CANLARA VE MALLARA TECAVÜZ ETMEK HARAMDIR
Amr b. Ahvas (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim veda haccında insanlara şöyle diyordu: “Bu gün hangi gündür” Sahabe: “Haccı Ekber” = Kurban bayramının birinci günüdür dediler. Bundan sonra Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kanlarınız (canlarınız) mallarınız ve ırzlarınız birbirinize haramdır aynen bu bulunduğunuz belde ve gününüzün haram (kutsal) olduğu gibi her suçlu kendi hesabına suç işler Dikkat edin! Hiçbir çocuk babasının yaptığından, hiçbir baba da çocuğunun yaptığından sorumlu tutulamaz. Dikkat edin! Şeytan şu ülkenizde kendisine ibadet edilmesinden ebediyen ümidini kesmiştir. Fakat amellerinizden önemsemediğiniz bazı konularda kendisine itaat edeceksiniz de oda bundan razı olacaktır.” (İbn Mâce, Menasik: 42)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Bekre, İbn Abbâs, Câbir, Huzeym b. Amr es Sa’dî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Zaide de Şebîb b. Gargade’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadisi sadece Şebîb b. Gargade’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.
Amr b. Ahvas (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim veda haccında insanlara şöyle diyordu: “Bu gün hangi gündür” Sahabe: “Haccı Ekber” = Kurban bayramının birinci günüdür dediler. Bundan sonra Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kanlarınız (canlarınız) mallarınız ve ırzlarınız birbirinize haramdır aynen bu bulunduğunuz belde ve gününüzün haram (kutsal) olduğu gibi her suçlu kendi hesabına suç işler Dikkat edin! Hiçbir çocuk babasının yaptığından, hiçbir baba da çocuğunun yaptığından sorumlu tutulamaz. Dikkat edin! Şeytan şu ülkenizde kendisine ibadet edilmesinden ebediyen ümidini kesmiştir. Fakat amellerinizden önemsemediğiniz bazı konularda kendisine itaat edeceksiniz de oda bundan razı olacaktır.” (İbn Mâce, Menasik: 42)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Bekre, İbn Abbâs, Câbir, Huzeym b. Amr es Sa’dî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Zaide de Şebîb b. Gargade’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadisi sadece Şebîb b. Gargade’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.