Düşünüyorum da; çok sevdiğimizi ve uğrunda canımızı seve seve feda edebileceğimizi zannettiğimiz Rasulullah(sas), şayet bugün, bizlere gönderilmiş bir Peygamber olsaydı, gerçekten sever ve uğrunda canımızı ve malımızı göz kırpmadan verebilir miydik? Ne için gönderilmişti O(sas) ve tebliği boyunca ne anlattı; neyin mücadelesini verdi, neyle savaştı ? Bir düşünün, kimlerden olurduk? Taif'te kanlarını silenlerden mi, taşlayanlardan mı ? Uhud'da can verenlerden mi, dişini şehid edenlerden mi? Ben kendi nefs muhasebemi yaptım Ve korkarak söylemeliyim ki, şu sonuca vardım: Bugün gelse o kutlu elçi(sas), bir taş da biz ararız, atmak için sanırım Cihada davet etse, hatta emretse; "Ey Muhammed! Sen git; bize, eşlerimiz, çocuklarımız ve durgun gitmesinden korktuğumuz ticaretimiz daha sevimlidir" (9/24) deriz sanıyorum Zira, O Elçi(sas); ateistlere, darwincilere vb taifeye değil; bilakis, Allah'ı var ve BİR bilen, yeri ve göğü yarattığına, rızık verdiğine şehadet eden bir topluluğa gönderilmişti
Peki neydi Peygamberliği boyunca haykırdığı gerçek? İnsanlar, Allah'ı var ve BİR bilmelerine rağmen, neyi kabul etmediler? Ne dedi de muhalefet ettiler ve hatta düşman bildiler? Neden türlü işkencelere, türlü eziyetlere layık gördüler O'nu ve O'na inananları?
"LÂ İLÂHE İLLALLAH!"
Ne vardı bu kelimede, ki çılgına döndü insanlar ve Mekke'yi salladılar? Anlamı ne sorsam, hepimiz düşünmeye bile gerek duymadan söyleriz tek celsede: "Allah'tan başka ilah yoktur" Anlamı bu da, içeriği ne peki? O zaman insanların birçoğu, Allah'tan başka Allah olmadığına inanıyorlardı zaten Peki Allah'tan başka ilah'ı reddetmek ne demekti ki, Müslüman, müşrik ayrımı yapılır oldu?
İlah=ma'bud(yalnızca kendisine ibadet edilen)
İşte kırılma noktası burasıydı Şimdi tekrar anlam verelim La ilahe illallah'a:
"Allah'tan başka ibadet edilecek, duada bulunulacak, taatta tavi verilmeyecek, şeriat(hüküm) sahibi olacak kimse yoktur!"
Sanırım şimdi anlıyoruz, düşman bilmelerinin nedenini
Onların Allah'ı vardı ve O Allah'ın BİRliği dahil birçok şeyini kabul ediyorlardı Ama; onların Lat ve Uzza'ları, yani putları da vardı Güya; "Allah'a yakınlaştırıcı" putları Tepelerine hakikat tokmağı inince, -LÂ İLÂHE İLLALLAH!- ; ne yapacaklarını bilmez oldular Türlü karalamalar, ithamlar, eziyetler, işkenceler
Şimdi gelelim bize "Bizim ne Lat'ımız var, ne Uzza'mız, ne de heykelden-helvadan putlarımız Sen ne saçmalıyorsun?" seslerinizi duyar gibiyim Gerçekten yok mu dersiniz bizim de putlarımız; putlaştırdıklarımız? Kimimiz parayı, kimimiz kadını, kimimiz parti liderini, kimimiz taraftarı olduğu takımı ve ne yazık ki, kimimiz de hocalarını, şeyhlerini putlaştırmadı mı? Bir sorun kendinize Ben dediğim için değil; mecbur olduğunuz için
Biz Müslümanlar, Allah'ı ve Rasulünü anlama çabamızı dondurduğumuzdan beri, hayatı da anlama ve anlamlandırma çabamızı dondurmuşuz Zamanın öznesiyken, nesnesi oluşumuz işte bu yüzden
Biz, O Rasulün(sas), mübarek sakalına, hırkasına vb emanetlerine sahip çıktığımız kadar misyonuna sahip çıktık mı?
