• Forumzar.COM Türkçe içerikli genel forum sitesi ve paylaşım platformu olarak eğlenceli ve interaktif bir forum deneyim sunar.

    Foruma üye olmak için BURAYA TIKLAYINIZ

Eşhedü Enla İlahe İllallah ve Eşhedü Enne Muhammeden Abduhu ve Resuluhu Anlamı

AcizkuL

Forum Üyesii
Katılım
23 Eyl 2022
Mesajlar
1,335
Puanları
36
Konum
Adıyaman
Cinsiyet
Erkek
Eşhedü Enla İlahe İllallah ve Eşhedü Enne Muhammeden Abduhu ve Resuluhu Arapça Yazılışı ve Türkçe Anlamı

Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluhu kelimesinin anlamı nedir? Kelime-i şehadetin anlamı, Arapça yazılışı ve Türkçe okunuşu...

İslâm’ın beş şartından birincisi ve en mühimi olup, İslâm’a girişin temel şartı ve ilk harcıdır. Diğer ibâdetler bu temel üzerine kurulur. “Ben şahâdet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur, yine ben şahâdet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Rasûlü’dür” cümlesiyle ifâde edilir.

Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluhu anlamı nedir? Kelime-i şehadeti okumanın fazileti ve anlamı...
EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RESULUHU (KELİME-İ ŞEHADET) OKUNUŞU VE ANLAMI

Kelime-i Şehadetin Arapça Yazılışı:

اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ




Kelime-i Şehadetin Türkçe Okunuşu:

"Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü"

Kelime-i Şehadetin Anlamı:

“Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (s.a.v) O’nun kulu ve rasûlüdür”

KELİME-İ ŞEHADET GETİREN KİŞİ MÜSLÜMAN OLUR

Bir kimse “Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (s.a.v) O’nun kulu ve rasûlüdür” diye kelime-i sehâdet getirmek sûretiyle Allah’ın birliğini ve Hz. Muhammed’in peygamberliğini kabul ederse Müslüman olur. Bunun herhangi bir törenle veya dinî bir kurumun huzûrunda gerçeklestirilmesi gerekmez.

Kelime-i Şehadet-i söyleyen kişi müslüman ve İslam toplumunun bir üyesi olur. Artık İslâm hukukunun müslümanlara tanıdığı tüm haklara sahiptir. Eğer müslümanlarla savaş halindeki bir toplumun üyesi (harbi) ise dokunulmazlık kazanır. Öldürülemez, esir edilemez, mal varlığına el konulamaz. Hiç kimse Kelime-i şehadet’i söylemeye zorlanamaz; zorlanan kişinin şehadeti geçerli sayılmaz. Buna karşılık kendiliğinden şehadet getiren kişiden girdiğini ilan ettiği İslâm’ın tüm kural ve gereklerini öğrenmesi, yerine getirmesi beklenir.

Kelime-i şehâdet getiren kimsenin İslâm’ı kabul ettiğine hükmolunur. Daha sonra ondan namaz, oruç, zekât gibi dinin temel hükümlerini yerine getirmesi istenilir. Bunların en başında gelen namazdır. Çünkü Peygamber Efendimiz çeşitli yerlere gönderdiği valilerlerine, gittikleri yerin halkına kelime-i şehâdetten sonra namaz kılmalarını istemelerini emretmiştir. Sonra dinin diğer esasları istenilir.

Îmânın altı esasından biri olan kelime-i şehâdetin dört isbatı.

1. İsbât-ı zâtullâh (Allâh’ın zâtının varlığının isbâtı)

2. İsbât-ı sıfâtullâh (Allâh’ın sıfatlarının isbâtı)

3. İsbât-ı ef’âlullâh (Allâh’ın fiillerinin isbâtı)

4. İsbât-ı sıdk-ı Rasûlullâh (Haber verdiği her husûsta Allâh Rasûlü’nün doğruluğunun isbâtı)

Bu bakımdan kelime-i şehâdet kısaca “âmentü” dediğimiz îmânın altı şartının bir mührü gibidir. Nitekim âmentü’de îmânın altı esasının ardından önceki ve sonraki ifadelere işareten “hakkun/haktır” kelimesiyle başlayan şehâdet, icmâlen îmânın bütününü ihtivâ eder. Bunlara hulâsaten temas edecek olursak, şöyledir:

“Allâh’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere ve hayrın ve şerrin Allâh’tan olduğuna îmân ettim. Haktır. Şehâdet ederim ki Allâh’tan başka ilâh yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed -sallâllâhü aleyhi ve sellem- O’nun kulu ve rasûlüdür.”

MÜSLÜMAN OLMANIN ESASLARI

Bir kul, İslâm’ın beş temel esası ile müslim, yâni Müslüman olur. Îmânın altı şartı ile de mü’min olmak hususiyeti gerçekleşir.

Dolayısıyla bir insanın sadece mücerred bir şekilde “inandım” demiş olması, gerçek mânâda müslim ve mü’min olması için yetmez. Gerçi îmân, Allâh’ın varlığını ve Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’in nübüvvetini kalb ile tasdîk ve dil ile ikrâr şeklinde hulâsa edilmekte ise de bu inanışta sağlam bir vukûfiyet ve doğru bir istikâmet gerekir. Kısaca îmân, İslâm nazarında tam ve mükemmel sayılıp sahibini selâmete çıkarabilecek bir olgunlukta olmalıdır. Bu ise evvelemirde Allâh’ın sıfatları husûsunda yanlış bir iddiâ sahibi olmamayı gerektirir.

