"Bucak" Adının Kaynağı
Bucak ilçe merkezi 3 dağ arasında kurulmuştur. Yerleşim yerinin bir kısmı ilme bitkisi ile kaplı olduğu için; ilçe halk arasında İlmeli Bucak adıyla anılmıştır. Bu bölgeye yerleşenler Oğuz boyuna mensup olduğu için Oğuzhan köyü olarak da adlandırılmıştır. İstiklal Savaşı (1919- 1923) sırasında Oğuzhan adıyla bir nahiye teşkilatı kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde 30.05.1926 tarih ve 877 sayılı kanunla bugünkü Bucak adını almıştır. 1927- 1928 yılı Devlet Salnamesinde (Devlet Yıllığı) Burdur Vilayetine bağlı Bucak Kazasının diğer ismi Oğuzhan olarak belirtilmiştir.
Türk Hâkimiyetinden Önce Bucak
Isparta ve Burdur illerini içine alan Göller Bölgesinde (Pisidya) yapılan araştırma ve kazılar, buranın tarih öncesi dönemlerinden beri yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Çağı devirleri Bucakta da hüküm sürmüştür. Şehir merkezindeki Höyücekte Prof.Dr. Refik Duru tarafından yapılan kazılarda M.Ö. 6000 ve 7000li yıllara ait bulunan eserler de bunu doğrulamaktadır. Pisidyada Neolitik Dönemi (M.Ö. 8500-5400) aydınlatan en önemli yerleşim yerlerinden biri; Burdur civarındaki Hacılar Höyüğü, diğeri ise Kuruçay Höyüğüdür. Hacılar Neolitik Dönemi ile çağdaş bir başka tarih öncesi yerleşim de Burdur-Antalya yolu üzerinde yer alan Kızılkayadır. Hacılar Neolitiğinin Kızılkaya Neolitiğinden geliştiği anlaşılmaktadır. Kalkolitik Dönemin (M.Ö. 5500- 3000) aydınlanmasında Hacılar ve Kuruçay höyüklerinin yanı sıra Bucak ilçe merkezinin batısında bulunan Bucak Höyüğü de önemlidir. Burdur ve civarında İlk Tunç Çağına (M.Ö. 3100- 3000) ait pek çok yerleşim alanları bulunmaktadır. Bu dönemi aydınlatan verilerin çoğu Kuruçay Höyüğünden çıkarılmıştır. Bucak civarındaki Karaaliler de bu dönemdeki yerleşim alanlarından birisidir.
Türklerden önce Bucak çevresi Pisidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Selefkoslar, Romalılar ve Bizanslıların hâkimiyetine girmiştir. Bu devletlerden kalma pek çok tarihi kalıntı Bucak ilçesinde görülmektedir. Pisidyanın bugünkü Bucak ilçesi sınırları içinde kalan önemli şehirleri şunlardır:
Kremna (Çamlık Köyünde, Roma şehri)
Kodrula (Kestel Köyünde, Roma şehri)
Kretapolis (Kızılkayada, Roma şehri)
Sia (Karaot Köyünde, Roma şehri)
Komama (Ürkütlüde, Yunan yerleşmesi)
Milyas (Kocaalilerde, Roma-Yunan yerleşmesi)
Panemoteichos (Boğazköyde, Roma şehri)
Sur Kalıntısı (Taşyayla Köyünde)
Yunan Kaya Mezarı (Kuşbaba Köyünde)
Bizans Kalıntısı (Kızıllı Köyünde)
Bizans Kalıntısı (Kızılseki Köyünde)
Son kazılarda; Kreates ve Kreatyum gibi kayıp şehirlerin Bucak ilçesinin Onaç Yakasında ve Boğazköyde olduğu belirlenmiştir. Hicri 1330 (1914) tarihli Konya Vilayet Salnamesinde, Pisidya egemenliğinde Kızılkayanın Bademağacı köyü civarında Ariyasos adıyla eski bir şehir olduğu ve burada altı kapı denilen bir su yolu kemerinin bulunduğu belirtilmiştir. Bucak sınırları içindeki Milyas (Melli-Kocaaliler) M.Ö. 546da başlayan Pers egemenliği döneminde Pisidya Birinci Satraplık bölge merkeziydi. Milyas daha sonra İskenderin istilasına uğramıştır. İskenderin ölümünden sonra Selefkos ve Bergama (dolaylı olarak Roma) egemenliğine girmiştir.
Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Bucak
Bucak ve çevresinin Türklerin eline geçtiği tarih muhtemelen 13. yüzyıl başları (1204), yani Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı III. Kılıçarslan zamanıdır. Malazgirt Meydan Savaşından sonra Anadoluya kitleler halinde Oğuz ve Türkmen boyları gelmiş ve Burdur ve Antalya civarına Tekeoğulları ve boyları yerleşmiştir. Bucak ve civarı Anadolu Beylikleri döneminde Isparta ve Burdurda yaşayan Hamitoğulları ile Antalyada yaşayan Tekeoğulları arasında uzun çatışmalara yol açtıktan sonra Hamitoğullarının eline geçmiştir. Selçuklular döneminde Bucak ve çevresinde yoğun bir yerleşme olmuştur. Böylece Kremna yakınlarında Girmiye (bugünkü Çamlık) köyü kurulmuştur. Bu köy uzun süre Teke (Antalya) Sancağına bağlı bir nahiye ve kaza olarak kalmıştır. Melli (Kocaaliler) çevresine de yerleşimlerin ilk temeli bu dönemde atılmıştır. Bucak ilçe merkezine yakın İncirhanı çevresinde İncirli köyü kurulmuştur. Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde İncirli köyü, Teke toprağında bir Müslüman köydür cümlesiyle tanıtılmaktadır. Şemseddin Sâmi, Kamus-ul Alam adlı eserinde İncirli köyünü İncir Bazarı olarak tanıtmaktadır. İncirli köyünden başka şimdiki İncirdere köyü yakınlarında Güğüp köyü, bugün ilçede Turba denilen mevkide Hamit Köyü, şu anda sanayii sitesinin bulunduğu yerde Onaç köyü o dönemin önemli yerleşim merkezlerindendir. Bu köylerden günümüze kadar ulaşabileni sadece Girmiye (Çamlık)dir.
Bucak, Burdur ve çevresi Yıldırım Bayezid döneminde Osmanlı Devletine katılmıştır. Yıldırım Bayezid 1391 yılında Hamit İlini alarak Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi olan Kütahya Vilayetine bağlamıştır. Osmanlı hakimiyetinin başlaması ile birlikte Bucak ve civarının büyük bölümü Teke (Antalya) Sancağı idari yapısı içinde kalmış, az bir kısmı da Hamid (Isparta) Sancağı idari yapısına dahil olmuştur. 1522de Burdur, Tirkemiş ilçesinin merkeziydi. Ağlasun, Gölhisar, İncirli (Bucak), Erle (Yeşilova) ve Acıpayam nahiyelerine bağlı köylerin bir bölümü Burdura bağlıydı. Bugün Bucak ilçesi sınırları içinde kalan bazı köyler de Bağovası nahiyesine (bugünkü Dağ nahiyesine) bağlıydı. Kızılkaya, önce Bağovasına bağlıyken 16. Yüzyıl sonlarında nahiye olmuştur.
