• Forumzar.COM Türkçe içerikli genel forum sitesi ve paylaşım platformu olarak eğlenceli ve interaktif bir forum deneyim sunar.

    Foruma üye olmak için BURAYA TIKLAYINIZ

Esra Gezginci Esrarengiz Azerbaycan’ın yeni bölümünde Neft Taşları, Gala Müze Kompleksi ve Yanardağ’da

abuzer

Forum Üyesii
Katılım
23 Eyl 2022
Mesajlar
683
Puanları
16
Konum
bolu
Cinsiyet
Erkek
[IMG alt="Esra Gezginci Esrarengiz Azerbaycan’ın yeni bölümünde

Neft Taşları, Gala Müze Kompleksi ve Yanardağ’da"]
Esra Gezginci, Esrarengiz Azerbaycan’ın beşinci bölümünde dünyanın ilk açık deniz petrol platformu Neft Taşları’na, Gala Müze Kompleksi'ne ve Yanardağ’a gitti.


Esra Gezginci, Esrarengiz Azerbaycan’ın beşinci bölümünde dünyanın ilk açık deniz petrol platformu Neft Taşları’na gidiyor. Deniz üstünde petrol ve doğalgaz sağlamak için kurulan kasabada günlük hayatın işleyişini gözler önüne seriyor. Gala Koruğu Müze kompleksindeyse Abşeron Yarımadası’nda antik çağlarda sanat ve günlük hayata dair arkeolojik kalıntıları inceliyor. Son olarak Yanardağ’da binlerce yıldır yanan ateşi anlatıyor. Bu bölümün konukları Neft Taşları Dairesi Başkanı Balaali Caferov, Neft Taşları Gazetesi Muhabiri Behruz Memmedov, Neft Taları Operasyon Başkan Yardımcısı Mahmud Ahmedov, Üretim Yönetimi Mühendisi Eynulla Rzayev, Gala Devlet Tarih ve Etnografya Müzesi Şube Müdürü Turan Hasenova.

Esrarengiz Azerbaycan yolculuğumuzda bu kez Hazar Denizi üstüne kurulmuş bir şehirden sesleniyorum sizlere. Neft Taşları, yani Petrol Taşları’ndayım. Burası dünyanın ilk açık deniz petrol platformu. 1947 yılında toprak dolgu alanları üstüne kurulmuş. Ancak, gördüğünüz gibi burası 200 kilometreyi aşan sokakları, kat kat binaları, beş bin kişilik nüfusuyla yaşayan, büyük bir kasaba. Neft Taşları, Azerbaycanlı efsanevi jeoloji mühendisi Ağa Gurban Aliyev tarafından keşfedilmiş. İlk keşif kuyusu 24 Haziran 1949’da kazılmaya başlamış. İlk olarak, yedi tane eski gemi batırılarak, sondaj ve petrolcülerin barınması için ortam sağlanmış. Daha sonra Yedi Gemi Adası olarak ünlenen bu alan, kazıklar üstünde büyüyerek açık denizde yapay adaya dönüşmüş. Guinness rekorlar kitabı tarafından dünyanın ilk açık deniz platformu olarak tescillenen Neft Taşları, bugün 70 bin metrekarelik bir alana yayılıyor. Petrol kuyularını, tesislerini ve yaşam alanlarını birbirine bağlayan sokakların uzunluğuysa 200 kilometre bulunuyor.

İlk Petrol Taşlarını bulan kişi Ağa Kurban Aliyev’in hemen evinin önüne geldik. Peki, siz neler söyleyebilirsiniz onun hakkında? Ağa Gurban Aliyev, Neft Taşları’nı ilk keşfeden kişidir. İlk kuyunun 1948 yılında kazılmaya başlanmasında büyük emeği vardır. 1949 yılındaysa ilk kuyunun 3 tonluk bir hâsılatı oldu. Ve böylece açık denizdeki ilk petrol platformu olarak tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. 1951 yılında Petrol Sanayi kuruldu. 1951’de tankerler vasıtasıyla ilk kez petrol çıkarılmaya başlandı. Ekim 1953’de deniz üzerinde 122 kilometrelik bir alana yayıldı. Neft Taşları tam 73 yıldır petrol üretiyor. Bugüne kadar 2 binden fazla kuyudan 190 milyon ton petrol ve 14 milyon metreküp doğalgaz çıkarılmıştır. Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR tarafından işletilen Neft Taşları, ülkenin petrol üretiminin yarısından fazlasını karşılıyor. Bu üretim için yaklaşık 5 bin kişi 5 ila 9 katlı kuyu ve binalarda çalışıyor.

