Eski adı Kızılviran-Kızılören olan ilçenin 1530 tarihinde Kara Hisâr-ı Demürlü İlçesi bağlı mezra olduğu kaydedilir. 1929 yılında nahiye olmuştur.
KARA HİSÂR-I DEMÜRLÜ BÖLGESİ: Kara Hisâr-ı Demürlü 1075 yılı yaz aylarında feth edilmiş ve Danişmendli yönetimindeki Türklerin eline geçmiştir. Danişmendli-Selçuklu ve Osmanlı döneminde uzun süre bölgenin merkezidurumunda bulunmuş önemli bir şehirdir. Bu şehrin yeri ve önemi ile ilgili bilgiyi 1101 yılında yapılan Haçlı Seferini konu eden kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bu Haçlı Seferinde Haçlı ordusu komutan Tzitos komutasında, İznik (İzmit) teki karargahını boşaltıp, 60.000 kişilik ordusuyla Danişmendli Devletinin merkezi Amasya ve Niksarı hedef alarak saldırıya geçti. Selçukluların düşüncesi Haçlıları, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere çekmek, orada sıkıştırmak olduğundan direniş göstermediler ve Haçlı ordusu bir hafta da (23 Haziran) Ankaraya geldiler. Üç gün Ankara Kalesinde dinlenen ordu, tekrar yürüyüşlerine devam ettiler. Yahşihana varınca komutan Tzitos, öncü istihbarat birliklerini göndererek geçiş güzergahı ve yol güvenliği hakkında bilgi istedi.
Birlikler güzergah üzerinde tahkikatlarını yaptılar ve komutan Tzitosa güzergah üzerinde kurulmuş Kara Hisâr-ı Demürlü ve Çorum şehirleri mıntıkalarına yerleşmiş Müslüman ahalinin orduları için tehlike oluşturacak, kalabalık ve güçte olduğunu bildiren raporlarını sundular. Raporu okuyan komutan Tzitos ordusunun geçiş güzergahını değiştirerek daha az Müslüman Türkün yaşadığı Çankırı istikametine çevirdi. Denilmektedir. Bu tarihi bilgi ile söz konusu yıllarda Kara Hisâr-ı Demürlü bölgenin merkezi olduğu ve kitabımıza konu olan Sungurlu, Bayat, İskilip, Uğurludağ, Alaca, Boğazkale, Yerköy, Delice, Akçakent, Çiçekdağı, Balişeyh, Sulakyurt, Kalecik, Eldivan, Şabanözü, Kızılırmak İlçeleri dolayı ile Çorum, Yozgat, Kır-şehir, Kırıkkale ve Çankırı Yöresi ni içerisine aldığı anlaşılır.
1174 yılında gerçekleşen başka bir Haçlı Seferi nde güzergah olan Kara Hisâr-ı Demürlü yöresi, 1243 yılında yapılan Kösedağ Savaşında Selçukluların yenilmesiyle Moğolların hâkimiyetine girmiş ve bu savaşta Kara Hisâr-ı Demürlü yöresinde kanlı çatışmalar meydana gelmiştir. Moğollarla yapılan bu savaşta Melik unvanıyla anılan, Selçuklu Sultanı Mesudun Kara Hisâr-ı Demürlü kalesinde şiddetli çatışmalar sonrasında esir alındığı kaynaklarda yerini almıştır. XV. Yüzyıl son çeyreğinde bu önemini bir nebze yitirmiş gözüken Kara Hisâr-ı Demürlü, Çorumlu Livasına bağlı kaza olduğu bilgileri aktarılmış ve bu kazanın Kale adı verilen küçük bir de kasaba ve yahut divan niteliğinde yerleşim yeri bulunduğu belirtilmiştir.
Uğurludağ İlçesi 1900lerin başında köy olarak mevcut olduğu, Kurtuluş Savaşı yıllarında birçok şehit ve gazi vermiştir.
İlçemizin ilk ismi Kızılörendir. Bunun etrafının kırmızı kayalarla çevrili olmasından verildiği ve daha sonra Kızılvirana çevrildiği bilinmektedir. Yine ilk yerleşenlerin dağdan dağa göçen gruplar olduğu ve burasının tava biçimini andıran coğrafi yapısıyla korunmaya çok müsait olmasından tercih edildiği sanılmaktadır. 1929 yılına kadar Çorumun bir köyü olan ilçe bu tarihte kendisine bağlı 17 köyle beraber nahiye yapılarak İskilip ilçesine bağlanmıştır. 03 Mayıs 1958 yılında arkasındaki Urlu Dağına izafeten Uğurludağ adını almış ve 1969 yılında da belediyelik olmuştur.
18 sene Belediye olarak hizmetlerini sürdürdükten sonra 19 Haziran 1987 tarih ve 3392 sayılı kanun ile ilçe olmuş ve 29.8.1988 tarihinde de ilçe kaymakamının göreve başlaması ile fiilen hizmete geçilmiştir. İçe Merkezinde 5 Mahalle, İlçeye bağlı 20 Köy bulunmaktadır.
www.ugurludag.bel.tr'dan alıntıdır.