Bucak Şehir Merkezinin Kuruluşu
Bucak şehir merkezinin ne zaman kurulduğu ve bugünkü bulunduğu duruma nasıl geldiği ile ilgili farklı rivayetler vardır. Alaaddin Camii avlusundaki mezar taşında yazılı olan Hicri 811 (Miladi 1408) tarihine bakıldığında, şehir merkezinin en az 600 yıl önce kurulduğu söylenebilir. Antalyada bulunan Side ve Aspendos şehirlerinin önemini kaybetmesi ile Bucak ilçe merkezinin 16 km kadar kuzeyinde, Pisidya döneminin önemli şehirlerinden biri olan Kremna da önemini kaybetmiştir. Yerine kurulan Girmiye şehri uzun süre Teke Sancağına bağlı bir kaza ve nahiye olmuştur. Girmiye nahiyesi, zamanla yol güzergâhının şimdiki ovalara kayması sonucunda önemini kaybetmiştir. Girmiye köyünden bazı ailelerin Kirişzâde adında bir kafile reisinin öncülüğünde şimdiki Bucak ilçesi merkezine geldikleri söylenmektedir. İlçede halen Kirişzâde ailesinin bulunması, şehrin kurucusunun Kirişzâde olmasını kuvvetlendirmektedir.
Bucak şehir merkezinin önceleri İncirhanı Kervansarayı ile İncirdere Köyü arasında bir mevkide olması ihtimal dâhilindedir. Hicri 929 (Miladi 1522) tarihli Hamid Sancağı Tapu Tahrir Defterinde, İncirli Mezraası şeklinde bahsedilen bu köyde yer alan İncirhanın hemen yanında Pazar Çukuru adıyla bir pazarın kurulduğu belirtilmektedir. İncirli köyü 18. yüzyıl sonlarına kadar önemini korumuştur. Cumhuriyet döneminde önemini kaybetmesiyle halk yeni yerleşim yeri olan Bucak istikametine göç etmiştir. İncirli köyünden ve Melli nahiyesinden göçlerle Bucak köyü kısa zamanda büyümüş önce nahiye daha sonra da kaza olmuştur. İngiliz Topografya ve Antik Çağ uzmanı William Martin Leake, 1810 yılında Antalya ve civarını gezerken Buçuklu olarak ifade ettiği Bucaka da gelmiştir. William Martin Leakein gezi notlarında Buçuklunun kuzeyindeki tepeye geldiğimizde Adalya valiliğinin yetkileri bitiyordu ifadesi yer almaktadır. Bu ifade Bucakın kuzeyinde yer alan tepelerin Teke Sancağı ile Hamid Sancağının idari sınırını oluşturduğunu göstermektedir. Böylece günümüzde Bucak sınırları içinde olan bazı köylerin de o dönemde Burdura bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Bunlardan biri de Ağlasun nahiyesine bağlı olan İncirli (İncirdere) köyüdür. Burdurun 1881 yılına kadar Maa İncirli Ağlasun adıyla tek nahiyesi mevcuttur. Bu tarihte nahiye sayısı 2ye çıkmış olup; bunlar, Ağlasun ve Kemerdir. 1910 yılı Devlet Salnamesinde ise Burdura bağlı 3 nahiyeden bahsedilmektedir. Bunlar; Kemer, Ağlasun ve Bucaktır. 19. yüzyılın ilk yarısında Antalya Sancağına bağlı 10 kaza ismi yer almaktadır. Bunlar arasında Bucak Kazası ve Kızılkaya Kazası da bulunmaktadır. Bazı kayıtlarda Bucak Köyü olarak da geçmektedir. 1844 yılı Bucak Temettuat Defterinde ise, Antalyaya tâbi Bucak nâm-ı diğer Girmeği Kazası ifadesi geçmektedir. 1874 yılından itibaren Konya Vilayet Salnamelerinde Teke (Antalya) Sancağının nahiyeleri arasında Bucak, Kızılkaya ve Melli yer almaktadır. 1891 yılında Konya Vilayetinde Konya, Teke (Antalya), Hamidabad (Isparta), Burdur ve Niğde adlarında 5 sancak, 30 kaza ve 35 nahiye vardır. Bucak, Kızılkaya, Melli, Beşkonak, Serik ve Egdir Maa Kardıc nahiyeleri Teke (Antalya) Kazasına bağlıdır.
