Metropoll araştırma şirketinin yaptığı ve açık kaynakta yer alan son araştırmada Kemal Kılıçdaroğlu ve Tayyip Erdoğan’a oy verme eğilimleri üzerine bir çalışma yer alıyor.
Bu araştırmaya göre her iki adaya kesin olarak oy vereceğini söyleyenlerin toplam oranı yüzde 48 civarı. Yani kararı kesinleşmiş, fikri değişmeyecek olan seçmen sayısı bu. BU sayıya göre hala fikri değişebilecek, değiştirilebilecek, ya da bir fikir edinmesi sağlanabilecek seçmen oranı yüzde 52’yi buluyor. Elbette bu rakamın büyük çoğunluğu yine iki adaya oy verebileceği konusunda fikir beyan etmiş. O durumda bile toplam yüzde 82’yi buluyor ve hala dışarıda yüzde 18’lik bir oran kalıyor.
Bu bilgilere rağmen son dönemde medyada oluşturulan şöyle bir algı var; “Cumhur ittifakından oy almak mümkün değil” Bunu en tarafsız geçinen gazetecilerden bile duyuyoruz. Hadi onlar neyse de Güya muhalefeti destekleyen, gazeteciler ve medya organları da aynı mantıkla hareket ediyor. İlk turda var olan 4 adaydan 3’ünün birbirinden oy alacağı şeklinde bir algı bir süredir bütün televizyonlarda tekrarlanıyor.
Burada rakibini seçmek konusunda son derece mahir bir politikacı olan Erdoğan’dan da biraz bahsetmek gerek sanırım, bir önceki seçimde rüzgârı arkasına alan ve sağ seçmene etki etmesi çok muhtemel olan Meral Akşener’i görünmez kılmayı başaran Erdoğan kendisine rakip olarak Muharrem İnce’yi seçmiş, ona medyada görünür olmak konusunda da daha fazla imkân tanınmıştı.
Bugün de aşağı yukarı aynı şey söz konusu İnce yine son derece popüler, Erdoğan rakibi konumundaki üç adaydan bahsederken aynen şöyle dedi, “Birisi Gel bakalım muharrem, birisi bölücülerin yürü Kemali, beri taraftakini saymaya bile gerek yok”. Bu açıklama aslında şu anda engellenemez rakip Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yine yeniden İnce’yi rakip olarak görme arzusu. Sinan Oğan’ı ise görünmez kılma arzusu.
İnce şu anda iktidar yanlısı medya ve sosyal medya aracılığı ile devamlı gündemde tutuluyor. Bu da son derece normal. İnce’nin, yukarıda belirttiğimiz kesin kanaati oluşmamış seçmenler içinde etkileyebileceği taraf çoğunlukla millet ittifakına meyledenler. İktidar kanadının davranış biçimi ve onu destekleyen medyanın pozisyonu bu açıdan son derece anlaşılır yani.
Ancak İnce’nin bu potansiyeli nedeniyle olumsuz anlamda da olsa muhalif medya tarafından da devamlı gündem olması enteresan.
Bütün bunlar yaşanırken, Erdoğan tarafından da görünmez kılınmaya çalışılan Sinan Oğan konusunda medya da Erdoğan’a eşlik ediyor. Neden diye sorduğumuzda da yine yukarıdaki araştırmaya dönüyoruz. Bu araştırmada Erdoğan’a kesin olarak oy veririm diyenlerin oranı yüzde 28.4 belki veririm diyenlerin oranı yüzde 15 fikrim yok cevap yok diyenler ise 4.9 yani toplamda yüzde 20. Aynı oran Kılıçdaroğlu için toplamda yüzde 30’a ulaşıyor. Bu durumda Kılıçdaroğlu tarafında daha fazla ikna edilebilecek oy var ve bu oylara etki edebilecek olan da Muharrem İnce bu konuda da aslında aşağı yukarı herkes aynı fikirde.
