UzmErdaL
Forum Üyesii
- Katılım
- 27 Eyl 2022
- Mesajlar
- 3,907
- Puanları
- 38
Biz bu Dünya Kupası’nda neden yokuz sorusunun yanıtını şimdiden aldık bile.
Aslında herkesin dilinde olan çok bildik doğrular bunlar. Ama nedense bir türlü bizim yapılacaklar listemize giremiyorlar. Evet, iyi futbol ve başarı için 1. kural takım olmayı başarabilmek.
Çok sıradan bir konu gibi gözükse de takım olabilmek futbolda işlerin en başı ve de en zoru. Özellikle de kısa sürelerde bir araya gelen milli takımlar için. Zaten bizim de en yapamadığımız şey bu. Çünkü biz olaya sadece tek tek kişilerin becerisi açısından bakıyoruz. O oynasın bu oynamasın, o hoca gelsin, bu hoca gitsin. Çünkü takım yaratmanın da ilk koşulunun önce bir sistem tasarlamak ve bunun için de sisteme göre oyuncu seçip uyumlu bir birlik oluşturmak olduğunu önemsemiyoruz.
Bakın Suudi Arabistan’a. Kimse onlardan en ufak bir başarı beklemezken Arjantin gibi çoğu kişinin şampiyon adayı olan takımı yenebildiler. Hem de modern bir futbolla. Ve herkesi şaşırttılar.
Oysa ki başarıları da oynadıkları futbol da tesadüf değildi. Takımın başında önceliği bir sisteme göre takım kurmak olan, modern futbolu bilen genç bir teknik direktör var. Ayrıca 11 oyuncunun 9’unun aynı takımdan gelmesi de takımda uyum yaratma açısından mühim. Yani bir lig takımı gibiler.
Zaten milli takımların en büyük sorunu toplama takım görüntüsünden kurtulamamaları değil mi? En iyi oyuncuları da toplasanız kısa sürede takım uyumunu yakalamak zor olabiliyor. Tüm bunlara bir de yaş meselesini eklemek gerek. Yaşlı takımların genç, başarıya, öğrenmeye aç futbolculardan kurulu takımlara karşı direnememesi bu yüzden.
Bakın Kevin de Bruyne açık açık Belçika için “Biz yaşlı takımız, kupayı alamayız” diyor. Oysa ki Belçika kâğıt üzerinde en güçlü takımlardan biri.
İspanya ise turnuvaya iyi başlayan ülkelerden. Oysa ki takımın gençleştirilmesi çok eleştiri almıştı. Teknik direktör Luis Enrique sadece savunmaya birkaç tecrübeli oyuncu ve ortaya Busquets’i alıp takımı gençleştirmesinin ürünlerini alıyor şimdi. Gelecek 10 yılı da kurtaracak böylece.
Buna karşın Almanya yaşlı isimlerle gençleri kaynaştıramamanın sıkıntısını yaşıyor. Demek ki takım olmak için öğrenmeye aç ve koşan oyuncuların olması da 2. şart.
BİZE GÖRE DEĞİL
Evet, biz Dünya Kupası’nda yokuz. Çünkü oyun ve başarı sürekliliğimiz yok? Çünkü bizim için önemli olan sadece bugün ve bugünkü skorlar. Bir de kimin oynayıp kimin oynamayacağı tabii.
Yani ilgi alanımız yalnızca bunlarla sınırlı. Gerisi boş iş bizim için.
Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet
Aslında herkesin dilinde olan çok bildik doğrular bunlar. Ama nedense bir türlü bizim yapılacaklar listemize giremiyorlar. Evet, iyi futbol ve başarı için 1. kural takım olmayı başarabilmek.
Çok sıradan bir konu gibi gözükse de takım olabilmek futbolda işlerin en başı ve de en zoru. Özellikle de kısa sürelerde bir araya gelen milli takımlar için. Zaten bizim de en yapamadığımız şey bu. Çünkü biz olaya sadece tek tek kişilerin becerisi açısından bakıyoruz. O oynasın bu oynamasın, o hoca gelsin, bu hoca gitsin. Çünkü takım yaratmanın da ilk koşulunun önce bir sistem tasarlamak ve bunun için de sisteme göre oyuncu seçip uyumlu bir birlik oluşturmak olduğunu önemsemiyoruz.
Bakın Suudi Arabistan’a. Kimse onlardan en ufak bir başarı beklemezken Arjantin gibi çoğu kişinin şampiyon adayı olan takımı yenebildiler. Hem de modern bir futbolla. Ve herkesi şaşırttılar.
Oysa ki başarıları da oynadıkları futbol da tesadüf değildi. Takımın başında önceliği bir sisteme göre takım kurmak olan, modern futbolu bilen genç bir teknik direktör var. Ayrıca 11 oyuncunun 9’unun aynı takımdan gelmesi de takımda uyum yaratma açısından mühim. Yani bir lig takımı gibiler.
Zaten milli takımların en büyük sorunu toplama takım görüntüsünden kurtulamamaları değil mi? En iyi oyuncuları da toplasanız kısa sürede takım uyumunu yakalamak zor olabiliyor. Tüm bunlara bir de yaş meselesini eklemek gerek. Yaşlı takımların genç, başarıya, öğrenmeye aç futbolculardan kurulu takımlara karşı direnememesi bu yüzden.
Bakın Kevin de Bruyne açık açık Belçika için “Biz yaşlı takımız, kupayı alamayız” diyor. Oysa ki Belçika kâğıt üzerinde en güçlü takımlardan biri.
İspanya ise turnuvaya iyi başlayan ülkelerden. Oysa ki takımın gençleştirilmesi çok eleştiri almıştı. Teknik direktör Luis Enrique sadece savunmaya birkaç tecrübeli oyuncu ve ortaya Busquets’i alıp takımı gençleştirmesinin ürünlerini alıyor şimdi. Gelecek 10 yılı da kurtaracak böylece.
Buna karşın Almanya yaşlı isimlerle gençleri kaynaştıramamanın sıkıntısını yaşıyor. Demek ki takım olmak için öğrenmeye aç ve koşan oyuncuların olması da 2. şart.
BİZE GÖRE DEĞİL
Evet, biz Dünya Kupası’nda yokuz. Çünkü oyun ve başarı sürekliliğimiz yok? Çünkü bizim için önemli olan sadece bugün ve bugünkü skorlar. Bir de kimin oynayıp kimin oynamayacağı tabii.
Yani ilgi alanımız yalnızca bunlarla sınırlı. Gerisi boş iş bizim için.
Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet