Seçimlerden 2 ay önce falan gündem HDP’nin kapatılıp kapatılmayacağı üzerinden yürümeye başlamıştı hatırlarsınız. Anayasa Mahkemesi HDP'nin sözlü savunma süresi için istediği ek süreyi vermiş, ancak davanın seçim sonrasına ertelenmesi talebini reddetmiş idi. Bu durum kamuoyunda kapatma davasının seçimden önce görüleceği ve HDP'nin de seçimden önce kapatılmasının amaçlandığı izlenimine neden olmuştu. Konu o dönem ülkenin en önemli gündemi olmuştu.
Oysa aynı davada sene başında HDP'nin hesaplarına ve doğal olarak hazine yardımına da bloke konulmasına karar verilmiş, ama 9 Mart günü yapılan toplantıda bu konuda yapılan itiraz kabul edilerek hesaplar serbest bırakılmıştı.
Yine de Haziran 2021'den beri devam eden davanın bitmesinin seçimden hemen önceye getirilebileceği bu konuda hükümet kanadının ve özellikle de MHP tarafının son derece önemli bir baskı yaptığı konuşuluyordu. Bu gündem elbette daha çok hükümete muhalif olan medya tarafından gündeme getiriliyor idi.
Zaten Ocak 2023 de kapatma davasını açan Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin, "Davalı partinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiğini tüm delillerle ortaya koyduğumuzu bildirdik. Davalı partinin terör örgütüyle bağı, bilinen bir gerçek, tüm toplumca da biliniyor. 85 milyon neredeyse davalı partinin PKK'dan ayrı, bağımsız olmadığını, onun güdümünde, onun bir organı olduğunu kabul ediyor" dedikten sonra “seçime kadar süreç tamamlanır mı?" sorusuna da "Yüksek mahkemenin takdiri. Bizim görevimiz bugün itibariyle bitti. Tüm delillerimizi ortaya koyduk, dosyayı da sunduk. Bizim açımızdan süreç tamamlandı. Artık takdir Yüksek Mahkemenin." yanıtını veriyordu.
Bütün bunlara rağmen ise HDP dava ile ilgili yapabileceği son hamleyi yapmıyor ve 11 Nisan günü sözlü savunma verme hakkından da feragat ediyordu.
Ardından dava dosyası raportöre devrediliyor herhangi bir bağlayıcılığı olmasa da AYM üyelerine fikir vermesi açısından önemli olan raporun hazırlanması sürecine geçiliyor idi. Davanın görülmesinin seçim sonuna bırakılmasını reddeden AYM şu anda yani
1 buçuk aydan fazla bir süredir kendisine sunulacak raporu bekliyor. Sonrasında ise gündeme alınacak ve eğer 15 üyeden 10'u kapansın derse kapanacak.
Ancak Haziran 2021’den beri devam eden bu dava Yargıtay tarafının 'bizim için süreç tamamlandı demesinin üzerinden geçen 5 aylık süre içinde tamamlanmış değil. Kesin olarak seçimden önce kapatılacak gözüyle bakılmasına neden olacak bir karar alınıp davanın seçim sonuna bırakılması reddedilmiş olmasına rağmen değil hem de.
HDP dava ile ilgili son savunma hakkını kullanmayı dahi reddetmiş iken hem de. Buralarda bir yanlışlık yapmayayım belki benim bilmediğim hukuk tekniği açısından farklı bir şeyler de vardır diye düşünerek hukukçulara da danıştım, hatta HDP’ye fikren yakın hukukçulara da, onlar da durumu sadece enteresan diye yorumluyorlar.
Tabi bu arada HDP de bu kapatma ihtimalinin gerçekleşebileceği ihtimali üzerinden bir hamle yaparak seçime Yeşil Sol Parti listelerinden girmeyi tercih etti. Son derece süratli bir şekilde de bu organizasyonu tamamladı. Serbest bırakılan ve seçimlerde HDP tarafından kullanılmadığını bildiğimiz hazine yardımı Yeşil Sol adına kullanıldı mı onu bilmiyoruz. Bizim buradan gördüğümüz son derece enteresan ve çelişik bir dava süreci. Bir yönüyle yani zaman ayarlı gibi görünmesi yönüyle Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasaklı olması ile sonuçlanabilecek dava ile de benzerlik gösteriyor gibi sanki.
