sancağına bağlı bir nahiye konumundayken, 15. ve 16. yüzyıllarda nahiye merkezinin "Ardasa" yerleşimi olduğu düşünülmektedir. 15. yüzyıl sonlarında Torul nahiyesinin 28 köy ve 3 mezrası varken, kaza genelinde 1'i Müslüman ve 210'u Gayrimüslim olmak üzere toplam 211 hanede tahmini 1100 kişinin yaşadığı düşünülmektedir. İlerleyen yıllarda imar ve madencilik faaliyetlerin yaygınlaşması nedeniyle nahiyeye hem Müslüman hem de Gayrimüslim göçleri yaşanmış ve 1583 yılına gelindiğinde 678'i Müslüman, 3592'si Gayrimüslim olmak üzere toplam 4270 hane bulunurken, nahiye genelinde 21739 kişinin yaşadığı tahmin edilmektedir. 17. yüzyıla gelindiğinde eskiden Canca adlı bir köy olan yerleşimin merkez olduğu Gümüşhane, Torul ile birleşerek kaza halini almıştır. 19. yüzyıl ortasında Gümüşhane ile ayrılarak Gümüşhane sancağına bağlı müstakil bir kaza olarak görülmeye başlayan yerleşimde kaymakamlık kurulmuştur. 1839 senesinden 1861 senesine kadar Torul kazasından 1909 Gayrimüslim çeşitli nedenlerle göç etmiştir. 1860'larda, 18. yüzyıl sonlarında Hristiyanlıktan İslam'a geçen ancak sonradan yeniden Hristiyanlığa dönen İstavri adı verilen topluluklar Torul kazasında yoğun bir şekilde ortaya çıkmış ve madencilikle uğraşan bu topluluklar, Torul'dan Akdağmadenine göç etmiştir. 1876 yılında Torul kazasının 49 köyü bulunmaktadır. Ayrıca bu tarihte Kürtün'de nahiye olarak Torul kazasına bağlıdır. Bu tarihlerde Torul kazasında 1876 yılında Torul'un belediye teşkilatı kurulmuş olup, ilk belediye başkanı da Hüseyin Bey'dir. Yerleşim 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde (93 Harbi) bir miktar göç vermiştir. 1881/1882 tarihinde kaza nüfusu 36137 kişi olup bu nüfusun yarısına yakınını Rum nüfus oluştururken Ermeni nüfus ise bulunmamaktadır. H.F.B Lynch ve Deyrolle gibi 19. yüzyıl seyyahlarına göre kaza merkezinde 200 hanede 1000 civarında kişi yaşamaktadır. 1903 senesinde kasabada hükûmet konağı, cami ve kilise gibi ibadethane, rüştiye mektebi, 18 han, 45 dükkân, 5 fırın, 4 otel ve 10 kahvehane bulunmaktadır. 1914 yılına gelindiğinde kaza nüfusu oldukça artmış ve 29686 Müslüman, 30457 Rum ve 24 Ermeni olmak üzere nüfus 60257 kişi olmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında (Ağustos 1916) Rus ordusu yöreyi ele geçirmiştir. Rus işgali esnasında yaşanan çatışmalar ve işgal sırasında tahrip olan yerleşim 1917 Sovyet Devrimi'nden sonra Rusların geri çekilmesiyle, Türk askerleri gelmeden Torul kasabası Ermeni çeteleri tarafından yakılması nedeniyle kasaba harap olmuştur. 1828'den Cumhuriyete kadar Trabzon vilayetinin Gümüşhane sancağına bağlı bir kasaba, Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Gümüşhane'ye bağlı bir ilçe olmuştur. Kürtün beldesi de 1990'da yerleşimden ayrılarak ilçe olmuştur.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.
