Seçimler, CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu tarafından, “muhafazakar seçmeni ürkütmeme” gerekçesiyle sürdürülen ama sonuçta AKP’lileşme projesine dönüşen, sağcılaşma adımlarının başarısızlığının da ilanı oldu.
Kılıçdaroğlu, muhafazakar seçmene ulaşma ve AKP tabanından oy almak amacıyla, sol kavramını tümüyle söyleminden çıkarmakla kalmadı, sol-sosyal demokrat siyasi gündem maddelerini de terk etti. Hak, hukuk, adalet kavramlarını ise merkez ve sağ partilerin kullandığı çerçeveyle sınırlamakla yetindi.
CHP, sosyal demokrat demeden de, siyasi olarak sola ilişkin gündemi partisinin ana hedefleri haline getirebilirdi ama bunun yerine, önce merkez sonra da merkezden biraz daha sağa kaymaya, ittifak ortakları ile benzeşmeye, örtülü bir şekilde AKP’lileşmeye çalışarak oy almayı uman bir siyaset izledi.
Ama seçmen, AKP’lileşmeye çalışan CHP’yi tercih etmedi. CHP, bu seçimde yüzde 25 ile, Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olarak girdiği ilk genel seçimden daha az oy aldı. O tarihte bile CHP, daha soldaydı.
Parlamentoda CHP ve TİP dışında, çoğunluk sağ partilerde, siyasi gündemleri de muhafazakar seçmene yönelik. CHP ise geçtiğimiz yıllarda sosyal demokrat siyasi gündemi utangaç bir şekilde ara sıra hatırladı. CHP, AKP’nin belirlediği sağ siyasi gündemin sınırları içinde kalan siyaseti ile giderek AKP’lileşme yoluna girmesine rağmen oylarını artıramadı. Seçmen, bütün yıpranmışlığına rağmen aslına oy verdi ve AKP yüzde 35 oy aldı.
Ekonomik kriz, deprem felaketi gibi sorunlar karşısında bile oylarını yüzde 30-40’lara çıkaramayan CHP, AKP’lileşmeye devam ettiği takdirde, seçmenin beklentisi bu olmadığı için daha fazla oy kaybedebilir.
Seçime katılmayanlar da dahil, cumhur ittifakına destek vermeyen seçmen oranı yüzde 60’a yakın. Gerçekte cumhur ittifakının toplam seçmen içindeki oranı yüzde 40’ları biraz aşıyor.
Ecevit, komünizm tehlikesiyle toplumun korkutulduğu 1973 seçiminde “ortanın solu”nu savunarak, Bu Düzen Değişmelidir kitabıyla vaat ettiği düzenin ilkelerini ortaya koymuştu. 1973’te yüzde 33 oy alan Ecevit, 1977’de oylarını yüzde 41.48’e yükseltti. Ama o dönem uygulanan seçim sistemi nedeniyle bu oy oranlarına rağmen parlamentoda çoğunluk sağlayamadı. Oysa AKP, 2002 seçiminde yüzde 34 oyla, 363 milletvekili çıkararak tek başına iktidar oldu.
CHP’de kurultay hesapları yapılırken, ne ilkeler ne siyaset ne ideoloji tartışılıyor. Sadece isimler gündemde. Kılıçdaroğlu ne zaman bırakacak? Yerine kim gelecek? Ekrem İmamoğlu mu, Özgür Özel mi, Oğuz Kaan Salıcı mı CHP genel başkanı olacak?
Bu isimler tartışılırken, hiçbirinin ne yazık ki, CHP’yi AKP’lileştirmekten uzaklaştıracak, sosyal demokrat bir parti haline getirecek bir ilkeler beyannamesi, ideolojik bir yaklaşımı olmadığı için, bu isimlerin de tonları biraz farklı olsa da, Kılıçdaroğlu’nun, istemeyerek de olsa CHP’yi AKP’lileştirme yaklaşımını sürdürme ihtimali yüksek. Bu da, seçmeni CHP’den uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramayacak gibi görünüyor.
AKP’nin propaganda gücüyle çizdiği sınırlar içinde kalarak seçim kazanılamayacağını görerek, ideolojik bir yaklaşım ortaya koyabilecek, ilkeler beyannamesi hazırlayabilecek birikime sahip bir lider adayı çıkmadığı ve bunu CHP’nin kalın duvarlarını aşarak başarıya ulaştıramadığı sürece, isimlerin değişmesi, AKP’lileşen CHP’ye nasıl seçim kazandıracak?
