Eylül 2019’da BM İklim Eylem Zirvesi’nde Erdoğan bir konuşma yaptı. Konuşmasında Suriye’de geniş bir güvenli bölgeden ve oraya inşaat yapmaktan da bahsetti. “Biz inşaatın hesabını yaptık” dedi ve detayları verdi. Suriye topraklarında 5 bin nüfuslu 140 adet köy ile 30 bin nüfuslu 10 ilçeden oluşan yerleşim alanı yapılacaktı. "Biz oraya rahatlıkla 1 ila 2 milyon arasında göçmeni, mülteciyi yerleştirme şansına sahibiz."dedi. Yani batıya yeni bir mülteci işi öneriyordu. Hem de inşaat üstünden.
Brikent inanılmaz dolu sahneleri ile bir film olacak kadar iyi bir proje. İçinde diplomasi, siyaset, entrikalar, savaş ve hatta betona yer var.
Filmin girişini hayal edelim. İçişleri bakanı başka bir ülkenin topraklarına (Suriye) diplomatik olarak izin almadan gidiyor ve orada (İdlip) inşaat açılışı
3 Mayıs günü bu kare arkada iken, İdlip’den yüzlerce kilometre uzakta Ak Parti’nin ayağına taş bile değdirmemiş Zafer Partisi “sessiz istila” adlı bir filmin lansmanına destek veriyor. Bu lansman için "göç haber", "mülteci haber" gibi garip sitelerde provakatif haberler yaptırıyor. Tansiyon düzenli olarak yükseliyor ve birkaç gün sonra Suriyelileri geri göndermek için Suriye topraklarında yapılan evleri açan bakana Zafer Partisi’nin başkanı “erkeksen gel” diyerek sahnede yerini alıyor.
Özdağ, Soylu’nun programını, bu açılışını bilmiyor olabilir mi? Ama insanların bunu bilmediğini, bunun bağlantısını kurmadığını çok iyi biliyor. Soylu da zaten “ne yaptığımı görmüyor musun?” demiyor. Çünkü bu oyun iki tarafın da kazandığı bir manipülasyon.
Şimdi filmi geriye saralım ve 2019 yılı sonbaharına gidelim.
Eylül 2019’da BM İklim Eylem Zirvesi’nde Erdoğan bir konuşma yaptı.
Aradan iki hafta geçince “Biz inşaatın hesabını yaptık” dedi ve detayları verdi. Buna göre Suriye topraklarında 5 bin nüfuslu 140 adet köy ile 30 bin nüfuslu 10 ilçeden oluşan yerleşim alanı yapılacaktı. Bunun için o günün parası ile 150 milyar 965 milyon 400 bin TL kaynağa ihtiyaç vardı. Erdoğan BM’deki konuşmasında "Şu güvenli bölge ilan edildiğinde, biz oraya rahatlıkla 1 ila 2 milyon arasında göçmeni, mülteciyi yerleştirme şansına sahibiz." devamında “Bu bölgenin derinliğini Deyrizor-Rakka hattına kadar indirebilirsek, ülkemizden, Avrupa'dan ve dünyanın diğer bölgelerinden kendi topraklarına geri dönecek Suriyeli sayısını 3 milyona kadar çıkarabiliriz." demişti. Yani batıya yeni bir mülteci işi öneriyordu. Hem de inşaat üstünden.
Bu ülkede Sulukule Kentsel Dönüşüm 1.0 ise her halde Sur’da Kentsel Dönüşüm 2.0’dır. Sur Sulukule’den ölçek olarak büyük ve yürekleri burkma açısından bir gömlek daha kötüdür. Suriye’de bu hayal edilen şey ise tam bir Kentsel Dönüşüm 3.0! Başka bir ülkenin topraklarında bir dönüşüm.