1888 yılında yayınlanan Kamusul Alama göre; Bucak, Konya Vilayeti´nin Antalya sancak ve kazasına bağlı nahiye merkezi küçük bir kasaba olup, Antalyanın 60 km. kuzeyinde ve küçük bir gölün yakınındadır. Nahiyenin nüfusu 12 000 kişi kadar olup, tamamı Müslümandır. Konya Vilayet Salnamelerine göre, Kızılkaya nahiyesinde 1892, Bucak ve Melli nahiyelerinde ise 1899 yılından itibaren Hükümet Dairesi olduğu görülmektedir. Osmanlı Arşivine göre, Bucak nahiyesinde yapılan hükümet dairesinin resmi açılışı 1904 yılında yapılmıştır. 1844 yılında Bucak Kazasına bağlı Devri ve Girmeği adıyla 2 köy vardır. 1899 yılına kadar köy sayısında değişme olmamıştır. 1899 yılında Bucak nahiyesinin köy sayısı 9a çıkmıştır. 1910 yılında ise Bucak nahiyesine bağlı 2 köy olduğu görülmektedir. 1874 yılında Melli nahiyesinde 2 köy vardır. Köy sayısı 1883 yılında 22ye, 1892 yılında 23e çıkmıştır. Kızılkaya nahiyesinde köy sayısı 1874 yılında 10 iken, 1892 yılında 11e çıkmıştır. Bucak, 1909 yılına kadar Teke (Antalya) Sancağına bağlı bir nahiye iken, bu tarihten sonra Burdurun bir nahiyesidir. Bucak nahiyesinin Antalyaya uzak olması, halkın ilişkisinin daha çok Burdur ile olması gibi nedenlerle halkın isteğiyle ve görülen lüzum üzerine 1909 yılında Burdura bağlanması kararlaştırılmıştır.
25 Haziran 1919 günü İtalyanlar tarafından işgal edilen Bucak, 8-9 Temmuz 1921 de işgalden kurtulmuştur. Bucak nahiyesi 1926 yılında ilçe haline getirilmiştir. Bucakın ilçe haline gelmesi, Burduru hem ilçe olmaktan kurtarmış, hem de yeni bir ilçe ile kuvvetlendirmiştir. Antalyanın Melli ve Kızılkaya nahiyeleri de Bucak ilçesine bağlanmıştır. Teke (Antalya) Sancağına bağlı Bucak Kazasının Hicri 1260 (1844) yılı Temettuat Defterinde, kaza merkezinde 7 mahallenin adı geçmektedir. Bunlar; Yörükler, Çavuşlar, Alaaddin, Câmi, Kemiklik, Çukur ve Karaayvatlardır. Hicri 1310 (1892) ve Hicri 1312 (1894) yılı Konya Vilayet Salnamelerinde de Teke Sancağına bağlı Bucak Nahiyesinde 7 mahalle, Kızılkaya nahiyesinde ise 4 mahalle olduğu belirtilmektedir. Alaaddin Mahallesi şehrin ilk çekirdek yerleşim birimi olup, Girmiye köyüne bağlanmıştır. Bu mahallenin hemen bitişiğine Alanya ve Haymana Yörüklerinin yerleşimiyle Yörükler Mahallesi kurulmuştur. Karayvat adlı bir yörüğün yerleşimiyle Karayvatlar Mahallesi oluşmuştur. Tepede yapılan bir caminin etrafında Cami Mahallesi, bu mahallenin güneyinde de fiziki durumundan dolayı Çukur Mahalle oluşmuştur. Hökez Dağının eteklerine bir çavuş tarafından yaptırılan konağın çevresine de Çavuşlar Mahallesi adı verilmiştir. Kemiklik Mahallesi olarak adlandırılan yerleşim biriminde bir pazarın kurulmaya başlanmasıyla birlikte bölgenin ismi Pazar Mahallesi olarak değiştirilmiştir.
bucak.bel.tr'den alıntıdır.
