Kelkit sınırları içi ve yöresinde yapılan araştırmalar sonucunda, Geç Bakır Çağı dönemine tarihlenen keramik parçalarına rastlanılmasıyla MÖ 3000 dolaylarına kadar yerleşim tarihini uzatmaktadır. Kelkitin güneydoğusundaki Sadak köyü yakınlarındaki Satala kenti bulunmaktadır. Antik Satala yerleşimi, Karadeniz ile Kapadokya Bölgesi arasındaki ulaşım yolu üzerinde olması nedeniyle uzun süreler boyunca önemini korumuştur. Gümüşhane yöresiyle birlikte Kelkit, Hititler'i egemenliği sonrasında Urartuların egemenliği altına girmiştir. Sonrasında Ahameniş İmparatorluğu sırasında satraplık idaresinde yönetilen bölge, MÖ 331'de Büyük İskender'in Persleri yenmesinden sonra yöre Makedonya İmparatorluğu hakimiyetine katılmıştır. Pontus Krallığı egemenliği sonrasında yöreyi Roma ve Bizans hakimiyeti izlemiştir.
Roma döneminde önemli Kelkit sınır şehri konumunda olup bir askeri üs olan Satala antik kentinde Roma ordusunun XV. Apollinaris Lejyonu üstlenmekteydi. Bizans döneminde bir süre dini açıdan önem kazanmış ve daha sonra sönükleşmiştir. Kelkit ve çevresi daha sonra Bizanslılar-Emeviler ve Bizanslılar-Abbasiler arasında birkaç defa el değiştirmiştir. Bizans İmparatoru Herakleios, 635te Sasaniler üzerine sefer düzenlemiş ve Kelkit vadisinden geçmiştir. 7. yüzyıl sonuna kadar Bizans-Sasani çarpışmalarına sahne olmuştur. Bizanslıların bu hakimiyeti, 13. yüzyılda kurulacak olan Trabzon İmparatorluğuna kadar devam etmiştir. Anadolu Selçukluları 1016 yılında Doğu Anadoluya seferler yapmış ve 1058de yöreyi ele geçirmiştir. Malazgirt Savaşından (1071) sonra Gümüşhane ve çevresinde Selçuklu egemenliği başlamıştır. Kaynaklardan öğrenildiğine göre 14. yüzyılın ikinci yarısından sonra Çepniler bu bölgeye yerleşmiştir. Fatih Sultan Mehmetin Trabzonu ele geçirmesinden sonra Osmanlılar yöreye hakim olmuşlarsa da Akkoyunlular bu bölgede hakim olmuşlardır. Sonrasında Safevîler'in eline geçen yerleşim ve çevresi, Yavuz Sultan Selimin Çaldıran Seferinden (1514) sonra da Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlı idaresiyle birlikte Kelkit, Bayburt Sancağının bir kazası konumunda görülmektedir. 1516 yılında yapılan tahrirde Kelkit kazasında 128 köy ve 36 mezra kaydedilmiş olmakla birlikte bölgede yaşanan savaşlar nedeniyle bu köylerden sadece 56'sında yerleşim görülmektedir. Yerleşimin olduğu köylerde de nüfus oldukça azalmış durumdadır. 1530 yılı tahririnde Kelkit kazası 122 köy ve 22 mezradan oluşurken, Osmanlı'nın iskan politikaları neticesinde 95 köyde yerleşim görülmeye başlamıştır. 1591 yılında da Celali isyanları gibi nedenlerle Kelkit kazasında köy sayısı 107 ve mezra sayısı 19'a düşerken bu köylerden de yerleşim olan sayısı 85'dir. 16. yüzyıl kayıtlarına bakıldığında Kelkit kazasında 1516 yılı tahririnde tahmini olarak 1.530 Müslüman ve 1.923 Hristiyan, 1530 yılı tahririnde 5.460 Müslüman ve 3.520 Hristiyan, 1591 yılı tahririnde 9.640 Müslüman ve 4.972 Hristiyan yaşamaktadır. Kelkit 16. yüzyıl başlarında kaza statüsündeyken 1533 yılında Erzurum Eyaleti'nin kurulmasıyla bir ara sancak statüsüne yükselmiş ancak 1542 yılında Bayburt sancağının nahiyesi, 1568 yılında Bayburt sancağının kaza statüsüne düşürülmesiyle kazaya bağlı nahiye statüsü 1591 yılı kayıtlarında da aynen devam etmiştir. 1642 yılı kayıtlarında yerleşim Erzurum Eyaletine bağlı bir kaza statüsündedir. 