2019’da konuştuğumuz bu konu bugün ne halde? Özdağ’ın çıkışı ile ne alakası var? Şimdi görüntüdeki fluluğu giderelim ve 3 Mayıs’daki açılışı Özdağ meselesi ile Eylül 2019’daki bu tartışmayı bağlayalım. BM konuşmasında üç ay sonra Ocak 2020’ye gidelim.
Ocak 2020’de İçişleri Bakanlığı, tarikat ve kamu kurumlarının ortaklaşa yürüttüğü “İdlib’e yardım” kampanyası başlattı. Valiliklere gönderilen yazıda, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelerin kampanyaya destek vermesi istendi. O gün çıkan
Bizim gördüğümüzü onlar görmüyor mu? Bu işin aslını bizden daha iyi bilmiyorlar mı?
Bu evler halktan toplanan yardımlarla yapılıyor. Eskiden briketlerle gecekondular dikilirdi. Şimdi devlet desteği ve halktan kamu zoru ile toplatılan paralar ile hızlı hızlı yapılıyor. Genelde 40 metrekarelik evler. Ortada bir savaş var, yok edilen toplumsal bir yapı, bir ekonomi var. Ama öyle bir pazarlama harikası ki, Şefkateli Derneği sayfasında “Briket evlerde ses yalıtımı da vardır. Savaşın sürdüğü yerlerde bombardıman devam ettiği için briket evlerde yaşayanlar bombardıman seslerinden briket sayesinde etkilenmezler.” diyecek kadar da özgüvenliler.
Eskiden bahçe içinde gecekondular vardı. Briketten yapılırdı. Gıdasını bahçeden karşılar, yumurtasını kümesten alırdı. Onları son 20 yılda yok eden devlet çok daha kötüsünü başka bir ülkenin topraklarında dikiyor. Şimdiye kadar 57 bin ev yapıldığını, her bir evin maliyetinin 2500 dolar civarında olduğunu, işi AFAD’ın koordine ettiğini biliyoruz. Sadece dinci örgütler yok bu işin içinde. Esenler, Bağcılar, Üsküdar ve hatta Afyon’un
Eskiden evsiz insanlar akşamına briketleri indirip sabaha kadar bir imece ile gecekondu yapardı, başını sokacak yeri olurdu.
Şimdi o briketler devletin yeni politika modeli oldu.
Brikent, Costa Gavras’ın Z filmi ya da benzerleri gibi bir film olabilir. Başka bir ülkede briketten yerleşimler kuran, arkasında olanların bunlardan haberi yokmuş gibi davrandığı, ortalıkta kavga görüntüsü verdiği yeni bir yerleşim ve toplumsal model. Briketlerden yapılan bir kentleşme filmi, tam bir Kentsel Dönüşüm 3.0 programı.
Özdağ bunları bilmiyor olamaz. Hepinizden daha iyi biliyor, 9 Ekim 2019 tarihli şu
BriKent bir Mezopotamya filmi, ilk yerleşimlerin olduğu Mezopotamya’da başrolde politikacıların olduğu, halkların ise ya sürülerek, ya da manipüle edilerek figüran olduğu bir film.
BriKent’in devam filmi ise yok. Sadece halkların özne olduğu bir politik gerçeklik, yönetmensiz ve kollektif çekilebilecek yeni bir film olabilir. Onun da senaryosunu biz yazarsak mümkün.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Brikent inanılmaz dolu sahneleri ile bir film olacak kadar iyi bir proje. İçinde diplomasi, siyaset, entrikalar, savaş ve hatta betona yer var.
Filmin girişini hayal edelim. İçişleri bakanı başka bir ülkenin topraklarına (Suriye) diplomatik olarak izin almadan gidiyor ve orada (İdlip) inşaat açılışı
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
. Bu yapılan evler yüzbinlerce Suriyeli’yi geri gönderme operasyonun bir parçası aslında.3 Mayıs günü bu kare arkada iken, İdlip’den yüzlerce kilometre uzakta Ak Parti’nin ayağına taş bile değdirmemiş Zafer Partisi “sessiz istila” adlı bir filmin lansmanına destek veriyor. Bu lansman için "göç haber", "mülteci haber" gibi garip sitelerde provakatif haberler yaptırıyor. Tansiyon düzenli olarak yükseliyor ve birkaç gün sonra Suriyelileri geri göndermek için Suriye topraklarında yapılan evleri açan bakana Zafer Partisi’nin başkanı “erkeksen gel” diyerek sahnede yerini alıyor.