Burası böyle parklar, ağaçlar nasıl güzel yer yapmışsınız. Yani denizin ortasında bu kadar güzel ağaçlar yetiştirmişsiniz. Nasıl yaptınız bunu? Mucize dediğimiz bir şey var. İşte burası bir mucizedir. Denizin ortasında yemyeşil bir park yaratıldı. İnsanlar buraya hava almaya, iyi bir ruh hâline girmeye gelir. Beş, on dakika da olsa bu parkta vakit geçirirler. Burada çalışanların konaklamaları var değil mi? Belli bir zamanda burada konaklıyorlar, sonra evlerine dönüyorlar. Neft Taşları’nda günde iki bin kişi çalışmaktadır. Çalışanların konaklaması için 2828 kişilik lojman odaları var.

Bakıyorum da herkesin yüzü gülüyor. Demek ki buradan kimse gitmek istemiyormuş gibi hissediyorum. Evet. İşçilerimize verdiğimiz değer dolayısıyla onlar için dinlenme alanları yaptık. Spor salonu yaptık. Futbol sahası yaptık. Bir kulübümüz var. Ve müzisyenlerimiz orada canlı müzik yapıyor. Çalışanların ihtiyaçlarını karşılamak için her şey düşünülmüş. Burada otel var, hastane var, lojman var, sosyal tesis var, spor alanları var, kafeler ve restoranlar da var. Neft Taşlarında çalışanlar, futbolun yanı sıra, kapalı alanlarda bilardo ve masa tenisi oynayarak, boş vakitlerinde dinlenip sosyalleşebiliyor. Neft Taşları’nda, kurucu lider Haydar Aliyev’in adını taşıyan bir kültür merkezi de var. Bağımsızlık sonrası, Azerbaycan petrol enstitüsünü ayağa kaldıran anlaşmalar, Bakü-Ceyhan-Tiflis Boru Hattı’nın açılış töreni gibi önemli anlara dair fotoğraflar, belgeler de bulunuyor bu merkezde.

Dünyada ilk yapılan deniz ortasındaki petrol çalışması değil mi bu? Her şey burada başladı. “Kara Taşlar” dedikleri yer burası. Hazar Denizi’nin bu bölgesinde balıkçılık yapan kişiler burada gaz kabarcıkları oluştuğunu fark eder. Jeologlar da bu bölgede doğalgaz yatakları olduğunu belirler. Ünlü jeologumuz Ağa Gurban Aliyev’in uzun araştırmalarından sonra Kara Taşlar bölgesinde çok miktarda petrol var ve çıkarılması mümkündür” şeklindeki açıklamasından sonra dünyada ilk kez denizde petrol arayışı başlar.. Bu olay tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Ardından da burada büyük bir petrol yatağı olduğunu belirlendi. Çok büyük bir yankı uyandırdı. Hatta Türkiye’nin o dönemdeki Başbakanı Süleyman Demirel de ilk olarak burayı ziyaret etmiştir. Süleyman Demirel’in yanı sıra Azerbaycan’a gelen pek çok dünya lideri ilk olarak Neft Taşları’nın görmek istiyordu.

Tabii bu ilk petrol bulunduğunda 1949’da, burada bir çalışma alanı sağlaması için burada gemilerde mi insanlar konaklamışlar, nasıl bir şey yapılmış? Çok doğru söylüyorsunuz. Gemicilik İdaresi’nde bulunan eski gemiler buraya getirilerek denizin daha sığ yerlerine, kayalıklara yakın yerlere getirilen yedi gemi karaya oturtuldu. Bizim hayatımız işte o gemiler içerisinde başladı. Peki, ilk inşaat burada nasıl başladı? Talep oluştu. İnsanların rüzgârlı havadan korunması gerekiyordu. Buraya her gün gidip gelmek mümkün olmuyor. Bakü, 110 kilometre uzaklıkta. Gurgan’sa (Gürgen’se) 50 kilometre mesafede. Bu mesafeyi her gün kat etmek mümkün değildi.

