Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal altılı masanın bir ortak aday çıkaracağına inandığını ama bunun ne hükümetin manipülasyonuyla ne de kimi gazetecilerin eleştirileri ile zamanından önce olmasının gerekmediğini söyledi.
Gültekin UYSAL'la sohbet kıvamında bir görüşme gerçekleştirdik.
Doğal olarak ilk konumuz Altılı Masa idi, Gültekin Uysal'a Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun son açıklamalarını sordum. Uysal Sayın Karamollaoğlu'nun söylediklerine zaten açıklık getirdiğini 6’lı Masada bazılarının heveslendiği gibi kırıklıkarın olmadığını söyledi. Günü zamanı gelince ne erken ne geç adayın açıklanacağı konusunda bir endişesinin olmadığını da ekledi. "Mesela İzmir Belediyesi için AK Partinin adayı bugünden belli mi ? Herhangi bir yerden de bu konuda bir baskı görüyorlar mı? Adayınız kim diye. Ama İzmir Belediye Başkanlığı için CHP'nin adayının şu anki başkan olmasıyla ilgili kanaat çok güçlü, normali de bu, tıpkı bu durum gibi Cumhur İttifakının adayı açıklanmamış olsa dahi normal olan hali hazırdaki başkanın adaylığı"
Uysal 2002 deki Ak Parti'nin bile bu günkü AKP'den razı olmayacağını düşündüğünü de söyledi.
6'lı masanın iç işleyişinde bir sıkıntı olmadığının altını çiziyor Uysal ama muhalefetin tamamında var olan kuralsız bir seçime doğru gidiyoruz hissi ve endişesi onda da var.
Cumhur İttifakının seçimleri kaybetmemek adına her türlü yolu deneyebileceğini ve buna hazırlıklı olmak gerektiğini düşünüyor. Uysal bu seçimin kader seçimi olduğunu düşünenlerle de aynı fikirde görünüyor. Önümüzdeki seçimi bir şeyin değil, her şeyin değişmesi gereken bir seçim olarak görüyor.
Altılı masanın ortak aday belirleyebileceği konusundaki fikrinin üzerinden Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasak olmaz diyerek konuyu oraya getiriyorum. Özetle DP Genel Başkanının Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ile ilgili bir sorunu endişesi yok görünüyor. Ama son karar 6'lı masanın şerhini de düşüyor. Masanın büyük bir sorumluluğu olduğunu ve bunun farkında olduklarını söylüyor. "Fantazi peşinde koşamayız son derece ciddi bir sorumluluğumuz var"diyor. Kemal Bey'in de bir çok ön yargıyı bir çok tabuyu yıkmış bu anlamda çok mücadele vermiş bir lider olduğunun altını çiziyor.
Kılıçdaroğlu'nun helalleşme söyleminin en önemli muhatapları dan birinin Demokrat Parti olması gerektiği şeklindeki yaygın fikir de değerlendiriyor Uysal ve "Zaten bununla ilgili de adım attı Sayın Kılıçdaroğlu" diyor. 16-17 Eylül'de Anıt Mezar'a geldiğini anmaya katıldığını hatırlatıyor. Üzerinden bunca yıl geçmiş olayların yargılanmasını tarihe, tarihçilere bırakmak gerektiğini söylüyor. Makul ve uzlaşmacı bir genç lider tavrı ortaya koyuyor.
Elbette muhatap "Genç lider" olunca önümüzdeki seçimin belirleyicileri olan gençler konusunda da bir iki kelime etmek gerekir diye düşünerek konuyu oraya da getirdik. Gültekin Uysal bu konunun da ülkenin genel yönetim sorunlarından bağımsız olmadığını söylüyor.
Öngörülemez bir toplumda bu sıkıntının en önemli muhatabı elbette gençler olur diyor. Üniversite sınavlarında çocukları başarılı sonuçlar almış birçok ailenin çocuklarını büyük şehirlerdeki üniversitelere gönderemeyeceği örneğini veriyor. Her köşe başında açılan üniversitelerin yarattığı yeni tip işsizlikten bahsediyor. Liyakat sorunundan, adalet sorunundan ve ekonomiden bahsediyor. Bu sorunların en büyük muhatabının da gençler olduğunu tespit ediyor. Ülkenin geleceğinden ümidini yitirmiş gençliğe yeniden ümit verme sorumluluğunun da 6'lı masayı çok önemli bir hale getirdiğinin altını da yeniden çiziyor.
Özetle Gültekin UYSAL'la konuşunca özellikle yandaş diye tanımlanan medya da anlatılan şekilde 6'lı masada bir sıkıntı olmadığını görüyorsunuz. Bu anlamda Uysal'ın en önemli tespitleri den biri hiç alışılmadık bir seçime doğru gidiyor oluşumuz. Uysal sadece bir kere yaşanmış olan seçim öncesi ittifaklarla gidilen seçim şeklinin ilk defa bu şekilde tecrübe edildiğini söylüyor. Alışkanlıklardan farklı bir ortam olduğunu her ne kadar bu ortamı iktidar tarafının zorlanmaları oluştursa da, 6'lı masayla yaşanan deneyimin bu yeni deneyimler içinde demokrasi kültürümüz açısından en önemlisi olduğunun da altını çiziyor.