1642 yılına ait avarız defterine göre Kelkit kazasında 92 köy bulunmaktadır. Bu tarihteki kayıtlar incelendiğinde bölgeye dışarıdan Müslüman halkın yerleştirilmesi ve Hristiyan nüfustan bazılarının Müslüman olmasının yanı sıra Celali isyanları sonucu özellikle Hristiyan nüfusun daha güvenli yerlere göç etmesiyle Kelit kazasında Müslüman nüfusa ait hane sayısı %92, Hristiyan nüfusa ait hane sayısı ise %8 olarak görülmektedir. Esasen 16. yüzyılda ve 17. yüzyıl başlarında Kelkit kaza ya da nahiye olarak tanımlanmakla birlikte henüz merkez yerleşim bulunmamaktadır. Kâtip Çelebi 1627 yılında Erzurum dolaylarına gittiğinde Kelkit'i de görmüş ve cami ve hamamın düzlükte olduğu ve evlerinin çoğunlukla tahtadan olduğu bilgisini vermiştir. 18. yüzyıl başlarında Erzurum Eyaletine bağlı nahiye konumunda olan yerleşimin 19. yüzyıla kadar Erzurum'a bağlı kaldıktan sonra Trabzon Eyaletinin Gümüşhane Sancağına, 93 Harbi sonrasında da Bayburt Sancağına katılmıştır. 1828 yılında Rus İmparatorluğu orduları tarafından ele geçirilse de kısa süre sonra Ruslar'ın çekilmesiyle yeniden Osmanlı güçlerince ele geçirilmiştir.
19. yüzyıl kayıtlarına göre Kelkit kazasının merkezi Çiftlik kasabası olarak belirtilmektedir. 1849 yılında Kelkit kazasının toplam 89 köy, 5 mahalle ve 1 mezra bulunurken, bunlardan sadece 4 köyde Hristiyan nüfus yaşamaktadır. Bu tarihte kaza genelinde 2.077 Müslüman hane, 18 Rum hane ile 15 Ermeni hane yaşamaktadır. 1875 yılında Kelkit kazasında 95 köy bulunurken toplam 2.641 hane bulunmaktadır. Bu tarihte kazada 7.748 Müslüman, 438 Rum, 148 Çerkes ve 71 Ermeni olmak üzere toplam 8.415 erkek nüfus görülmektedir. Salnamelerdeki bilgilere göre 1870 yılında Kelkit kazasında belediye teşkilatı kurulurken ilk belediye başkanı da bu görevi yaklaşık bir yıl sürdüren Mikdatbeyzâde Hasan Efendi'dir. 1878 yılında Kelkit kazasında 93 köy bulunurken, kaza genelinde 8.658 Müslüman, 510 Rum ve 71 Ermeni olmak üzere toplam 9.239 erkek nüfus bulunmaktadır. 1881 yılında Kelkit kazasında 57 cami ve mescit, 44 medrese, 5 kilise, 1 rüştiye mektebi, 31 dükkân, 6 han ve 1 hamam bulunmaktadır. Bu tarihte kazaya bağlı 6 nahiye görülmektedir. 1887 yılı kayıtlarında bakıldığında kazada 40 dükkân, 1 bezirhane, 55 değirmen ve 2 fırın bulunmaktadır. 1881 ve 1887 yılı kayıtlarına göre kazanın kaymakamlığını Ahmed Hakkı Efendi yapmaktadır. 1887 yılında kazadaki 3.924 hanede, kadın ve erkek olmak üzere 22.548 Müslüman, 304 Rum, 129 Ermeni ve geri kalanı yabancılardan olmak üzere 23.257 kişi yaşamaktadır. 1888 yılında Bayburt sancağının lâğvedilmesi üzerine aynı yılın Mart ayında Kelkit kazası son kez Gümüşhane sancağına bağlanmıştır. 1903 yılında Kelkit kaza merkez olan Çiftlik kasabasında 330 hane bulunmaktadır. Kasabada, hükûmet binası, 2 cami, 2 medrese, 4 han, 72 dükkân, 8 kahvehane, 1 hamam, 5 fırın ve 4 su değirmeni yer almaktadır. Kaza genelinde ise 1903 yılı kayıtlarına göre 4.044 hane yaşamaktadır. 1914 yılına gelindiğinde Kelkit kazasında 33.130 Müslüman, 614 Rum ve 482 Ermeni yaşamaktadır. 19. yüzyıl sonlarında Trabzon vilayetinin Gümüşhane sancağına bağlı bir kaza merkezi idi. I. Dünya Savaşı sırasında 22 Temmuz 1916'da Rus kuvvetlerince ele geçirdi. Rusların Erzincan Mütarekesi'ni takiben 4 Şubat 1918 yılında Kelkit'i boşaltmasıyla oluşan otorite boşluğunda Ermeni çetelerinin saldırıları yaşandı. 17 Şubat'ta Osmanlı kuvvetleri kasabayı tam olarak geri aldı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1925te Gümüşhaneye bağlanmıştır.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.