KARA HİSÂR-I DEMÜRLÜ BÖLGESİ: Kara Hisâr-ı Demürlü 1075 yılı yaz aylarında feth edilmiş ve Danişmendli yönetimindeki Türklerin eline geçmiştir. Danişmendli-Selçuklu ve Osmanlı döneminde uzun süre bölgenin merkezidurumunda bulunmuş önemli bir şehirdir. Bu şehrin yeri ve önemi ile ilgili bilgiyi 1101 yılında yapılan Haçlı Seferini konu eden kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bu Haçlı Seferinde Haçlı ordusu komutan Tzitos komutasında, İznik (İzmit) teki karargahını boşaltıp, 60.000 kişilik ordusuyla Danişmendli Devletinin merkezi Amasya ve Niksarı hedef alarak saldırıya geçti. Selçukluların düşüncesi Haçlıları, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere çekmek, orada sıkıştırmak olduğundan direniş göstermediler ve Haçlı ordusu bir hafta da (23 Haziran) Ankaraya geldiler. Üç gün Ankara Kalesinde dinlenen ordu, tekrar yürüyüşlerine devam ettiler. Yahşihana varınca komutan Tzitos, öncü istihbarat birliklerini göndererek geçiş güzergahı ve yol güvenliği hakkında bilgi istedi.
Birlikler güzergah üzerinde tahkikatlarını yaptılar ve komutan Tzitosa güzergah üzerinde kurulmuş Kara Hisâr-ı Demürlü ve Çorum şehirleri mıntıkalarına yerleşmiş Müslüman ahalinin orduları için tehlike oluşturacak, kalabalık ve güçte olduğunu bildiren raporlarını sundular. Raporu okuyan komutan Tzitos ordusunun geçiş güzergahını değiştirerek daha az Müslüman Türkün yaşadığı Çankırı istikametine çevirdi. Denilmektedir. Bu tarihi bilgi ile söz konusu yıllarda Kara Hisâr-ı Demürlü bölgenin merkezi olduğu ve kitabımıza konu olan Sungurlu, Bayat, İskilip, Uğurludağ, Alaca, Boğazkale, Yerköy, Delice, Akçakent, Çiçekdağı, Balişeyh, Sulakyurt, Kalecik, Eldivan, Şabanözü, Kızılırmak İlçeleri dolayı ile Çorum, Yozgat, Kır-şehir, Kırıkkale ve Çankırı Yöresi ni içerisine aldığı anlaşılır.
1174 yılında gerçekleşen başka bir Haçlı Seferi nde güzergah olan Kara Hisâr-ı Demürlü yöresi, 1243 yılında yapılan Kösedağ Savaşında Selçukluların yenilmesiyle Moğolların hâkimiyetine girmiş ve bu savaşta Kara Hisâr-ı Demürlü yöresinde kanlı çatışmalar meydana gelmiştir. Moğollarla yapılan bu savaşta Melik unvanıyla anılan, Selçuklu Sultanı Mesudun Kara Hisâr-ı Demürlü kalesinde şiddetli çatışmalar sonrasında esir alındığı kaynaklarda yerini almıştır. XV. Yüzyıl son çeyreğinde bu önemini bir nebze yitirmiş gözüken Kara Hisâr-ı Demürlü, Çorumlu Livasına bağlı kaza olduğu bilgileri aktarılmış ve bu kazanın Kale adı verilen küçük bir de kasaba ve yahut divan niteliğinde yerleşim yeri bulunduğu belirtilmiştir.
Uğurludağ İlçesi 1900lerin başında köy olarak mevcut olduğu, Kurtuluş Savaşı yıllarında birçok şehit ve gazi vermiştir.
İlçemizin ilk ismi Kızılörendir. Bunun etrafının kırmızı kayalarla çevrili olmasından verildiği ve daha sonra Kızılvirana çevrildiği bilinmektedir. Yine ilk yerleşenlerin dağdan dağa göçen gruplar olduğu ve burasının tava biçimini andıran coğrafi yapısıyla korunmaya çok müsait olmasından tercih edildiği sanılmaktadır. 1929 yılına kadar Çorumun bir köyü olan ilçe bu tarihte kendisine bağlı 17 köyle beraber nahiye yapılarak İskilip ilçesine bağlanmıştır. 03 Mayıs 1958 yılında arkasındaki Urlu Dağına izafeten Uğurludağ adını almış ve 1969 yılında da belediyelik olmuştur.
18 sene Belediye olarak hizmetlerini sürdürdükten sonra 19 Haziran 1987 tarih ve 3392 sayılı kanun ile ilçe olmuş ve 29.8.1988 tarihinde de ilçe kaymakamının göreve başlaması ile fiilen hizmete geçilmiştir. İçe Merkezinde 5 Mahalle, İlçeye bağlı 20 Köy bulunmaktadır.
www.ugurludag.bel.tr'dan alıntıdır.