Papalık elçisi Ruy González de Clavijo 1404 yılında bölgeye geldiğinde Torul'un Kabasitas ailesinin kontrolünde olduğunu belirtmiştir. Torul Kalesi'nde ikamet eden bu aile, Bizans Döneminde Zigana Vadisinin bir bölümünü kontrolleri altına almışlardı. Osmanlı kuvvetlerinin Zigana Vadisini kontrol altına almak amacıyla düzenlediği seferde, Kabasitas ailesi kaleyi terk etmiş ve böylelikle kale ve şehir 1481 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
Torul, Osmanlı hakimiyetine girmesinin akabinde Trabzon sancağına bağlı bir nahiye konumundayken, 15. ve 16. yüzyıllarda nahiye merkezinin "Ardasa" yerleşimi olduğu düşünülmektedir. 15. yüzyıl sonlarında Torul nahiyesinin 28 köy ve 3 mezrası varken, kaza genelinde 1'i Müslüman ve 210'u Gayrimüslim olmak üzere toplam 211 hanede tahmini 1100 kişinin yaşadığı düşünülmektedir. İlerleyen yıllarda imar ve madencilik faaliyetlerin yaygınlaşması nedeniyle nahiyeye hem Müslüman hem de Gayrimüslim göçleri yaşanmış ve 1583 yılına gelindiğinde 678'i Müslüman, 3592'si Gayrimüslim olmak üzere toplam 4270 hane bulunurken, nahiye genelinde 21739 kişinin yaşadığı tahmin edilmektedir. 17. yüzyıla gelindiğinde eskiden Canca adlı bir köy olan yerleşimin merkez olduğu Gümüşhane, Torul ile birleşerek kaza halini almıştır. 19. yüzyıl ortasında Gümüşhane ile ayrılarak Gümüşhane sancağına bağlı müstakil bir kaza olarak görülmeye başlayan yerleşimde kaymakamlık kurulmuştur. 1839 senesinden 1861 senesine kadar Torul kazasından 1909 Gayrimüslim çeşitli nedenlerle göç etmiştir. 1860'larda, 18. yüzyıl sonlarında Hristiyanlıktan İslam'a geçen ancak sonradan yeniden Hristiyanlığa dönen İstavri adı verilen topluluklar Torul kazasında yoğun bir şekilde ortaya çıkmış ve madencilikle uğraşan bu topluluklar, Torul'dan Akdağmadenine göç etmiştir. 1876 yılında Torul kazasının 49 köyü bulunmaktadır. Ayrıca bu tarihte Kürtün'de nahiye olarak Torul kazasına bağlıdır. Bu tarihlerde Torul kazasında 1876 yılında Torul'un belediye teşkilatı kurulmuş olup, ilk belediye başkanı da Hüseyin Bey'dir. Yerleşim 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde (93 Harbi) bir miktar göç vermiştir. 1881/1882 tarihinde kaza nüfusu 36137 kişi olup bu nüfusun yarısına yakınını Rum nüfus oluştururken Ermeni nüfus ise bulunmamaktadır. H.F.B Lynch ve Deyrolle gibi 19. yüzyıl seyyahlarına göre kaza merkezinde 200 hanede 1000 civarında kişi yaşamaktadır. 1903 senesinde kasabada hükûmet konağı, cami ve kilise gibi ibadethane, rüştiye mektebi, 18 han, 45 dükkân, 5 fırın, 4 otel ve 10 kahvehane bulunmaktadır. 1914 yılına gelindiğinde kaza nüfusu oldukça artmış ve 29686 Müslüman, 30457 Rum ve 24 Ermeni olmak üzere nüfus 60257 kişi olmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında (Ağustos 1916) Rus ordusu yöreyi ele geçirmiştir. Rus işgali esnasında yaşanan çatışmalar ve işgal sırasında tahrip olan yerleşim 1917 Sovyet Devrimi'nden sonra Rusların geri çekilmesiyle, Türk askerleri gelmeden Torul kasabası Ermeni çeteleri tarafından yakılması nedeniyle kasaba harap olmuştur. 1828'den Cumhuriyete kadar Trabzon vilayetinin Gümüşhane sancağına bağlı bir kasaba, Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Gümüşhane'ye bağlı bir ilçe olmuştur. Kürtün beldesi de 1990'da yerleşimden ayrılarak ilçe olmuştur.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.