Burayı Dinle!

Kaç zamandır aklımdaydı... Yazacağım diyor erteliyordum, maçlar vs. giriyordu araya. Bu sabah sevgili Alen Markaryan’ın twetini görünce dur içimde kalmasın diyesim geldi. Beşiktaşlıyız ve hepimizin ayrı ayrı nedeni vardır içindeki bu sevgiye dair. Benim için birçok faktör yanında stadın içinde aldığım keyif büyük etkendir mesela, Beşiktaşlı olduğumu çok da gerine gerine söylerim tribünümüzü düşündüğümde. Hatta camia olarak en büyük özelliğimiz olan mutevazılığı bile bir kenara koyarım konu tribün ortamına gelirse, başkaları ile yapılan takım tartışmalarında. Tabi her şeyde olduğu gibi bu konuda da değişime şahit oluyoruz. Eskiye özlem çok hızlı başladı ama benim kabul sürecim bir türlü harekete geçmedi bu tribün işinde. Bilenler bilir, yukarıdaki başlık tribünün yeni beste yaptığında etrafa duyurmak için yaptığı uyarıdır. Biz de gençliğimizde bu tezahüratı duyduğumuzda, ister salonda ister statta olalım bilmiyorsak besteyi, nefes bile almaz dinlerdik anlamak için. Yeterince yayılınca da keyfe gelir ‘’ çok güzel oldu’’ yu patlatırdık. Şimdi bakıyorum da artık yeni tribünümüzün son yıllarda çıkartıp dillere pelesenk yaptığı bir beste yok hamdolsun. Stada girmeden, o tiyatro havasını solumadan sadece bu açıdan bile baktığında o lanet değişimin geldiğini görebiliyoruz. Semtte yapılan bestelerin sadece 10-20 kişi içinde kaldığını anlayabiliyoruz. Sadece yeni stadın yapısına bağlamak doğru değil, çünkü bu tribün çok badireler atlattı ve hala atlatmaya devam ediyor farkındayız. Gerek ekonomik ayrım, gerekse sosyal ortamların getirdiği farklılık yüzünden stadın içine girildiğinde dağılmış birçok topluluk görebiliyoruz. Birlik beraberlikten çok uzaklaşılmış bir hava veriyor Beşiktaş tribünü.. Hep yazdım yine yazayım: Beşiktaş’ın en büyük gücüdür tribünü. Mutlaka ama mutlaka somut adımların atılması, bu ve bundan sonraki yönetimlerin ilk önceliği olmalıdır. Ne yapalım; kombineler, ekonomik durumlar vs vs. gibi söylemlerle bu işin önüne kimse engel koymamalı. Eğer o stadyumun içini gerçek Beşiktaş stadyumu haline getirebilecekseniz bu taraftar kombinesini de yerini de feda eder ve yeni düzenlemeye hemen evet der. Bir fikir vardı beni heyecanlandıran bu konu ile ilgili, o da (stadı yıkıp tekrar yapamayacağımıza göre) yeni açıktaki koltukların tamamının kaldırılıp sadece ayakta taraftar alma işi. En son Uefa olur verdi, olacak gibi şeyler okumuştum sosyal medyada ama regülasyonlar ne durumda bilmiyorum. Keşke diyorum, en azından bir başlangıç olur.

Hakkımı Helal Etmiyorum

Paşam hakemliği bırakmış ve giderken de helallik istemiş. Manevi olarak zaten yoktur da maddi açıdan spor endüstrisine katkıda bulunan aynı zamanda vergi veren bir vatandaş olarak bu arkadaşa sağlanan maddi kaynaklardaki payımı helal falan etmiyorum. Nasıl bu kadar ön plana çıktığı, nasıl yurt dışı dahil büyük maçlar aldığı ile ilgili düşüncelerim tamamı ile tahmindir ve ispat edemeyeceğim için buraya yazmayayım. Babası da ilginçtir çok yeteneksiz olmasına rağmen üst düzeyde uzun yıllar hakemlik yaptı. Yine bu kişinin babası yakın zamana kadar federasyonda görev yapıyordu. Merak ettim, Google'ladım baktım ne durumda imiş diye. Okuyanlar da bir baksın azılı Beşiktaş düşmanı babasının durumuna. Bizleri özel hayatları belli sınırları aşmadıkları sürece çok da ilgilendirmez de işin kötü tarafı bunların hizmetlerinin hiç bitmiyor olması. Baba hakemlikte görevini yaptı, bayrağı oğluna devretti, o da layık olmaya çalıştı bu mirasa. Sonra baba hakemlikten sonra federasyonda birçok kademede görev aldı, şimdi de oğlu bu bayrağı devralacak. Beşiktaş düşmanlığı için var gücüyle çalışmaya devam... Sistemin çocukları! Siz devam diyorsunuz ya, şunu biliniz ki Süleyman Seba’ya ve onun evlatlarına önceden de yediremediniz, bundan sonra da yediremeyeceksiniz...

Bülent Bilirgen / Duhuliye

Bilgi paylaşımı için teşekkürler.