Sanat ve mimarlık tarihi bakımından dünya çapında bir şaheser kabul edilen Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin FPV drone ile çekilen görüntüleri, izleyenleri tarih yolculuğuna çıkarırken, eşsiz görselliğiyle de büyülüyor.
Tarihi Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin FPV drone ile çekilen görüntüleri, Sultanahmet Camisi ile karşılıklı okunan ezanla başlıyor.
Görüntüler, Sultanahmet Camisi üzerinden 1500 yıllık Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin kubbesine süzülüyor. FPV dronun, avizeler üzerinden süzülerek kaydettiği görüntüler ise bu aydınlatmaların Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin içindeki büyüleyici etkisini gözler önüne seriyor.
Caminin ihtişamını tek seferde görme imkanı tanıyan görüntüler, Ayasofya'nın geçmişten bugüne korunan dokusunu da izleyicinin dikkatine sunuyor.
Eski İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürü Yüksek Mimar Dr. Olcay Aydemir, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin kendisini çok etkilediğini, drone'lar ile bu yapıyı yukarıdan okumanın da çok etkileyici olduğunu dile getirdi. Aydemir, çekilen görüntülere ilişkin, "Renk, ışık müthişti. Çok şiirsel. O inişler... Taşların parlaklığı, yansıması halıdan önce de böyleydi. Halı da yeşil bir örtü gibi cennet gibi bir algı yarattı. Benim için çok özel bir yapı. Meslek hayatımda korumaya bakış açımın en önemli örneği diyebilirim" değerlendirmesinde bulundu.
Ayasofya'ya yukarıdan bakıldığında bütün yapım teknolojisinin görülebildiğini ifade eden Aydemir, şunları söyledi: "Ana bir kubbe, bu kubbeyi destekleyen yan kubbeler, iç mekandaki o devasa sonsuzluğu belki de duvar içine gizlenen o fil ayakları üzerinde uçan bir kubbe etkisini görüyorsunuz. Çok ışıklı bir kubbe, bunu dışarıdan da görüyorsunuz. O kasnak üzerindeki pencereler, inanılmaz bir ışığı içeri süzüyor."
Ayasofya'nın kubbesinin, hem Osmanlı hem de yeni yapılan koruma çalışmalarının bütün dünyaya hitap ettiğini belirten Aydemir, "Ayasofya'ya inanılmaz da bir ilgi var. Bu ilgi hiç bitmeyecek, bu yapı var oldukça. 'Bu eşsiz bir yapı' diyerek sonsuza kadar toplumların bilinçleriyle korunmaya devam edilecek" diye konuştu.
Aydemir, 1500 yıldır ayakta kalan Ayasofya'nın Antik Çağ'ın da en önemli ikonik yapılarından biri olduğuna işaret etti.
Ayasofya'yı bu kadar özellikli kılanın mimari özelliği, yapım tekniği, kullanılan malzemeler olduğunu aktaran Aydemir, Bizans ve Osmanlı toplumunun bu yapıyı korumada kullandığı parametrelerin Ayasofya'yı bugüne kadar getirdiğini vurguladı.
Aydemir, Ayasofya'nın eşsiz ve dünyanın gözbebeği bir yapı olduğuna dikkat çekti.
Aydemir sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya için önemli bir anıt eser. Bizim için fethin de bir sembolü. Tek kubbeli bu anıtsal yapı, mucize eseri ayakta duruyor gibi görünse de aslında her iki toplumun yaptığı koruma çalışmalarının çok büyük etkisi var. Mimar Sinan'ı saygıyla anmak istiyorum. Onun son dönemlerde yaptığı payandalar ve yapıyı ayakta tutmak için yaptığı dokunuşlar, Ayasofya'yı günümüze getirdi. Bugün biz de bu yapıyı, gelecek nesillere aktarmak için çok önemli koruma çalışmalarını hala sürdürüyoruz. Bu tür yapılar sürekli bakım ve onarıma tabi olmak zorunda. Bu da kimseyi şaşırtmasın. Elbette bakarsak bu yapıların ömürleri uzun olacak."
Bu içeriğin kaynağı Ntv haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.