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Kılıçdaroğlu, muhafazakar seçmene ulaşma ve AKP tabanından oy almak amacıyla, sol kavramını tümüyle söyleminden çıkarmakla kalmadı, sol-sosyal demokrat siyasi gündem maddelerini de terk etti. Hak, hukuk, adalet kavramlarını ise merkez ve sağ partilerin kullandığı çerçeveyle sınırlamakla yetindi.
CHP, sosyal demokrat demeden de, siyasi olarak sola ilişkin gündemi partisinin ana hedefleri haline getirebilirdi ama bunun yerine, önce merkez sonra da merkezden biraz daha sağa kaymaya, ittifak ortakları ile benzeşmeye, örtülü bir şekilde AKP’lileşmeye çalışarak oy almayı uman bir siyaset izledi.
Ama seçmen, AKP’lileşmeye çalışan CHP’yi tercih etmedi. CHP, bu seçimde yüzde 25 ile, Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olarak girdiği ilk genel seçimden daha az oy aldı. O tarihte bile CHP, daha soldaydı.
Parlamentoda CHP ve TİP dışında, çoğunluk sağ partilerde, siyasi gündemleri de muhafazakar seçmene yönelik. CHP ise geçtiğimiz yıllarda sosyal demokrat siyasi gündemi utangaç bir şekilde ara sıra hatırladı. CHP, AKP’nin belirlediği sağ siyasi gündemin sınırları içinde kalan siyaseti ile giderek AKP’lileşme yoluna girmesine rağmen oylarını artıramadı. Seçmen, bütün yıpranmışlığına rağmen aslına oy verdi ve AKP yüzde 35 oy aldı.
Ekonomik kriz, deprem felaketi gibi sorunlar karşısında bile oylarını yüzde 30-40’lara çıkaramayan CHP, AKP’lileşmeye devam ettiği takdirde, seçmenin beklentisi bu olmadığı için daha fazla oy kaybedebilir.
Seçime katılmayanlar da dahil, cumhur ittifakına destek vermeyen seçmen oranı yüzde 60’a yakın. Gerçekte cumhur ittifakının toplam seçmen içindeki oranı yüzde 40’ları biraz aşıyor.
Ecevit, komünizm tehlikesiyle toplumun korkutulduğu 1973 seçiminde “ortanın solu”nu savunarak, Bu Düzen Değişmelidir kitabıyla vaat ettiği düzenin ilkelerini ortaya koymuştu. 1973’te yüzde 33 oy alan Ecevit, 1977’de oylarını yüzde 41.48’e yükseltti. Ama o dönem uygulanan seçim sistemi nedeniyle bu oy oranlarına rağmen parlamentoda çoğunluk sağlayamadı. Oysa AKP, 2002 seçiminde yüzde 34 oyla, 363 milletvekili çıkararak tek başına iktidar oldu.
CHP’de kurultay hesapları yapılırken, ne ilkeler ne siyaset ne ideoloji tartışılıyor. Sadece isimler gündemde. Kılıçdaroğlu ne zaman bırakacak? Yerine kim gelecek? Ekrem İmamoğlu mu, Özgür Özel mi, Oğuz Kaan Salıcı mı CHP genel başkanı olacak?
Bu isimler tartışılırken, hiçbirinin ne yazık ki, CHP’yi AKP’lileştirmekten uzaklaştıracak, sosyal demokrat bir parti haline getirecek bir ilkeler beyannamesi, ideolojik bir yaklaşımı olmadığı için, bu isimlerin de tonları biraz farklı olsa da, Kılıçdaroğlu’nun, istemeyerek de olsa CHP’yi AKP’lileştirme yaklaşımını sürdürme ihtimali yüksek. Bu da, seçmeni CHP’den uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramayacak gibi görünüyor.
AKP’nin propaganda gücüyle çizdiği sınırlar içinde kalarak seçim kazanılamayacağını görerek, ideolojik bir yaklaşım ortaya koyabilecek, ilkeler beyannamesi hazırlayabilecek birikime sahip bir lider adayı çıkmadığı ve bunu CHP’nin kalın duvarlarını aşarak başarıya ulaştıramadığı sürece, isimlerin değişmesi, AKP’lileşen CHP’ye nasıl seçim kazandıracak?
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.