Ancak diğer tarafta da etki edilebilecek yüzde yirmilik bir bölüm görünüyor. İşte buraya kimsenin etki edemeyeceği şeklindeki bir algı oluşturma çabası ile Sinan Oğan’ın görünmez kılınması için gösterilen çaba aynı amaca hizmet ediyor. Ama nedense muhalif medya da bu tavra eşlik ediyor. Aslında nedense değil. Muhalif medya, muhalif aydın, muhalif sanatçı, iktidara muhalefet eden herkesin ideolojik hassasiyetlerinden feragat ederek kendi bulundukları yere gelmesini bekliyor ama kendisi aynı hassasiyeti göstermiyor.
Sinan Oğan’ın alacağı oylar ne kadar artarsa Cumhur ittifakından o kadar çok azalma olacaktır. Elbette Oğan, HDP üzerinden Millet ittifakına oy verme konusunda tereddütlü davranan kesimden de oy alacaktır ama, HÜDA-PAR meselesi gibi, Sinan Ateş cinayeti gibi birçok konu nedeniyle Erdoğan’a oy vermek istemeyen milliyetçi muhafazakardan da oy alacaktır ve bu oran kesinlikle daha yüksektir. Eğer Oğan’a ve ideolojik olarak cumhur ittifakına yakın ama muhalif olan unsurlara karşı sürdürülen bu yok sayma hali ortadan kaldırılırsa onlar da söylemlerini ona göre revize edeceklerdir diye düşünüyorum.
Bu arada bir hakkı da teslim edeyim. Sayın Kılıçdaroğlu bu konuda aydın ve sanatçı zümresinden de kendisini destekleyen medyadan da tarafsız görünen medyadan da çok daha önde ve yapıcı bir konum alıyor.
Son olarak yukarıda değindiğim bir noktayı tekrar etmek istiyorum, oluşturulmaya çalışılan cumhur ittifakının oylarının bölünemeyeceği algısını hep birlikte kabul edeceksek, muhalefet neden siyaset yapıyor sorusunu da yanıtlayamayız.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Bu araştırmaya göre her iki adaya kesin olarak oy vereceğini söyleyenlerin toplam oranı yüzde 48 civarı. Yani kararı kesinleşmiş, fikri değişmeyecek olan seçmen sayısı bu. BU sayıya göre hala fikri değişebilecek, değiştirilebilecek, ya da bir fikir edinmesi sağlanabilecek seçmen oranı yüzde 52’yi buluyor. Elbette bu rakamın büyük çoğunluğu yine iki adaya oy verebileceği konusunda fikir beyan etmiş. O durumda bile toplam yüzde 82’yi buluyor ve hala dışarıda yüzde 18’lik bir oran kalıyor.
Bu bilgilere rağmen son dönemde medyada oluşturulan şöyle bir algı var; “Cumhur ittifakından oy almak mümkün değil” Bunu en tarafsız geçinen gazetecilerden bile duyuyoruz. Hadi onlar neyse de Güya muhalefeti destekleyen, gazeteciler ve medya organları da aynı mantıkla hareket ediyor. İlk turda var olan 4 adaydan 3’ünün birbirinden oy alacağı şeklinde bir algı bir süredir bütün televizyonlarda tekrarlanıyor.
Burada rakibini seçmek konusunda son derece mahir bir politikacı olan Erdoğan’dan da biraz bahsetmek gerek sanırım, bir önceki seçimde rüzgârı arkasına alan ve sağ seçmene etki etmesi çok muhtemel olan Meral Akşener’i görünmez kılmayı başaran Erdoğan kendisine rakip olarak Muharrem İnce’yi seçmiş, ona medyada görünür olmak konusunda da daha fazla imkân tanınmıştı.