Bu arada burası Bakü’ye bağlı değil mi? Burası Bakü şehrinin idari bölgesinden Pirallahi Rayonuna bağlı. Bakü şehrinin rayonlarından biri Pirallahi Rayonudur. Pirallahi Rayonunun arasında kalır. Çilov Adası, burası ve Pirallahi. Demin dediniz ya hani, buraya gelen insanlar hep çok beğeniyor, hep çok seviyor diye. Ben de ilk defa geldim, muhteşem bir yermiş. Buraya gelip de beğenmemek zaten imkânsız. O kadar güzel bir yer yapmışsınız ki. Teşekkür ederim beni burada ağırladığınız için çok memnun oldum. Sağ olun. Siz de konuklarımız arasına girdiniz. Neft Taşları’na dünyanın her yerinden ziyaretçiler gelir. Burası "Dünyanın Sekizinci Harikası" olarak adlandırılır. İnsanlarımız da çok samimidir. Aile gibidirler. Kalabalık olsa da ki, beş binden fazla işçi çalışmaktadır. Ama burada hepsi bir aile gibidir. Birbirlerine çok bağlıdırlar. Siz de tekrar hoş geldiniz. Bu arada ben size 67 yaşındaki Neft Taşları gazetemizi ve benim yıllarca redaktörlüğünü yaptığım Haydar Aliyev ve Ali Hasanov’un birlikte yazdığı Neft Taşları: Gerçekleşen Efsane” adlı kitabı hediye etmek istiyorum. Kitapta Neft Taşları’nın tarihi anlatılıyor. Bunları size hediye etmek istiyorum. Çok teşekkür ederim. Burası, 200 metreyi aşan sokakları, kat kat binaları, 5 bin kişilik nüfusuyla yaşayan büyük bir kasaba. Gez gez bitmiyor. Çok güzel. Şimdi de elektrik üretim merkezindeyiz.

Öyle. Elektrik merkezinde, elektrik enerjisi üretilmesinin yanı sıra atık ısı enerjisi dönüşümü sağlanmaktadır. Yani atmosfere atılan atık ısı enerjisi çevreye faydalı olması için sıcak su elde edilir. Elde edilen sıcak sudan kasabadaki yaşam alanlarında kullanılmak suretiyle fayda sağlanır. Bu hem elektrik enerjisi bakımından tasarruf sağlar hem de atmosfere atılan atık ısı çevreye faydalı hâle getirilir. SOCAR’ın enerji dağıtım merkezindeyim şu anda. Bu enerji sistemi, mekanizması nasıl çalışıyor? Burası yeni standartlara uygun bir elektrik dağıtım merkezi. Kaynağı, Neft Taşları ve Güneşli Petrol Sahasındaki SOCAR Elektrik Enerjisi Merkezinden temin edilmektedir. Gaz türbin jeneratörleriyle, gaz türbinlerine yanacak gaz verilir. Yakıtın yanmasıyla atık ısı enerjisi mekanik enerjiye dönüştürülür. Ve jeneratörler vasıtasıyla elektrik enerjisi elde edilir. Elde edilen elektrik enerjisi, uzak mesafeye ulaştırılmak üzere trafolar vasıtasıyla yükseltilip 35 bin kilovata kadar Güneşli Petrol Sahasına sualtındaki 20,5 kilometre uzunluğundaki kablolar vasıtasıyla ulaştırılır

Neft Taşları’nda her detay büyük bir titizlikle kontrol ediliyor. Ne yapıyorsunuz şimdi? Şu anda kuyunun tazyik oranına bakıyorum. Kuyunun normal işleyip işlemediğini kontrol ediyorum. Her şey yolunda mı? Yolunda. Siz tam 45 yıldır petrol çalışanıymışsınız. Ne güzel. Tebrik ediyorum bu arada. Burada kaç yıldır çalışıyorsunuz? 25 yıldır burada çalışıyorum.