Bucak ilçe merkezi 3 dağ arasında kurulmuştur. Yerleşim yerinin bir kısmı ilme bitkisi ile kaplı olduğu için; ilçe halk arasında İlmeli Bucak adıyla anılmıştır. Bu bölgeye yerleşenler Oğuz boyuna mensup olduğu için Oğuzhan köyü olarak da adlandırılmıştır. İstiklal Savaşı (1919- 1923) sırasında Oğuzhan adıyla bir nahiye teşkilatı kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde 30.05.1926 tarih ve 877 sayılı kanunla bugünkü Bucak adını almıştır. 1927- 1928 yılı Devlet Salnamesinde (Devlet Yıllığı) Burdur Vilayetine bağlı Bucak Kazasının diğer ismi Oğuzhan olarak belirtilmiştir.
Türk Hâkimiyetinden Önce Bucak
Isparta ve Burdur illerini içine alan Göller Bölgesinde (Pisidya) yapılan araştırma ve kazılar, buranın tarih öncesi dönemlerinden beri yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Çağı devirleri Bucakta da hüküm sürmüştür. Şehir merkezindeki Höyücekte Prof.Dr. Refik Duru tarafından yapılan kazılarda M.Ö. 6000 ve 7000li yıllara ait bulunan eserler de bunu doğrulamaktadır. Pisidyada Neolitik Dönemi (M.Ö. 8500-5400) aydınlatan en önemli yerleşim yerlerinden biri; Burdur civarındaki Hacılar Höyüğü, diğeri ise Kuruçay Höyüğüdür. Hacılar Neolitik Dönemi ile çağdaş bir başka tarih öncesi yerleşim de Burdur-Antalya yolu üzerinde yer alan Kızılkayadır. Hacılar Neolitiğinin Kızılkaya Neolitiğinden geliştiği anlaşılmaktadır. Kalkolitik Dönemin (M.Ö. 5500- 3000) aydınlanmasında Hacılar ve Kuruçay höyüklerinin yanı sıra Bucak ilçe merkezinin batısında bulunan Bucak Höyüğü de önemlidir. Burdur ve civarında İlk Tunç Çağına (M.Ö. 3100- 3000) ait pek çok yerleşim alanları bulunmaktadır. Bu dönemi aydınlatan verilerin çoğu Kuruçay Höyüğünden çıkarılmıştır. Bucak civarındaki Karaaliler de bu dönemdeki yerleşim alanlarından birisidir.
Türklerden önce Bucak çevresi Pisidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Selefkoslar, Romalılar ve Bizanslıların hâkimiyetine girmiştir. Bu devletlerden kalma pek çok tarihi kalıntı Bucak ilçesinde görülmektedir. Pisidyanın bugünkü Bucak ilçesi sınırları içinde kalan önemli şehirleri şunlardır:
Kremna (Çamlık Köyünde, Roma şehri)
Kodrula (Kestel Köyünde, Roma şehri)
Kretapolis (Kızılkayada, Roma şehri)
Sia (Karaot Köyünde, Roma şehri)
Komama (Ürkütlüde, Yunan yerleşmesi)
Milyas (Kocaalilerde, Roma-Yunan yerleşmesi)
Panemoteichos (Boğazköyde, Roma şehri)
Sur Kalıntısı (Taşyayla Köyünde)
Yunan Kaya Mezarı (Kuşbaba Köyünde)
Bizans Kalıntısı (Kızıllı Köyünde)
Bizans Kalıntısı (Kızılseki Köyünde)
Son kazılarda; Kreates ve Kreatyum gibi kayıp şehirlerin Bucak ilçesinin Onaç Yakasında ve Boğazköyde olduğu belirlenmiştir. Hicri 1330 (1914) tarihli Konya Vilayet Salnamesinde, Pisidya egemenliğinde Kızılkayanın Bademağacı köyü civarında Ariyasos adıyla eski bir şehir olduğu ve burada altı kapı denilen bir su yolu kemerinin bulunduğu belirtilmiştir. Bucak sınırları içindeki Milyas (Melli-Kocaaliler) M.Ö. 546da başlayan Pers egemenliği döneminde Pisidya Birinci Satraplık bölge merkeziydi. Milyas daha sonra İskenderin istilasına uğramıştır. İskenderin ölümünden sonra Selefkos ve Bergama (dolaylı olarak Roma) egemenliğine girmiştir.
Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Bucak
Bucak ve çevresinin Türklerin eline geçtiği tarih muhtemelen 13. yüzyıl başları (1204), yani Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı III. Kılıçarslan zamanıdır. Malazgirt Meydan Savaşından sonra Anadoluya kitleler halinde Oğuz ve Türkmen boyları gelmiş ve Burdur ve Antalya civarına Tekeoğulları ve boyları yerleşmiştir. Bucak ve civarı Anadolu Beylikleri döneminde Isparta ve Burdurda yaşayan Hamitoğulları ile Antalyada yaşayan Tekeoğulları arasında uzun çatışmalara yol açtıktan sonra Hamitoğullarının eline geçmiştir. Selçuklular döneminde Bucak ve çevresinde yoğun bir yerleşme olmuştur. Böylece Kremna yakınlarında Girmiye (bugünkü Çamlık) köyü kurulmuştur. Bu köy uzun süre Teke (Antalya) Sancağına bağlı bir nahiye ve kaza olarak kalmıştır. Melli (Kocaaliler) çevresine de yerleşimlerin ilk temeli bu dönemde atılmıştır. Bucak ilçe merkezine yakın İncirhanı çevresinde İncirli köyü kurulmuştur. Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde İncirli köyü, Teke toprağında bir Müslüman köydür cümlesiyle tanıtılmaktadır. Şemseddin Sâmi, Kamus-ul Alam adlı eserinde İncirli köyünü İncir Bazarı olarak tanıtmaktadır. İncirli köyünden başka şimdiki İncirdere köyü yakınlarında Güğüp köyü, bugün ilçede Turba denilen mevkide Hamit Köyü, şu anda sanayii sitesinin bulunduğu yerde Onaç köyü o dönemin önemli yerleşim merkezlerindendir. Bu köylerden günümüze kadar ulaşabileni sadece Girmiye (Çamlık)dir.
Bucak, Burdur ve çevresi Yıldırım Bayezid döneminde Osmanlı Devletine katılmıştır. Yıldırım Bayezid 1391 yılında Hamit İlini alarak Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi olan Kütahya Vilayetine bağlamıştır. Osmanlı hakimiyetinin başlaması ile birlikte Bucak ve civarının büyük bölümü Teke (Antalya) Sancağı idari yapısı içinde kalmış, az bir kısmı da Hamid (Isparta) Sancağı idari yapısına dahil olmuştur. 1522de Burdur, Tirkemiş ilçesinin merkeziydi. Ağlasun, Gölhisar, İncirli (Bucak), Erle (Yeşilova) ve Acıpayam nahiyelerine bağlı köylerin bir bölümü Burdura bağlıydı. Bugün Bucak ilçesi sınırları içinde kalan bazı köyler de Bağovası nahiyesine (bugünkü Dağ nahiyesine) bağlıydı. Kızılkaya, önce Bağovasına bağlıyken 16. Yüzyıl sonlarında nahiye olmuştur.