Benim anladığım muhalefet kendine güveniyor, 20 yıllık dönemin sonuna gelindiğinden emin gibi. Sonucu hep beraber göreceğiz.
Gültekin UYSAL'la sohbet kıvamında bir görüşme gerçekleştirdik.
Doğal olarak ilk konumuz Altılı Masa idi, Gültekin Uysal'a Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun son açıklamalarını sordum. Uysal Sayın Karamollaoğlu'nun söylediklerine zaten açıklık getirdiğini 6’lı Masada bazılarının heveslendiği gibi kırıklıkarın olmadığını söyledi. Günü zamanı gelince ne erken ne geç adayın açıklanacağı konusunda bir endişesinin olmadığını da ekledi. "Mesela İzmir Belediyesi için AK Partinin adayı bugünden belli mi ? Herhangi bir yerden de bu konuda bir baskı görüyorlar mı? Adayınız kim diye. Ama İzmir Belediye Başkanlığı için CHP'nin adayının şu anki başkan olmasıyla ilgili kanaat çok güçlü, normali de bu, tıpkı bu durum gibi Cumhur İttifakının adayı açıklanmamış olsa dahi normal olan hali hazırdaki başkanın adaylığı"
Uysal 2002 deki Ak Parti'nin bile bu günkü AKP'den razı olmayacağını düşündüğünü de söyledi.
6'lı masanın iç işleyişinde bir sıkıntı olmadığının altını çiziyor Uysal ama muhalefetin tamamında var olan kuralsız bir seçime doğru gidiyoruz hissi ve endişesi onda da var.
Cumhur İttifakının seçimleri kaybetmemek adına her türlü yolu deneyebileceğini ve buna hazırlıklı olmak gerektiğini düşünüyor. Uysal bu seçimin kader seçimi olduğunu düşünenlerle de aynı fikirde görünüyor. Önümüzdeki seçimi bir şeyin değil, her şeyin değişmesi gereken bir seçim olarak görüyor.
Altılı masanın ortak aday belirleyebileceği konusundaki fikrinin üzerinden Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasak olmaz diyerek konuyu oraya getiriyorum. Özetle DP Genel Başkanının Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ile ilgili bir sorunu endişesi yok görünüyor. Ama son karar 6'lı masanın şerhini de düşüyor. Masanın büyük bir sorumluluğu olduğunu ve bunun farkında olduklarını söylüyor. "Fantazi peşinde koşamayız son derece ciddi bir sorumluluğumuz var"diyor. Kemal Bey'in de bir çok ön yargıyı bir çok tabuyu yıkmış bu anlamda çok mücadele vermiş bir lider olduğunun altını çiziyor.
Kılıçdaroğlu'nun helalleşme söyleminin en önemli muhatapları dan birinin Demokrat Parti olması gerektiği şeklindeki yaygın fikir de değerlendiriyor Uysal ve "Zaten bununla ilgili de adım attı Sayın Kılıçdaroğlu" diyor. 16-17 Eylül'de Anıt Mezar'a geldiğini anmaya katıldığını hatırlatıyor. Üzerinden bunca yıl geçmiş olayların yargılanmasını tarihe, tarihçilere bırakmak gerektiğini söylüyor. Makul ve uzlaşmacı bir genç lider tavrı ortaya koyuyor.
Elbette muhatap "Genç lider" olunca önümüzdeki seçimin belirleyicileri olan gençler konusunda da bir iki kelime etmek gerekir diye düşünerek konuyu oraya da getirdik. Gültekin Uysal bu konunun da ülkenin genel yönetim sorunlarından bağımsız olmadığını söylüyor.
Öngörülemez bir toplumda bu sıkıntının en önemli muhatabı elbette gençler olur diyor. Üniversite sınavlarında çocukları başarılı sonuçlar almış birçok ailenin çocuklarını büyük şehirlerdeki üniversitelere gönderemeyeceği örneğini veriyor. Her köşe başında açılan üniversitelerin yarattığı yeni tip işsizlikten bahsediyor. Liyakat sorunundan, adalet sorunundan ve ekonomiden bahsediyor. Bu sorunların en büyük muhatabının da gençler olduğunu tespit ediyor. Ülkenin geleceğinden ümidini yitirmiş gençliğe yeniden ümit verme sorumluluğunun da 6'lı masayı çok önemli bir hale getirdiğinin altını da yeniden çiziyor.
Özetle Gültekin UYSAL'la konuşunca özellikle yandaş diye tanımlanan medya da anlatılan şekilde 6'lı masada bir sıkıntı olmadığını görüyorsunuz. Bu anlamda Uysal'ın en önemli tespitleri den biri hiç alışılmadık bir seçime doğru gidiyor oluşumuz. Uysal sadece bir kere yaşanmış olan seçim öncesi ittifaklarla gidilen seçim şeklinin ilk defa bu şekilde tecrübe edildiğini söylüyor. Alışkanlıklardan farklı bir ortam olduğunu her ne kadar bu ortamı iktidar tarafının zorlanmaları oluştursa da, 6'lı masayla yaşanan deneyimin bu yeni deneyimler içinde demokrasi kültürümüz açısından en önemlisi olduğunun da altını çiziyor.
Benim anladığım muhalefet kendine güveniyor, 20 yıllık dönemin sonuna gelindiğinden emin gibi. Sonucu hep beraber göreceğiz.