Emre ESMER
Moderatör
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prag'da gerçekleştirilen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi'nde başta Ermenistan Başbakanı Paşinyan'la olmak üzere birçok liderle önemli temaslarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının ardından basın mensuplarının karşısına geçti.
Açıklamasında Yunanistan'la yaşanan gerilim hakkında değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz sadece ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumasının mücadelesini veriyoruz. Kimseyle, hiçbir komşumuzla gerilim istemiyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarını uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek istediğimizi defaatle dile getirdik" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: "AB Konseyi dönem başkanı Çek Cumhuriyeti makamlarına başarılı ev sahipliği için teşekkür ediyorum. Bugün Prag'da 44 Avrupa ülkesinin devlet ve hükümet başkanları olarak bir araya geldik. Kritik bir dönemde icra edilen bu önemli zirveyi az önce tamamladık. Her açıdan yoğun, içerikli ve verimli toplantıların olduğu bir gün geçirdik.
Genel oturumların yanı sıra liderlerle barış, güvenlik, enerji, iklim konularında yuvarlak masa toplantılarda Avrupa'yı da etkileyen küresel sorunları ele aldık.
Ermenistan Başbakanı sayın Paşinyan'la da bir görüşmemiz oldu. Bölgemizde iyi komşuluk ilişkileri temelinde tam normalleşme hedefimize ulaşabileceğimize samimiyetle inanıyorum.
Avrupa siyasi topluluğunun kıtamızdaki sorunların ele alınması, ortak çözümler için zamanlı bir girişim olduğu kanaatindeyim. Bununla birlikte bu platformu Avrupa Birliği Genişleme Politikası'nın görmediğini söylemek istiyorum. Bu platformun üyelik sürecine halel getirmesini asla kabul etmeyeceğini vurguladık.
Temel ve öncelikli beklentimiz Avrupa siyasi topluluğunun üyelik sürecine katkı sunmasıdır. Bu görüşmelerimi zirvede ve ikili temaslarımda ifade ettim. Zirvede genel kanaatin bu yönde olduğunu memnuniyetle müşahede ettim. Ülkemiz, güvenlik, savunma, terörizm, göç, enerji arz güvenliği, sağlık ve tedarik zincirleri gibi temel sıkıntıların aşılmasında hayati öneme sahiptir.
AB'nin karşılaştığı meydan okumaların üstesinden gelinmesinde
Yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin birlik ve Avrupa için anahtar olduğunu gözler önüne seriyor. Zirvede bu husus muhataplarımızca da teslim edilmiştir. Özellikle ülkemizin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu ve kolaylaştırıcı rolü takdirle karşılanıyor.
Savaşın ilk gününden itibaren akan kanı durdurma, ölümlerin ve yıkımın önüne geçmek için çok büyük çaba sarf ettik. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını her fırsatta muhataplarımızın dikkatine getirdik. Tüm zorluklarına rağmen tahıl koridorunun açılması, esir takasının sağlanmasını önemli bir diplomatik başarı olarak değerlendiriyoruz.
Şu ana kadar dünya pazarlarına 6 milyon tonun üzerinde tahıl ve gıda ürününün sevkiyatı gerçekleşti. Tahıl sevkiyatının önümüzdeki süreçte de devamı başta Ukrayna halkı olmak üzere Avrupa'nın ve dünyanın çıkarına olacaktır. Bu arada Rusya'nın gübresini de yine alıp Türkiye üzerinden ihtiyacı olan ülkelere göndermenin gayreti içerisinde olacağız.
Türkiye'nin her iki tarafla da konuşabilen, samimi diyalog kurabilen, iki ülkenin de güven duyduğu olmasının değeri giderek daha da iyi anlaşılıyor. Nitekim bugünkü temaslarımızda pek çok Avrupalı lider Türkiye'nin diplomatik hamlelerinden sitayişle bahsetti. Sahada yaşanan kabul edilemez gelişmeler işimizi zorlaştırsa da en kötü barışın bile savaştan daha iyi olduğu inancıyla çatışmaları sonlandırmak için gayretlerimizi sürdürüyoruz.
Hal böyle iken bazı birlik üyesi ülkelerin Türkiye ile iş birliği ve iyi komşuluk yerine gerginliği tırmandırmayı ve kışkırtmayı tercih ettiklerini görüyoruz.
Burada şu hususunun altını çizerek ifade etmek isterim; Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, hak ve hukukunda gözü yoktur.
Biz sadece ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumasının mücadelesini veriyoruz. Kimseyle, hiçbir komşumuzla gerilim istemiyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarını uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek istediğimizi defaatle dile getirdik. AB'nin de bu konuda birlik dayanışması adı altında haksız ve hukuksuzluğa destek olmak yerine muhataplarımızı ikili toplantılara davet etmesini bekliyorum.