Kelime-i Şahâdet Getirmenin Fazileti

Kelime-i Şahâdet, İslâm'ın beş şartından birincisi ve en mühimi olup, İslâm’a girişin temel şartı ve ilk harcıdır. Diğer ibâdetler bu temel üzerine kurulur. “Ben şahâdet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur, yine ben şahâdet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Rasûlü’dür” cümlesiyle ifâde edilir.

Şahâdet kelimesini dil ile söyleyip kalple de tasdik etmek her müslüman için gereklidir. İslâm’a da Kelime-i Şahâdet ile girilir. Peki Kelime-i Şahâdet'in fazileti nedir?

Ebû Hüreyre (r.a) şöyle anlatır:

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in etrafında, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in de bulunduğu bir grup insanla oturuyorduk. Bir ara Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) aramızdan kalkıp gittiler. Uzunca bir süre dönmeyince, başına kötü bir hâl gelmesinden korktuk ve telaşla yerimizden kalktık. Bu endişeyi ilk duyan bendim. Allah Rasûlü’nü araya araya Ensâr’dan Neccâr Oğulları’na ait bir bahçeye geldim. Giriş kapısını arayarak bahçenin etrafını dolandım; fakat bir kapı bulamadım. Bahçenin dışındaki bir kuyudan içeriye su veren küçük bir ark gördüm ve oradan büzülerek Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’in yanına girdim.

“–Ebû Hüreyre! Sen misin?” diye sordular.

“–Evet, yâ Rasûlullah!” dedim.

“–Ne haber?” buyurdular.

“–Aramızda otururken kalkıp gittiniz; geri dönmediğinizi görünce, Siz’e bir kötülük yapılmasından korkup telaşlandık. İlk endişe duyan da ben oldum. Kalkıp bu bahçeye geldim ve tilki gibi iki büklüm içeri girdim. Diğerleri de arkadan geliyorlar” dedim.

Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v):

“–Ebû Hüreyre!” diye seslendikten sonra ayakkabılarını çıkarıp verdiler ve:

“–Şu ayakkabılarımı alıp geri dön! Bu duvarın arkasında, gönülden inanarak «Lâ ilâhe illallah» diyen kime rastlarsan, onu Cennet’le müjdele!” buyurdular.

Kendisine ilk rastladığım Ömer (r.a) oldu. Bana:

“–Ebû Hüreyre! Bu elindeki ayakkabılar da nedir?” diye sordu. Ben de:

“–Bunlar Allah Rasûlü’nün ayakkabılarıdır. Bunları bana, sözlerimin doğruluğuna alâmet olsun diye verdiler ve gönülden inanarak «Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur» diyen kime rastlarsam onu Cennet’le müjdelememi emrettiler” dedim.

Bunun üzerine Ömer (r.a) eliyle göğsüme vurunca, arka üstü düşüverdim. Bana:

“–Dön geri, Ebû Hüreyre!” dedi.

Ben de hemen Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in yanına döndüm; neredeyse hüngür hüngür ağlayacaktım. Meğer Ömer (r.a) beni takip etmiş. Baktım ki arkamdan geliyor.

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) bana dönerek:

“–Ne oldu sana, Ebû Hüreyre?” diye sordular. Ben de:

“–Yolda Ömer’e rastladım. Benimle gönderdiğiniz haberi kendisine söyleyince göğsüme öyle bir vurdu ki, arka üstü yere düştüm. Bana geri dönmemi söyledi” dedim.

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) ona dönerek:

“–Ömer! Niçin böyle yaptın?” diye sordu. O da:

“–Yâ Rasûlallah! Anam babam Siz’e feda olsun. Ebû Hüreyre’ye ayakkabılarınızı vererek, yolda rastladığı kimselerden bütün kalbiyle «Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur» diyenleri Cennet’le müjdelemesini emrettiniz mi?” diye sordu.

Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) de:

“–Evet” diye beni doğruladılar. Ömer (r.a):

“–Aman yapmayın yâ Rasûlullah! Halkın bu müjdeye güvenip tembelleşmesinden korkarım. Bırak ibadet etsinler!” dedi.

Bunun üzerine Rasûlullah Efendimiz (s.a.v):

“–Pekâlâ, bırak onları!” buyurdular. (Müslim, Îmân 52)

“Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasûlullâh” Cennet’in anahtarıdır. Ancak bir anahtarın, kilidi kolayca açabilmesi için dişlere ihtiyâcı vardır. Cennet anahtarının dişleri de ibâdetler ve sâlih amellerdir. Aslında Efendimiz (s.a.v) bunu kastediyordu. Ömer (r.a) ise bazı anlayışsız insanların bu hadîs-i şerîfe güvenerek ibâdetlere ehemmiyet vermeyeceğinden korkuyordu. Son derece mülâyim ve yumuşak huylu olan Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz, onun teklîfini kabul ederek bu endişesini izâle ettiler.
 

Genel Forum Sitesi

Forum Sitesi - Forumzar.COM

Forumzar.COM olarak, Türkçe forum sitesi denildiğinde akla gelen ilk adres olarak, geniş kapsamlı genel forum platformumuzda buluşuyoruz. Türkiye'nin en büyük Türkçe forum siteleri arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Çeşitli konu başlıklarında aktif bir şekilde paylaşımların yapıldığı, her konuda interaktif ve bilgilendirici tartışmalara katılmak için bizi takip edin! ve bir dakikanızı ayırarak forum sitemize üye olun!

Forum Siteleri

Bilgi paylaştıkça çoğalır sloganı ile ilerleyen forum sitesi platformumuza, siz de üye olarak forum sitemizde açılan konulara katılabilir ve ilgi alanınıza uygun konular açarak siz de paylaşımda bulunabilirsiniz.