Roma döneminde önemli Kelkit sınır şehri konumunda olup bir askeri üs olan Satala antik kentinde Roma ordusunun XV. Apollinaris Lejyonu üstlenmekteydi. Bizans döneminde bir süre dini açıdan önem kazanmış ve daha sonra sönükleşmiştir. Kelkit ve çevresi daha sonra Bizanslılar-Emeviler ve Bizanslılar-Abbasiler arasında birkaç defa el değiştirmiştir. Bizans İmparatoru Herakleios, 635te Sasaniler üzerine sefer düzenlemiş ve Kelkit vadisinden geçmiştir. 7. yüzyıl sonuna kadar Bizans-Sasani çarpışmalarına sahne olmuştur. Bizanslıların bu hakimiyeti, 13. yüzyılda kurulacak olan Trabzon İmparatorluğuna kadar devam etmiştir. Anadolu Selçukluları 1016 yılında Doğu Anadoluya seferler yapmış ve 1058de yöreyi ele geçirmiştir. Malazgirt Savaşından (1071) sonra Gümüşhane ve çevresinde Selçuklu egemenliği başlamıştır. Kaynaklardan öğrenildiğine göre 14. yüzyılın ikinci yarısından sonra Çepniler bu bölgeye yerleşmiştir. Fatih Sultan Mehmetin Trabzonu ele geçirmesinden sonra Osmanlılar yöreye hakim olmuşlarsa da Akkoyunlular bu bölgede hakim olmuşlardır. Sonrasında Safevîler'in eline geçen yerleşim ve çevresi, Yavuz Sultan Selimin Çaldıran Seferinden (1514) sonra da Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlı idaresiyle birlikte Kelkit, Bayburt Sancağının bir kazası konumunda görülmektedir. 1516 yılında yapılan tahrirde Kelkit kazasında 128 köy ve 36 mezra kaydedilmiş olmakla birlikte bölgede yaşanan savaşlar nedeniyle bu köylerden sadece 56'sında yerleşim görülmektedir. Yerleşimin olduğu köylerde de nüfus oldukça azalmış durumdadır. 1530 yılı tahririnde Kelkit kazası 122 köy ve 22 mezradan oluşurken, Osmanlı'nın iskan politikaları neticesinde 95 köyde yerleşim görülmeye başlamıştır. 1591 yılında da Celali isyanları gibi nedenlerle Kelkit kazasında köy sayısı 107 ve mezra sayısı 19'a düşerken bu köylerden de yerleşim olan sayısı 85'dir. 16. yüzyıl kayıtlarına bakıldığında Kelkit kazasında 1516 yılı tahririnde tahmini olarak 1.530 Müslüman ve 1.923 Hristiyan, 1530 yılı tahririnde 5.460 Müslüman ve 3.520 Hristiyan, 1591 yılı tahririnde 9.640 Müslüman ve 4.972 Hristiyan yaşamaktadır. Kelkit 16. yüzyıl başlarında kaza statüsündeyken 1533 yılında Erzurum Eyaleti'nin kurulmasıyla bir ara sancak statüsüne yükselmiş ancak 1542 yılında Bayburt sancağının nahiyesi, 1568 yılında Bayburt sancağının kaza statüsüne düşürülmesiyle kazaya bağlı nahiye statüsü 1591 yılı kayıtlarında da aynen devam etmiştir. 1642 yılı kayıtlarında yerleşim Erzurum Eyaletine bağlı bir kaza statüsündedir. 1642 yılına ait avarız defterine göre Kelkit kazasında 92 köy bulunmaktadır. Bu tarihteki kayıtlar incelendiğinde bölgeye dışarıdan Müslüman halkın yerleştirilmesi ve Hristiyan nüfustan bazılarının Müslüman olmasının yanı sıra Celali isyanları sonucu özellikle Hristiyan nüfusun daha güvenli yerlere göç etmesiyle Kelit kazasında Müslüman nüfusa ait hane sayısı %92, Hristiyan nüfusa ait hane sayısı ise %8 olarak görülmektedir. Esasen 16. yüzyılda ve 17. yüzyıl başlarında Kelkit kaza ya da nahiye olarak tanımlanmakla birlikte henüz merkez yerleşim bulunmamaktadır. Kâtip Çelebi 1627 yılında Erzurum dolaylarına gittiğinde Kelkit'i de görmüş ve cami ve hamamın düzlükte olduğu ve evlerinin çoğunlukla tahtadan olduğu bilgisini vermiştir. 18. yüzyıl başlarında Erzurum Eyaletine bağlı nahiye konumunda olan yerleşimin 19. yüzyıla kadar Erzurum'a bağlı kaldıktan sonra Trabzon Eyaletinin Gümüşhane Sancağına, 93 Harbi sonrasında da Bayburt Sancağına katılmıştır. 1828 yılında Rus İmparatorluğu orduları tarafından ele geçirilse de kısa süre sonra Ruslar'ın çekilmesiyle yeniden Osmanlı güçlerince ele geçirilmiştir.