Bucak Şehir Merkezinin Kuruluşu
Bucak şehir merkezinin ne zaman kurulduğu ve bugünkü bulunduğu duruma nasıl geldiği ile ilgili farklı rivayetler vardır. Alaaddin Camii avlusundaki mezar taşında yazılı olan Hicri 811 (Miladi 1408) tarihine bakıldığında, şehir merkezinin en az 600 yıl önce kurulduğu söylenebilir. Antalyada bulunan Side ve Aspendos şehirlerinin önemini kaybetmesi ile Bucak ilçe merkezinin 16 km kadar kuzeyinde, Pisidya döneminin önemli şehirlerinden biri olan Kremna da önemini kaybetmiştir. Yerine kurulan Girmiye şehri uzun süre Teke Sancağına bağlı bir kaza ve nahiye olmuştur. Girmiye nahiyesi, zamanla yol güzergâhının şimdiki ovalara kayması sonucunda önemini kaybetmiştir. Girmiye köyünden bazı ailelerin Kirişzâde adında bir kafile reisinin öncülüğünde şimdiki Bucak ilçesi merkezine geldikleri söylenmektedir. İlçede halen Kirişzâde ailesinin bulunması, şehrin kurucusunun Kirişzâde olmasını kuvvetlendirmektedir.
Bucak şehir merkezinin önceleri İncirhanı Kervansarayı ile İncirdere Köyü arasında bir mevkide olması ihtimal dâhilindedir. Hicri 929 (Miladi 1522) tarihli Hamid Sancağı Tapu Tahrir Defterinde, İncirli Mezraası şeklinde bahsedilen bu köyde yer alan İncirhanın hemen yanında Pazar Çukuru adıyla bir pazarın kurulduğu belirtilmektedir. İncirli köyü 18. yüzyıl sonlarına kadar önemini korumuştur. Cumhuriyet döneminde önemini kaybetmesiyle halk yeni yerleşim yeri olan Bucak istikametine göç etmiştir. İncirli köyünden ve Melli nahiyesinden göçlerle Bucak köyü kısa zamanda büyümüş önce nahiye daha sonra da kaza olmuştur. İngiliz Topografya ve Antik Çağ uzmanı William Martin Leake, 1810 yılında Antalya ve civarını gezerken Buçuklu olarak ifade ettiği Bucaka da gelmiştir. William Martin Leakein gezi notlarında Buçuklunun kuzeyindeki tepeye geldiğimizde Adalya valiliğinin yetkileri bitiyordu ifadesi yer almaktadır. Bu ifade Bucakın kuzeyinde yer alan tepelerin Teke Sancağı ile Hamid Sancağının idari sınırını oluşturduğunu göstermektedir. Böylece günümüzde Bucak sınırları içinde olan bazı köylerin de o dönemde Burdura bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Bunlardan biri de Ağlasun nahiyesine bağlı olan İncirli (İncirdere) köyüdür. Burdurun 1881 yılına kadar Maa İncirli Ağlasun adıyla tek nahiyesi mevcuttur. Bu tarihte nahiye sayısı 2ye çıkmış olup; bunlar, Ağlasun ve Kemerdir. 1910 yılı Devlet Salnamesinde ise Burdura bağlı 3 nahiyeden bahsedilmektedir. Bunlar; Kemer, Ağlasun ve Bucaktır. 19. yüzyılın ilk yarısında Antalya Sancağına bağlı 10 kaza ismi yer almaktadır. Bunlar arasında Bucak Kazası ve Kızılkaya Kazası da bulunmaktadır. Bazı kayıtlarda Bucak Köyü olarak da geçmektedir. 1844 yılı Bucak Temettuat Defterinde ise, Antalyaya tâbi Bucak nâm-ı diğer Girmeği Kazası ifadesi geçmektedir. 1874 yılından itibaren Konya Vilayet Salnamelerinde Teke (Antalya) Sancağının nahiyeleri arasında Bucak, Kızılkaya ve Melli yer almaktadır. 1891 yılında Konya Vilayetinde Konya, Teke (Antalya), Hamidabad (Isparta), Burdur ve Niğde adlarında 5 sancak, 30 kaza ve 35 nahiye vardır. Bucak, Kızılkaya, Melli, Beşkonak, Serik ve Egdir Maa Kardıc nahiyeleri Teke (Antalya) Kazasına bağlıdır.