Ancak HDP kendi adına seçime girmese de hükümet tarafının en önemli propaganda malzemesi oldu. Bu süreçte ne HDP'liler ne de muhalefet tarafı kapatma davası süreci üzerine bir kelime bile etmedi. Hatta MHP lideri Sayın Bahçeli bile seçim süreci boyunca 'AYM kapatılmalıdır' bile demedi ne kadar ilginç.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Oysa aynı davada sene başında HDP'nin hesaplarına ve doğal olarak hazine yardımına da bloke konulmasına karar verilmiş, ama 9 Mart günü yapılan toplantıda bu konuda yapılan itiraz kabul edilerek hesaplar serbest bırakılmıştı.
Yine de Haziran 2021'den beri devam eden davanın bitmesinin seçimden hemen önceye getirilebileceği bu konuda hükümet kanadının ve özellikle de MHP tarafının son derece önemli bir baskı yaptığı konuşuluyordu. Bu gündem elbette daha çok hükümete muhalif olan medya tarafından gündeme getiriliyor idi.
Zaten Ocak 2023 de kapatma davasını açan Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin, "Davalı partinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiğini tüm delillerle ortaya koyduğumuzu bildirdik. Davalı partinin terör örgütüyle bağı, bilinen bir gerçek, tüm toplumca da biliniyor. 85 milyon neredeyse davalı partinin PKK'dan ayrı, bağımsız olmadığını, onun güdümünde, onun bir organı olduğunu kabul ediyor" dedikten sonra “seçime kadar süreç tamamlanır mı?" sorusuna da "Yüksek mahkemenin takdiri. Bizim görevimiz bugün itibariyle bitti. Tüm delillerimizi ortaya koyduk, dosyayı da sunduk. Bizim açımızdan süreç tamamlandı. Artık takdir Yüksek Mahkemenin." yanıtını veriyordu.
Bütün bunlara rağmen ise HDP dava ile ilgili yapabileceği son hamleyi yapmıyor ve 11 Nisan günü sözlü savunma verme hakkından da feragat ediyordu.
Ardından dava dosyası raportöre devrediliyor herhangi bir bağlayıcılığı olmasa da AYM üyelerine fikir vermesi açısından önemli olan raporun hazırlanması sürecine geçiliyor idi. Davanın görülmesinin seçim sonuna bırakılmasını reddeden AYM şu anda yani
1 buçuk aydan fazla bir süredir kendisine sunulacak raporu bekliyor. Sonrasında ise gündeme alınacak ve eğer 15 üyeden 10'u kapansın derse kapanacak.
Ancak Haziran 2021’den beri devam eden bu dava Yargıtay tarafının 'bizim için süreç tamamlandı demesinin üzerinden geçen 5 aylık süre içinde tamamlanmış değil. Kesin olarak seçimden önce kapatılacak gözüyle bakılmasına neden olacak bir karar alınıp davanın seçim sonuna bırakılması reddedilmiş olmasına rağmen değil hem de.
HDP dava ile ilgili son savunma hakkını kullanmayı dahi reddetmiş iken hem de. Buralarda bir yanlışlık yapmayayım belki benim bilmediğim hukuk tekniği açısından farklı bir şeyler de vardır diye düşünerek hukukçulara da danıştım, hatta HDP’ye fikren yakın hukukçulara da, onlar da durumu sadece enteresan diye yorumluyorlar.
Tabi bu arada HDP de bu kapatma ihtimalinin gerçekleşebileceği ihtimali üzerinden bir hamle yaparak seçime Yeşil Sol Parti listelerinden girmeyi tercih etti. Son derece süratli bir şekilde de bu organizasyonu tamamladı. Serbest bırakılan ve seçimlerde HDP tarafından kullanılmadığını bildiğimiz hazine yardımı Yeşil Sol adına kullanıldı mı onu bilmiyoruz. Bizim buradan gördüğümüz son derece enteresan ve çelişik bir dava süreci. Bir yönüyle yani zaman ayarlı gibi görünmesi yönüyle Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasaklı olması ile sonuçlanabilecek dava ile de benzerlik gösteriyor gibi sanki.
Ancak HDP kendi adına seçime girmese de hükümet tarafının en önemli propaganda malzemesi oldu. Bu süreçte ne HDP'liler ne de muhalefet tarafı kapatma davası süreci üzerine bir kelime bile etmedi. Hatta MHP lideri Sayın Bahçeli bile seçim süreci boyunca 'AYM kapatılmalıdır' bile demedi ne kadar ilginç.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.