( O gün ) hiçbir samimi dost, dostunu sormaz. - Me`aric 10.
Allah tarafından, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır. - Rûm 43.
Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendini kurtarsın. - Me`aric (11-14).
Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz,cehennem derileri kavurup çıkaran alevli ateştir. Me`aric - (15-16).
Allah Teâlâ her sorumlu aklın anlayabileceği basitlikte cehennem ile karşılaşan insanın ne yapacağını haber veriyor. Yani insanların ne varki biraz yanmaktan ne olacak şeklindeki düşünce ve boş sözlerinin geçersiz olduğunu en net biçimde anlatıyor. Cehennemi gören insanın dünyada iken uğruna öleceği çocuğunu, anasını, babasını hatta tüm insanlığı sadece kendisini o dehşetli cehennemden kurtarmak için fidye vermek isteyeceğini ve bu olayın kesin olarak yaşanacağını bildiriyor. İnsanların ekserisi cehennem tehdidine karşı çok lakayıt. Bunun muhtemel iki sebebi olabilir birincisi cehennemin varlığına ihtimal vermiyor ikincisi onun hakkında yeterince bilgi sahibi değil. Her iki durumda cehenneme atılmak için yeterli sebep şüphesiz. Önümüzde böyle bir tehdit varken bunun doğruluğunu araştırmak gerekmez mi? Elimizde bir tek şansımız var. Dünya imtihanı sadece bir kere ve dünyaya bir daha dönüş yok!! Hal böyleyken ya şu kâinat tesadüfen oluştu, canlılık tesadüfen oluştu, şimşek çaktı, yağmur yağdı, aaa birde bakmışsın koca medeniyetler kurabilen bir varlık olan insan meydana geldi safsatasına kendinimizi inandırırırız. Daha sonra da
Şöyle derler: "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler." - Yasin 52.
ayetinde ki duruma düşeriz. Yada bizi yoktan var edip rızıklandıran Allah Teala'nın hem dünyada hemde öldükten sonra vadettiği kazanca ulaşmak için çabalarız. Neden bize hem dünya hem ahiret kazancı vadedilirken, yok bana gerekmez dünyada yaşadığım 70 senecik bana yeter diyelim. Bunun akıl alır bir tarafı var mı? Yoksa bizlere kaldıramayacağımız ağır yükümlülüklermi yüklendi, neden bu kadar umursamazız. İnsan neden verdiği hükme karşı çıkacak hiçbir güç ve kuvvetin olmadığı Allah Teâlâ ya karşı çıkar. Üstelik rızasına nail olana bin tane dünyayı elinize verselerde dönüp bakmayacağınız bir cennet vadedilmişken.
Nefsim küçücük bir mum ateşine kaç saniye dayanabildiğine bir bak ve süresi sonsuz olan ve yakıcılığı dünyadaki en şiddetli ateşten binlerce kere şiddetli olan cehennem ateşini tefekkür et.
Allah'tan, geri çevrilmesi imkansız olan bir gün gelmeden önce, Rabbinizin çağrısına uyun. O gün sizin için ne sığınacak bir yer vardır ne de (günahlarınızı), inkar edebilirsiniz! - Şûrâ 47.
Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz,cehennem derileri kavurup çıkaran alevli ateştir. Me`aric - (15-16).
Allah Teâlâ her sorumlu aklın anlayabileceği basitlikte cehennem ile karşılaşan insanın ne yapacağını haber veriyor. Yani insanların ne varki biraz yanmaktan ne olacak şeklindeki düşünce ve boş sözlerinin geçersiz olduğunu en net biçimde anlatıyor. Cehennemi gören insanın dünyada iken uğruna öleceği çocuğunu, anasını, babasını hatta tüm insanlığı sadece kendisini o dehşetli cehennemden kurtarmak için fidye vermek isteyeceğini ve bu olayın kesin olarak yaşanacağını bildiriyor. İnsanların ekserisi cehennem tehdidine karşı çok lakayıt. Bunun muhtemel iki sebebi olabilir birincisi cehennemin varlığına ihtimal vermiyor ikincisi onun hakkında yeterince bilgi sahibi değil. Her iki durumda cehenneme atılmak için yeterli sebep şüphesiz. Önümüzde böyle bir tehdit varken bunun doğruluğunu araştırmak gerekmez mi? Elimizde bir tek şansımız var. Dünya imtihanı sadece bir kere ve dünyaya bir daha dönüş yok!! Hal böyleyken ya şu kâinat tesadüfen oluştu, canlılık tesadüfen oluştu, şimşek çaktı, yağmur yağdı, aaa birde bakmışsın koca medeniyetler kurabilen bir varlık olan insan meydana geldi safsatasına kendinimizi inandırırırız. Daha sonra da
Şöyle derler: "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler." - Yasin 52.
ayetinde ki duruma düşeriz. Yada bizi yoktan var edip rızıklandıran Allah Teala'nın hem dünyada hemde öldükten sonra vadettiği kazanca ulaşmak için çabalarız. Neden bize hem dünya hem ahiret kazancı vadedilirken, yok bana gerekmez dünyada yaşadığım 70 senecik bana yeter diyelim. Bunun akıl alır bir tarafı var mı? Yoksa bizlere kaldıramayacağımız ağır yükümlülüklermi yüklendi, neden bu kadar umursamazız. İnsan neden verdiği hükme karşı çıkacak hiçbir güç ve kuvvetin olmadığı Allah Teâlâ ya karşı çıkar. Üstelik rızasına nail olana bin tane dünyayı elinize verselerde dönüp bakmayacağınız bir cennet vadedilmişken.
Nefsim küçücük bir mum ateşine kaç saniye dayanabildiğine bir bak ve süresi sonsuz olan ve yakıcılığı dünyadaki en şiddetli ateşten binlerce kere şiddetli olan cehennem ateşini tefekkür et.
Allah'tan, geri çevrilmesi imkansız olan bir gün gelmeden önce, Rabbinizin çağrısına uyun. O gün sizin için ne sığınacak bir yer vardır ne de (günahlarınızı), inkar edebilirsiniz! - Şûrâ 47.
Allah tarafından, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır. - Rûm 43.