Özdağ, Soylu’nun programını, bu açılışını bilmiyor olabilir mi? Ama insanların bunu bilmediğini, bunun bağlantısını kurmadığını çok iyi biliyor. Soylu da zaten “ne yaptığımı görmüyor musun?” demiyor. Çünkü bu oyun iki tarafın da kazandığı bir manipülasyon.
Şimdi filmi geriye saralım ve 2019 yılı sonbaharına gidelim.
İKLİM ZİRVESİ'NİN İKLİMİNİ DEĞİŞTİREN LİDER
Eylül 2019’da BM İklim Eylem Zirvesi’nde Erdoğan bir konuşma yaptı.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
Suriye’de geniş bir güvenli bölgeden ve oraya inşaat yapmaktan da bahsetti. O zaman pek sorgulanmadı, gündem olmayı bırakın, konu bile olmadı.Aradan iki hafta geçince “Biz inşaatın hesabını yaptık” dedi ve detayları verdi. Buna göre Suriye topraklarında 5 bin nüfuslu 140 adet köy ile 30 bin nüfuslu 10 ilçeden oluşan yerleşim alanı yapılacaktı. Bunun için o günün parası ile 150 milyar 965 milyon 400 bin TL kaynağa ihtiyaç vardı. Erdoğan BM’deki konuşmasında "Şu güvenli bölge ilan edildiğinde, biz oraya rahatlıkla 1 ila 2 milyon arasında göçmeni, mülteciyi yerleştirme şansına sahibiz." devamında “Bu bölgenin derinliğini Deyrizor-Rakka hattına kadar indirebilirsek, ülkemizden, Avrupa'dan ve dünyanın diğer bölgelerinden kendi topraklarına geri dönecek Suriyeli sayısını 3 milyona kadar çıkarabiliriz." demişti. Yani batıya yeni bir mülteci işi öneriyordu. Hem de inşaat üstünden.
KENTSEL DÖNÜŞÜM 3.0
Bu ülkede Sulukule Kentsel Dönüşüm 1.0 ise her halde Sur’da Kentsel Dönüşüm 2.0’dır. Sur Sulukule’den ölçek olarak büyük ve yürekleri burkma açısından bir gömlek daha kötüdür. Suriye’de bu hayal edilen şey ise tam bir Kentsel Dönüşüm 3.0! Başka bir ülkenin topraklarında bir dönüşüm.
2019’da konuştuğumuz bu konu bugün ne halde? Özdağ’ın çıkışı ile ne alakası var? Şimdi görüntüdeki fluluğu giderelim ve 3 Mayıs’daki açılışı Özdağ meselesi ile Eylül 2019’daki bu tartışmayı bağlayalım. BM konuşmasında üç ay sonra Ocak 2020’ye gidelim.