Kıbrıs'ta çözümün tek anahtarı, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası temsilinin tescilidir. Kalıcı çözüm için Kıbrıs adasındaki gerçeklerin kabulü gerekiyor. Biz bu hakikatler ışığında adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Türkiye olarak Avrupa ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştirmek, üyelik sürecimizi ilerletmek için işbirliğine hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
İsveç Başbakanı ile şu an itibariyle görüşemedik. Ben yeni başbakanı anlamak istiyorum. Yeni başbakan kadrosunu gerçekleştirdikten sonra görüşme fırsatı bulduğumuzda memnuniyetle görüşürüz, burada bir sıkıntımız yok.
Bildiğiniz gibi zaten Ermenistan'la özel temsilcilerimiz vasıtasıyla görüşmeler karşılıklı devam ediyor. Biz de Paşinyan'la görüşmemizi samimi bir havada gerçekleştirdik. Bu görüşme esnasında bazı talepler söz konusu oldu. Bu taleplerle ilgili olarak da gerek özel temsilcilerimize gerekse Dışişleri bakanlarımıza görevlendirmeyi yaptık. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşecek, özel temsilcilerimiz aynı şekilde görüşecekler. Ondan sonra çıkan neticeye göre adımımızı atacağız."
"KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK"
Açıklamasında Yunanistan'la yaşanan gerilim hakkında değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz sadece ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumasının mücadelesini veriyoruz. Kimseyle, hiçbir komşumuzla gerilim istemiyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarını uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek istediğimizi defaatle dile getirdik" dedi.
"ÇEK CUMHURİYETİ'NE BAŞARILI EV SAHİPLİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: "AB Konseyi dönem başkanı Çek Cumhuriyeti makamlarına başarılı ev sahipliği için teşekkür ediyorum. Bugün Prag'da 44 Avrupa ülkesinin devlet ve hükümet başkanları olarak bir araya geldik. Kritik bir dönemde icra edilen bu önemli zirveyi az önce tamamladık. Her açıdan yoğun, içerikli ve verimli toplantıların olduğu bir gün geçirdik.
"AVRUPA'YI ETKİLEYEN KÜRESEL SORUNLARI ELE ALDIK"
Genel oturumların yanı sıra liderlerle barış, güvenlik, enerji, iklim konularında yuvarlak masa toplantılarda Avrupa'yı da etkileyen küresel sorunları ele aldık.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
'nin bu meselelere yaklaşımı ve birliğe katılım konusundaki görüşlerimizi muhataplarımıza bizzat aktardım. Zirve marjında Çekya Başbakanı ve AB Komisyonu Başkanı ile üçlü bir görüşme gerçekleştirdik. Fransa Cumhurbaşkanı sayın Macron, Bulgaristan Cumhurbaşkanı ve İspanya Başbakanı ile bir araya geldik. Görüşmelerde ikili meselelerle birlikte Avrupa'nın geleceği, güvenliği, refahı da dahil küresel konuları masaya yatırdık."NORMALLEŞME HEDEFİNE ULAŞMAMIZI UMUYORUM"
Ermenistan Başbakanı sayın Paşinyan'la da bir görüşmemiz oldu. Bölgemizde iyi komşuluk ilişkileri temelinde tam normalleşme hedefimize ulaşabileceğimize samimiyetle inanıyorum.
Avrupa siyasi topluluğunun kıtamızdaki sorunların ele alınması, ortak çözümler için zamanlı bir girişim olduğu kanaatindeyim. Bununla birlikte bu platformu Avrupa Birliği Genişleme Politikası'nın görmediğini söylemek istiyorum. Bu platformun üyelik sürecine halel getirmesini asla kabul etmeyeceğini vurguladık.
Temel ve öncelikli beklentimiz Avrupa siyasi topluluğunun üyelik sürecine katkı sunmasıdır. Bu görüşmelerimi zirvede ve ikili temaslarımda ifade ettim. Zirvede genel kanaatin bu yönde olduğunu memnuniyetle müşahede ettim. Ülkemiz, güvenlik, savunma, terörizm, göç, enerji arz güvenliği, sağlık ve tedarik zincirleri gibi temel sıkıntıların aşılmasında hayati öneme sahiptir.