19. yüzyıl kayıtlarına göre Kelkit kazasının merkezi Çiftlik kasabası olarak belirtilmektedir. 1849 yılında Kelkit kazasının toplam 89 köy, 5 mahalle ve 1 mezra bulunurken, bunlardan sadece 4 köyde Hristiyan nüfus yaşamaktadır. Bu tarihte kaza genelinde 2.077 Müslüman hane, 18 Rum hane ile 15 Ermeni hane yaşamaktadır. 1875 yılında Kelkit kazasında 95 köy bulunurken toplam 2.641 hane bulunmaktadır. Bu tarihte kazada 7.748 Müslüman, 438 Rum, 148 Çerkes ve 71 Ermeni olmak üzere toplam 8.415 erkek nüfus görülmektedir. Salnamelerdeki bilgilere göre 1870 yılında Kelkit kazasında belediye teşkilatı kurulurken ilk belediye başkanı da bu görevi yaklaşık bir yıl sürdüren Mikdatbeyzâde Hasan Efendi'dir. 1878 yılında Kelkit kazasında 93 köy bulunurken, kaza genelinde 8.658 Müslüman, 510 Rum ve 71 Ermeni olmak üzere toplam 9.239 erkek nüfus bulunmaktadır. 1881 yılında Kelkit kazasında 57 cami ve mescit, 44 medrese, 5 kilise, 1 rüştiye mektebi, 31 dükkân, 6 han ve 1 hamam bulunmaktadır. Bu tarihte kazaya bağlı 6 nahiye görülmektedir. 1887 yılı kayıtlarında bakıldığında kazada 40 dükkân, 1 bezirhane, 55 değirmen ve 2 fırın bulunmaktadır. 1881 ve 1887 yılı kayıtlarına göre kazanın kaymakamlığını Ahmed Hakkı Efendi yapmaktadır. 1887 yılında kazadaki 3.924 hanede, kadın ve erkek olmak üzere 22.548 Müslüman, 304 Rum, 129 Ermeni ve geri kalanı yabancılardan olmak üzere 23.257 kişi yaşamaktadır. 1888 yılında Bayburt sancağının lâğvedilmesi üzerine aynı yılın Mart ayında Kelkit kazası son kez Gümüşhane sancağına bağlanmıştır. 1903 yılında Kelkit kaza merkez olan Çiftlik kasabasında 330 hane bulunmaktadır. Kasabada, hükûmet binası, 2 cami, 2 medrese, 4 han, 72 dükkân, 8 kahvehane, 1 hamam, 5 fırın ve 4 su değirmeni yer almaktadır. Kaza genelinde ise 1903 yılı kayıtlarına göre 4.044 hane yaşamaktadır. 1914 yılına gelindiğinde Kelkit kazasında 33.130 Müslüman, 614 Rum ve 482 Ermeni yaşamaktadır. 19. yüzyıl sonlarında Trabzon vilayetinin Gümüşhane sancağına bağlı bir kaza merkezi idi. I. Dünya Savaşı sırasında 22 Temmuz 1916'da Rus kuvvetlerince ele geçirdi. Rusların Erzincan Mütarekesi'ni takiben 4 Şubat 1918 yılında Kelkit'i boşaltmasıyla oluşan otorite boşluğunda Ermeni çetelerinin saldırıları yaşandı. 17 Şubat'ta Osmanlı kuvvetleri kasabayı tam olarak geri aldı. Cumhuriyetin ilanından sonra 1925te Gümüşhaneye bağlanmıştır.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.