25 yıl önceki burasıyla şu andaki burası, nasıl bir fark var? Çok fark var. Daha önceki şartlarımız böyle değildi. Şimdiyse Allah’a şükür her şey var ve güzel. Kaç tane petrol kuyusu var burada? Burada 14 kuyu var. Bunlardan 13’ü doğalgazla, biri mekanik olarak çalışır. Bu 14 kuyudan 340 tona yakın petrol çıkarılıyor. Çıkarılan petrolü separatöre gönderiyoruz. Petrol orada sudan ve gazdan ayrılır. Kaç metre derinliğe gidiyor? 2000, 2200 metrede kuyularımız var.

Esrarengiz Azerbaycan’da muhteşem Neft Taşları’ndaydım bugün. Harika geçti. Çok güzel ağırladılar. Muhteşem bir gün geçirdim. Şimdi de, helikoptere binip Bakü’ye gidiyorum. Şimdiki rotamda Gala Goruğu müzeleri var. Bakü yakınlarında Gala Devlet Tarihi ve Etnografya Rezervi’ndeyim. Burası Apşeron Yarımadası’nın tarihi antik çağlardan orta çağa kadar anlatan bir müze kompleksi. Bir buçuk hektara yayılan bu alanda üç farklı müze bulunuyor. Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Gala Müzesi ve Antika Müzesi. 2008 yılında, Haydar Aliyev Vakfı’nın girişimleriyle kurulan komplekste Apşeron Yarımadası’nda keşfedilen arkeolojik mimari eserler burada toplandı ve restore edildi. Milattan Önce 3 ve 2. binyılların höyükleri, yerleşim yerleri ve diğer mimari anıtları aslına sadık olarak inşa edildi.

Burada sergilenen kaya resimleri, çanak, çömlek, ev eşyaları, takılar, silahlar ve madeni paralar, Azerbaycan’da günlük hayatın da tarihini gözler önüne seriyor. İki binden fazla farklı arkeolojik ve mimari anıt, höyükler binlerce yıl öncesinin mezarlarını görmek mümkün bu Gala Müze Kompleksi’nde. Bunların yanı sıra eski evler, hayvan derilerinden portatif çadırlar, kubbeli taş ve tarman evler, eski bir demirci ve çömlekçi bulunuyor. Bütün bunlara dokunabiliyor ve fotoğraflayabiliyorsunuz burada. Gala Müzesi bölümündeyse, 243 tarihi anıt ve yapılar var. Camiler, evler, hamamlar, hatta kahve çekirdekleri burada sergileniyor. Arazide 400 yıllık fıstık ağaçları, zeytin ağaçları, çiçekler yer alıyor. Burada da tereyağı yapılıyormuş. Her şey burada canlandırılmış, sergileniyor.

Gala Köyü yakınlarındaki Ağdaş Ovası’nda yapılan arkeolojik kazılarda, yine taş ve tunç çağına tarihlenen kaya resimleri ve mağaralar keşfedildi. Bu kazılarda ortaya çıkan antik höyükler, 5 bin yıl önceki hayata dair önemli izler barındırıyor. Mezar taşları, evler, taş ocakları, ibadethaneler, su ve yiyecek kuyuları, kahvehaneler. Höyüklerden birinin adı Dubendi. Bu höyüğün temeli kilim biçimli taş işçiliğidir. Bu höyükte koyun kemiği ve taştan yapılmış aletler bulunmuş. Türkan höyüğünün de halka biçiminde bir taş işçiliği örneği varmış. Bu kompleksin içinde çok güzel hayvanlar var. Midilliden tutun ördeklere, develere, yani sayamayacağım kadar bir sürü hayvan var.