Bugün de aşağı yukarı aynı şey söz konusu İnce yine son derece popüler, Erdoğan rakibi konumundaki üç adaydan bahsederken aynen şöyle dedi, “Birisi Gel bakalım muharrem, birisi bölücülerin yürü Kemali, beri taraftakini saymaya bile gerek yok”. Bu açıklama aslında şu anda engellenemez rakip Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yine yeniden İnce’yi rakip olarak görme arzusu. Sinan Oğan’ı ise görünmez kılma arzusu.
İnce şu anda iktidar yanlısı medya ve sosyal medya aracılığı ile devamlı gündemde tutuluyor. Bu da son derece normal. İnce’nin, yukarıda belirttiğimiz kesin kanaati oluşmamış seçmenler içinde etkileyebileceği taraf çoğunlukla millet ittifakına meyledenler. İktidar kanadının davranış biçimi ve onu destekleyen medyanın pozisyonu bu açıdan son derece anlaşılır yani.
Ancak İnce’nin bu potansiyeli nedeniyle olumsuz anlamda da olsa muhalif medya tarafından da devamlı gündem olması enteresan.
Bütün bunlar yaşanırken, Erdoğan tarafından da görünmez kılınmaya çalışılan Sinan Oğan konusunda medya da Erdoğan’a eşlik ediyor. Neden diye sorduğumuzda da yine yukarıdaki araştırmaya dönüyoruz. Bu araştırmada Erdoğan’a kesin olarak oy veririm diyenlerin oranı yüzde 28.4 belki veririm diyenlerin oranı yüzde 15 fikrim yok cevap yok diyenler ise 4.9 yani toplamda yüzde 20. Aynı oran Kılıçdaroğlu için toplamda yüzde 30’a ulaşıyor. Bu durumda Kılıçdaroğlu tarafında daha fazla ikna edilebilecek oy var ve bu oylara etki edebilecek olan da Muharrem İnce bu konuda da aslında aşağı yukarı herkes aynı fikirde.
Ancak diğer tarafta da etki edilebilecek yüzde yirmilik bir bölüm görünüyor. İşte buraya kimsenin etki edemeyeceği şeklindeki bir algı oluşturma çabası ile Sinan Oğan’ın görünmez kılınması için gösterilen çaba aynı amaca hizmet ediyor. Ama nedense muhalif medya da bu tavra eşlik ediyor. Aslında nedense değil. Muhalif medya, muhalif aydın, muhalif sanatçı, iktidara muhalefet eden herkesin ideolojik hassasiyetlerinden feragat ederek kendi bulundukları yere gelmesini bekliyor ama kendisi aynı hassasiyeti göstermiyor.
Sinan Oğan’ın alacağı oylar ne kadar artarsa Cumhur ittifakından o kadar çok azalma olacaktır. Elbette Oğan, HDP üzerinden Millet ittifakına oy verme konusunda tereddütlü davranan kesimden de oy alacaktır ama, HÜDA-PAR meselesi gibi, Sinan Ateş cinayeti gibi birçok konu nedeniyle Erdoğan’a oy vermek istemeyen milliyetçi muhafazakardan da oy alacaktır ve bu oran kesinlikle daha yüksektir. Eğer Oğan’a ve ideolojik olarak cumhur ittifakına yakın ama muhalif olan unsurlara karşı sürdürülen bu yok sayma hali ortadan kaldırılırsa onlar da söylemlerini ona göre revize edeceklerdir diye düşünüyorum.
Bu arada bir hakkı da teslim edeyim. Sayın Kılıçdaroğlu bu konuda aydın ve sanatçı zümresinden de kendisini destekleyen medyadan da tarafsız görünen medyadan da çok daha önde ve yapıcı bir konum alıyor.
Son olarak yukarıda değindiğim bir noktayı tekrar etmek istiyorum, oluşturulmaya çalışılan cumhur ittifakının oylarının bölünemeyeceği algısını hep birlikte kabul edeceksek, muhalefet neden siyaset yapıyor sorusunu da yanıtlayamayız.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.