"AB'NİN KARŞILAŞTIĞI MEYDAN OKUMALARIN ÜSTESİNDEN GELMESİNDE TÜRKİYE'NİN YERİ DOLDURULAMAZ"
AB'nin karşılaştığı meydan okumaların üstesinden gelinmesinde
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
'nin yeri doldurulamaz. Bu hakikatin Avrupalı dostlarımız tarafından da kabul edilmeye başlandığını da gördüm.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
'nin önüne çıkartılan engellerin adil olmadığını, bu durumun Avrupa'nın menfaatlerine de zarar verdiğinin altını çizdim. Bu konuda artık daha vizyoner ve stratejik kararların alınması gerektiğine inanıyoruz. AB'nin bazı ülkelerin çıkarlarına ve ihtiraslarına teslim olmadan Türkiye birlik ilişkilerini katılım perspektifi temelinde ilerletmesini bekliyoruz."TÜRKİYE AVRUPA İÇİN ANAHTAR ROLÜNDE"
Yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin birlik ve Avrupa için anahtar olduğunu gözler önüne seriyor. Zirvede bu husus muhataplarımızca da teslim edilmiştir. Özellikle ülkemizin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu ve kolaylaştırıcı rolü takdirle karşılanıyor.
Savaşın ilk gününden itibaren akan kanı durdurma, ölümlerin ve yıkımın önüne geçmek için çok büyük çaba sarf ettik. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını her fırsatta muhataplarımızın dikkatine getirdik. Tüm zorluklarına rağmen tahıl koridorunun açılması, esir takasının sağlanmasını önemli bir diplomatik başarı olarak değerlendiriyoruz.
Şu ana kadar dünya pazarlarına 6 milyon tonun üzerinde tahıl ve gıda ürününün sevkiyatı gerçekleşti. Tahıl sevkiyatının önümüzdeki süreçte de devamı başta Ukrayna halkı olmak üzere Avrupa'nın ve dünyanın çıkarına olacaktır. Bu arada Rusya'nın gübresini de yine alıp Türkiye üzerinden ihtiyacı olan ülkelere göndermenin gayreti içerisinde olacağız.
"EN KÖTÜ BARIŞIN BİLE SAVAŞTAN İYİ OLDUĞU ANLAYIŞINI TAŞIYORUZ"
Türkiye'nin her iki tarafla da konuşabilen, samimi diyalog kurabilen, iki ülkenin de güven duyduğu olmasının değeri giderek daha da iyi anlaşılıyor. Nitekim bugünkü temaslarımızda pek çok Avrupalı lider Türkiye'nin diplomatik hamlelerinden sitayişle bahsetti. Sahada yaşanan kabul edilemez gelişmeler işimizi zorlaştırsa da en kötü barışın bile savaştan daha iyi olduğu inancıyla çatışmaları sonlandırmak için gayretlerimizi sürdürüyoruz.
"BAZI ÜLKELER TÜRKİYE İLE İYİ KOMŞULUK YERİNE KIŞKIRTMAYI SEÇİYOR"
Hal böyle iken bazı birlik üyesi ülkelerin Türkiye ile iş birliği ve iyi komşuluk yerine gerginliği tırmandırmayı ve kışkırtmayı tercih ettiklerini görüyoruz.
Burada şu hususunun altını çizerek ifade etmek isterim; Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, hak ve hukukunda gözü yoktur.
Biz sadece ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumasının mücadelesini veriyoruz. Kimseyle, hiçbir komşumuzla gerilim istemiyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarını uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek istediğimizi defaatle dile getirdik. AB'nin de bu konuda birlik dayanışması adı altında haksız ve hukuksuzluğa destek olmak yerine muhataplarımızı ikili toplantılara davet etmesini bekliyorum.
Kıbrıs'ta çözümün tek anahtarı, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası temsilinin tescilidir. Kalıcı çözüm için Kıbrıs adasındaki gerçeklerin kabulü gerekiyor. Biz bu hakikatler ışığında adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Türkiye olarak Avrupa ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştirmek, üyelik sürecimizi ilerletmek için işbirliğine hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
"İSVEÇ'İN YENİ BAŞBAKANINI ANLAMAK İSTİYORUM"
İsveç Başbakanı ile şu an itibariyle görüşemedik. Ben yeni başbakanı anlamak istiyorum. Yeni başbakan kadrosunu gerçekleştirdikten sonra görüşme fırsatı bulduğumuzda memnuniyetle görüşürüz, burada bir sıkıntımız yok.
Bildiğiniz gibi zaten Ermenistan'la özel temsilcilerimiz vasıtasıyla görüşmeler karşılıklı devam ediyor. Biz de Paşinyan'la görüşmemizi samimi bir havada gerçekleştirdik. Bu görüşme esnasında bazı talepler söz konusu oldu. Bu taleplerle ilgili olarak da gerek özel temsilcilerimize gerekse Dışişleri bakanlarımıza görevlendirmeyi yaptık. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşecek, özel temsilcilerimiz aynı şekilde görüşecekler. Ondan sonra çıkan neticeye göre adımımızı atacağız."