Ne zaman kurludu bu müze? Gala Müze Kompleksi 1988 yılında kuruldu. Bu müzeyse 2008 yılında Haydar Aliyev Vakfı tarafından yapılarak şehrin en eski bölgesinde inşa edildi. Müze kompleksimizin arazisi 5 hektardır ve burada dört müze yer almaktadır. Arkeoloji Müzesi, Gala Kasrı, Antika Eşyalar Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi. Şu anda biz Arkeoloji ve Etnografya Müzesi kompleksindeyiz. Burada eski yaşam alanları, eski evler ve sanat eserleri sergilenmektedir. Ayrıca arkeolojik anıtlara da yer verilmiştir. Burada şimdi çok güzel canlandırmalar yapmışsınız. Orası bir yaşam alanından alıntılandırılan ve canlandırma yöntemiyle oluşturuldu. Gördüğünüz üzere ortada bir ateş yakma alanı var. Eski çağlarda milattan önce 2.- 3. yüzyılda orada toplanıp ateşin etrafında dini ayinler yapılırdı. Ayrıca kayaların üzerinde bir takım tasvirler var. Onlar da milattan önce 2.- 3. yüzyıla aittir. Üzerine inançları tasvir edilmiştir.

Şöyle baktığım zaman çok fazla eşya görüyorum. En merak ettiğim şey de, en eski antik eşya kaç yılına ait ve ne? Burada 800 antika eşya sergilenmekte. Bunlardan en eski olanı 1501 yılına ait bir sini. Üzerinde neler var? Üzerinde Safevî hükümdarlarının tasvirleri var. Tam ortadaysa Şah İsmail Hatayî tasvir edilmiş. Burada gördüğünüz eşyaların hepsi Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerinden toplandı ve burada sergileniyor.

Peki, bu arkamda gördüğüm fayton nedir? O da müzenin bir parçası. Bizim koleksiyonumuzun bir bölümünde fayton sergilenir. Aslında Şahid Habibullah koleksiyonunda Ludvig Nobel ve kardeşlerine ait fayton bulunuyordu. Ve o fayton Ludvig Nobel adına kayıtlıydı. Şu anda o fayton başka bir müzede sergileniyor. Yerine de o faytonla birebir yapılan bu fayton sergileniyor.

Bakü yakınlarındaki Apşeron Yarımadası, ‘ateş toprakları’ olarak biliniyor. Çünkü burada, yeryüzünün altında büyük miktarda doğalgaz var. Azerbaycanca Yanan Dağ anlamına gelen yanardağ, bu yamaçta sürekli olarak yanan bir doğalgaz ateşi. Alevler, gözenekli bir kumtaşı tabakasından zaman zaman üç metre kadar yukarı fırlıyor. Alevin kaynağı yeraltından gelen sabit bir doğalgaz sızıntısı olduğu için de, sürekli ve düzenli olarak yanıyor. Yanardağdaki sızıntı öyle güçlü ki, yakınlarındaki derelerin yüzeyi bile kibritle tutuşturulabiliyor. Genellikle sakin görünen bu dereler “yanar bulut” olarak biliniyor.

Yanardağ, bölgedeki çamur volkanlarından farklı olarak, sıvı veya çamur sızıntısı yapmıyor. Gilançay Nehri civarında, halkın şifalı banyo olarak tanımladığı birkaç pınar da var. Yanardağın alevlerinin, 1950’lerde bir çoban tarafından yanlışlıkla yakılmasıyla ortaya çıktığı rivayet ediliyor. Ancak Apşeron Yarımadası’ndaki alevlerin antik çağ boyunca yandığı biliniyor. 2007’de koruma altına alınan yanardağda bir müze, amfi tiyatro ve taş sergileri bulunuyor.


Bu içeriğin kaynağı Ntv haber sitesidir.
 

Genel Forum Sitesi

Forum Sitesi - Forumzar.COM

Forumzar.COM olarak, Türkçe forum sitesi denildiğinde akla gelen ilk adres olarak, geniş kapsamlı genel forum platformumuzda buluşuyoruz. Türkiye'nin en büyük Türkçe forum siteleri arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Çeşitli konu başlıklarında aktif bir şekilde paylaşımların yapıldığı, her konuda interaktif ve bilgilendirici tartışmalara katılmak için bizi takip edin! ve bir dakikanızı ayırarak forum sitemize üye olun!

Forum Siteleri

Bilgi paylaştıkça çoğalır sloganı ile ilerleyen forum sitesi platformumuza, siz de üye olarak forum sitemizde açılan konulara katılabilir ve ilgi alanınıza uygun konular açarak siz de paylaşımda bulunabilirsiniz.