1
Buyrun, ben Ahmet Erhan
Bir kilo beşyüz gram gelmiş tartıda, doğduğu zaman
Dört ablanın ardından horoz çükü kadar bir oğlan
Doktorlar ve hemşireler arasında bahis salgını:
Yaşar mı yaşamaz mı, şu er ve han
Üç ayda topaç, dört ayda gülle gibi olmuş
Daha doğumda ağlamayı ertelemiş hinlikten
Ati ömrüne saklamış
Bütün lohusaların sütü ona akmış, rivayet o ki
Şımarıklığı bundan
Hoca, bu demiş ya katil olur ya büyük adam
İkisinin arasında zati bir soğan zarı
Doğa kanunu kurt kapanı
Kapanın elinde kalmış dört mevsim diken...
2
kaç aşkla teyelledim şu ömrü
acıyla karılmış kara bir kumaşa
Kaç aşkla
oldu mu ki sevenim, bakar mıydı ki ağaran yaz
var mıydı ki sevenim, süzer miydi buğulanan göz
Kaç aşkla
Telaşla açtım kapıları, pencereleri ardına kadar
Gerisin geri içeri dolan rüzgarlar
O zaman çivileyerek her hücremi
Kaç aşkla
Kaçmayı öğrendim en başta
Bir tek sesimi korudum
"ben de kendi halümce bir Bedrettin oldum..."
3
Aldım bir GSM yalnızlığıma geldi
Maltepe pazarından uydulara tırmandım
Alet sıfır, hat kart peçete dahil
İşte yazıyorum, kapıdan pencereden girmek yok:
0533........... Takla atmıyorsam arayabilirsiniz
Buyrun ben Ahmet Erhan
Kalbim var telesekreterlisini napacam
Alışkanlıklarım bol, kapsama alanım geniş
Aramazsanız benden betersiniz!
4
Telefonumun teli yok ki kuşlar konacak
Yar üstüne yarim yok ki kurşunlanacak
Yalnızlık çekil aradan
Evet, ben Ahmet Erhan
Numara doğru da adam yanlış
Soytarma!
Herkes kendi yarasının üstüne kapaklanmış...
5
Buyrun ben Ahmet Erhan
Bütün şebeke kilitlenmiş
Sadece 112 kalmış, ambulans şoförüyle hısım akraba oldum
Gele gide, gide gele...
6
Beni cebimden ara, hırsızım ol
O tütün kırıntısı, o hüzün var ya
Onu bul, alla pulla
Cebimde sesinden ruj izi gibi bir şey
Kana dönüşür parmağıma ulaşınca
Cebim çalsa, hep upuzun bir ezan sesinin ortasındayım
Beni cebimden ara kansızım ol
Hepsi dışa dönük ortalığa saçılır
Parasızlığım, yalnızlığım, aşksızlığım
Bilen bilir de, gören görür de
Bir daha hiç arama, duyan olur...
siir.sitesi.web.tr
Buyrun, ben Ahmet Erhan
Bir kilo beşyüz gram gelmiş tartıda, doğduğu zaman
Dört ablanın ardından horoz çükü kadar bir oğlan
Doktorlar ve hemşireler arasında bahis salgını:
Yaşar mı yaşamaz mı, şu er ve han
Üç ayda topaç, dört ayda gülle gibi olmuş
Daha doğumda ağlamayı ertelemiş hinlikten
Ati ömrüne saklamış
Bütün lohusaların sütü ona akmış, rivayet o ki
Şımarıklığı bundan
Hoca, bu demiş ya katil olur ya büyük adam
İkisinin arasında zati bir soğan zarı
Doğa kanunu kurt kapanı
Kapanın elinde kalmış dört mevsim diken...
2
kaç aşkla teyelledim şu ömrü
acıyla karılmış kara bir kumaşa
Kaç aşkla
oldu mu ki sevenim, bakar mıydı ki ağaran yaz
var mıydı ki sevenim, süzer miydi buğulanan göz
Kaç aşkla
Telaşla açtım kapıları, pencereleri ardına kadar
Gerisin geri içeri dolan rüzgarlar
O zaman çivileyerek her hücremi
Kaç aşkla
Kaçmayı öğrendim en başta
Bir tek sesimi korudum
"ben de kendi halümce bir Bedrettin oldum..."
3
Aldım bir GSM yalnızlığıma geldi
Maltepe pazarından uydulara tırmandım
Alet sıfır, hat kart peçete dahil
İşte yazıyorum, kapıdan pencereden girmek yok:
0533........... Takla atmıyorsam arayabilirsiniz
Buyrun ben Ahmet Erhan
Kalbim var telesekreterlisini napacam
Alışkanlıklarım bol, kapsama alanım geniş
Aramazsanız benden betersiniz!
4
Telefonumun teli yok ki kuşlar konacak
Yar üstüne yarim yok ki kurşunlanacak
Yalnızlık çekil aradan
Evet, ben Ahmet Erhan
Numara doğru da adam yanlış
Soytarma!
Herkes kendi yarasının üstüne kapaklanmış...
5
Buyrun ben Ahmet Erhan
Bütün şebeke kilitlenmiş
Sadece 112 kalmış, ambulans şoförüyle hısım akraba oldum
Gele gide, gide gele...
6
Beni cebimden ara, hırsızım ol
O tütün kırıntısı, o hüzün var ya
Onu bul, alla pulla
Cebimde sesinden ruj izi gibi bir şey
Kana dönüşür parmağıma ulaşınca
Cebim çalsa, hep upuzun bir ezan sesinin ortasındayım
Beni cebimden ara kansızım ol
Hepsi dışa dönük ortalığa saçılır
Parasızlığım, yalnızlığım, aşksızlığım
Bilen bilir de, gören görür de
Bir daha hiç arama, duyan olur...
siir.sitesi.web.tr