1888 yılında yayınlanan Kamusul Alama göre; Bucak, Konya Vilayeti´nin Antalya sancak ve kazasına bağlı nahiye merkezi küçük bir kasaba olup, Antalyanın 60 km. kuzeyinde ve küçük bir gölün yakınındadır. Nahiyenin nüfusu 12 000 kişi kadar olup, tamamı Müslümandır. Konya Vilayet Salnamelerine göre, Kızılkaya nahiyesinde 1892, Bucak ve Melli nahiyelerinde ise 1899 yılından itibaren Hükümet Dairesi olduğu görülmektedir. Osmanlı Arşivine göre, Bucak nahiyesinde yapılan hükümet dairesinin resmi açılışı 1904 yılında yapılmıştır. 1844 yılında Bucak Kazasına bağlı Devri ve Girmeği adıyla 2 köy vardır. 1899 yılına kadar köy sayısında değişme olmamıştır. 1899 yılında Bucak nahiyesinin köy sayısı 9a çıkmıştır. 1910 yılında ise Bucak nahiyesine bağlı 2 köy olduğu görülmektedir. 1874 yılında Melli nahiyesinde 2 köy vardır. Köy sayısı 1883 yılında 22ye, 1892 yılında 23e çıkmıştır. Kızılkaya nahiyesinde köy sayısı 1874 yılında 10 iken, 1892 yılında 11e çıkmıştır. Bucak, 1909 yılına kadar Teke (Antalya) Sancağına bağlı bir nahiye iken, bu tarihten sonra Burdurun bir nahiyesidir. Bucak nahiyesinin Antalyaya uzak olması, halkın ilişkisinin daha çok Burdur ile olması gibi nedenlerle halkın isteğiyle ve görülen lüzum üzerine 1909 yılında Burdura bağlanması kararlaştırılmıştır.
25 Haziran 1919 günü İtalyanlar tarafından işgal edilen Bucak, 8-9 Temmuz 1921 de işgalden kurtulmuştur. Bucak nahiyesi 1926 yılında ilçe haline getirilmiştir. Bucakın ilçe haline gelmesi, Burduru hem ilçe olmaktan kurtarmış, hem de yeni bir ilçe ile kuvvetlendirmiştir. Antalyanın Melli ve Kızılkaya nahiyeleri de Bucak ilçesine bağlanmıştır. Teke (Antalya) Sancağına bağlı Bucak Kazasının Hicri 1260 (1844) yılı Temettuat Defterinde, kaza merkezinde 7 mahallenin adı geçmektedir. Bunlar; Yörükler, Çavuşlar, Alaaddin, Câmi, Kemiklik, Çukur ve Karaayvatlardır. Hicri 1310 (1892) ve Hicri 1312 (1894) yılı Konya Vilayet Salnamelerinde de Teke Sancağına bağlı Bucak Nahiyesinde 7 mahalle, Kızılkaya nahiyesinde ise 4 mahalle olduğu belirtilmektedir. Alaaddin Mahallesi şehrin ilk çekirdek yerleşim birimi olup, Girmiye köyüne bağlanmıştır. Bu mahallenin hemen bitişiğine Alanya ve Haymana Yörüklerinin yerleşimiyle Yörükler Mahallesi kurulmuştur. Karayvat adlı bir yörüğün yerleşimiyle Karayvatlar Mahallesi oluşmuştur. Tepede yapılan bir caminin etrafında Cami Mahallesi, bu mahallenin güneyinde de fiziki durumundan dolayı Çukur Mahalle oluşmuştur. Hökez Dağının eteklerine bir çavuş tarafından yaptırılan konağın çevresine de Çavuşlar Mahallesi adı verilmiştir. Kemiklik Mahallesi olarak adlandırılan yerleşim biriminde bir pazarın kurulmaya başlanmasıyla birlikte bölgenin ismi Pazar Mahallesi olarak değiştirilmiştir.
bucak.bel.tr'den alıntıdır.