Ocak 2020’de İçişleri Bakanlığı, tarikat ve kamu kurumlarının ortaklaşa yürüttüğü “İdlib’e yardım” kampanyası başlattı. Valiliklere gönderilen yazıda, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelerin kampanyaya destek vermesi istendi. O gün çıkan
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
işbirliği yapılan dernek ve vakıfların arasında, Nur cemaatine bağlı Hayrat Vakfı, Menzil tarikatına bağlı Beşir Derneği, Aziz Mahmut Hüdai Vakfı, Sadakataşı Derneği ve Deniz Feneri Derneği gibi kuruluşların yer aldığını öğreniyoruz. Sonra nasıl olduysa bu dernekler İdlip’de briket evler yapıp açıyorlar. Bu iși AFAD'ın koordinasyonunda Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı, İHH, Sadakataşı, Hayrat Yardım Derneği, Deniz Feneri, Hüdayi Vakfı, Beşir Derneği, Fetih Vakfı, Kıyamder, Yedi Başak İnsani Yardım Derneği ve İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu (İDDEF)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
. 4 Mayıs günü Soylu’nun Özdağ için “Soros çoçuğu” dedi. Özdağ’ın da “bakanlığın önüne gel” diye açıklama yaptığı 5 Mayıs günü çıkan “5 soruda '1 milyonluk geri dönüş projesi'nin detayları…” başlıklı bir
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
bu isimleri görüyoruz.Bizim gördüğümüzü onlar görmüyor mu? Bu işin aslını bizden daha iyi bilmiyorlar mı?
BRİKET EVLER
Bu evler halktan toplanan yardımlarla yapılıyor. Eskiden briketlerle gecekondular dikilirdi. Şimdi devlet desteği ve halktan kamu zoru ile toplatılan paralar ile hızlı hızlı yapılıyor. Genelde 40 metrekarelik evler. Ortada bir savaş var, yok edilen toplumsal bir yapı, bir ekonomi var. Ama öyle bir pazarlama harikası ki, Şefkateli Derneği sayfasında “Briket evlerde ses yalıtımı da vardır. Savaşın sürdüğü yerlerde bombardıman devam ettiği için briket evlerde yaşayanlar bombardıman seslerinden briket sayesinde etkilenmezler.” diyecek kadar da özgüvenliler.
Eskiden bahçe içinde gecekondular vardı. Briketten yapılırdı. Gıdasını bahçeden karşılar, yumurtasını kümesten alırdı. Onları son 20 yılda yok eden devlet çok daha kötüsünü başka bir ülkenin topraklarında dikiyor. Şimdiye kadar 57 bin ev yapıldığını, her bir evin maliyetinin 2500 dolar civarında olduğunu, işi AFAD’ın koordine ettiğini biliyoruz. Sadece dinci örgütler yok bu işin içinde. Esenler, Bağcılar, Üsküdar ve hatta Afyon’un
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
belediyesi de var. Tam resmi bilmiyoruz ama ortada devlet destekli, halktan para toplanan ve dernekler, belediyeler üstünden acayip bir organizasyon var.Eskiden evsiz insanlar akşamına briketleri indirip sabaha kadar bir imece ile gecekondu yapardı, başını sokacak yeri olurdu.
Şimdi o briketler devletin yeni politika modeli oldu.
DÖNEM FİLMİ BRİKENT!
Brikent, Costa Gavras’ın Z filmi ya da benzerleri gibi bir film olabilir. Başka bir ülkede briketten yerleşimler kuran, arkasında olanların bunlardan haberi yokmuş gibi davrandığı, ortalıkta kavga görüntüsü verdiği yeni bir yerleşim ve toplumsal model. Briketlerden yapılan bir kentleşme filmi, tam bir Kentsel Dönüşüm 3.0 programı.
Özdağ bunları bilmiyor olamaz. Hepinizden daha iyi biliyor, 9 Ekim 2019 tarihli şu
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
anlattığı gibi!! Ama bu çıkışını İdlip’de briket evler açılışına denk getirdiğini de bilmiyor olamaz. Denk getirmek için olduğu dışında bir ihtimal akla gelmiyor.BriKent bir Mezopotamya filmi, ilk yerleşimlerin olduğu Mezopotamya’da başrolde politikacıların olduğu, halkların ise ya sürülerek, ya da manipüle edilerek figüran olduğu bir film.
BriKent’in devam filmi ise yok. Sadece halkların özne olduğu bir politik gerçeklik, yönetmensiz ve kollektif çekilebilecek yeni bir film olabilir. Onun da senaryosunu biz yazarsak mümkün.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.