"ALLAH'TAN BAŞKA İLAH YOKTUR! VE MUHAMMED(SAS), O'NUN KULU VE ELÇİSİDİR!" Kelime-i tayyibesini layıkı ile anlayıp, gereği ile yaşayabilen bahtiyar zümreye dahil olabilmektir temennim ve duam Kendim ve tüm kardeşlerim için
vesselam
Peki neydi Peygamberliği boyunca haykırdığı gerçek? İnsanlar, Allah'ı var ve BİR bilmelerine rağmen, neyi kabul etmediler? Ne dedi de muhalefet ettiler ve hatta düşman bildiler? Neden türlü işkencelere, türlü eziyetlere layık gördüler O'nu ve O'na inananları?
"LÂ İLÂHE İLLALLAH!"
Ne vardı bu kelimede, ki çılgına döndü insanlar ve Mekke'yi salladılar? Anlamı ne sorsam, hepimiz düşünmeye bile gerek duymadan söyleriz tek celsede: "Allah'tan başka ilah yoktur" Anlamı bu da, içeriği ne peki? O zaman insanların birçoğu, Allah'tan başka Allah olmadığına inanıyorlardı zaten Peki Allah'tan başka ilah'ı reddetmek ne demekti ki, Müslüman, müşrik ayrımı yapılır oldu?
İlah=ma'bud(yalnızca kendisine ibadet edilen)
İşte kırılma noktası burasıydı Şimdi tekrar anlam verelim La ilahe illallah'a:
"Allah'tan başka ibadet edilecek, duada bulunulacak, taatta tavi verilmeyecek, şeriat(hüküm) sahibi olacak kimse yoktur!"
Sanırım şimdi anlıyoruz, düşman bilmelerinin nedenini
Onların Allah'ı vardı ve O Allah'ın BİRliği dahil birçok şeyini kabul ediyorlardı Ama; onların Lat ve Uzza'ları, yani putları da vardı Güya; "Allah'a yakınlaştırıcı" putları Tepelerine hakikat tokmağı inince, -LÂ İLÂHE İLLALLAH!- ; ne yapacaklarını bilmez oldular Türlü karalamalar, ithamlar, eziyetler, işkenceler
Şimdi gelelim bize "Bizim ne Lat'ımız var, ne Uzza'mız, ne de heykelden-helvadan putlarımız Sen ne saçmalıyorsun?" seslerinizi duyar gibiyim Gerçekten yok mu dersiniz bizim de putlarımız; putlaştırdıklarımız? Kimimiz parayı, kimimiz kadını, kimimiz parti liderini, kimimiz taraftarı olduğu takımı ve ne yazık ki, kimimiz de hocalarını, şeyhlerini putlaştırmadı mı? Bir sorun kendinize Ben dediğim için değil; mecbur olduğunuz için
Biz Müslümanlar, Allah'ı ve Rasulünü anlama çabamızı dondurduğumuzdan beri, hayatı da anlama ve anlamlandırma çabamızı dondurmuşuz Zamanın öznesiyken, nesnesi oluşumuz işte bu yüzden
Biz, O Rasulün(sas), mübarek sakalına, hırkasına vb emanetlerine sahip çıktığımız kadar misyonuna sahip çıktık mı?
"ALLAH'TAN BAŞKA İLAH YOKTUR! VE MUHAMMED(SAS), O'NUN KULU VE ELÇİSİDİR!" Kelime-i tayyibesini layıkı ile anlayıp, gereği ile yaşayabilen bahtiyar zümreye dahil olabilmektir temennim ve duam Kendim ve tüm kardeşlerim için
vesselam