Daha önce Fatih İstanbul’u kaç yaşında fethetti başlıklı bir yazı yazmıştım, Eylül 2022 tarihli bir yazı. O yazıyı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim yaşı ile ilgili yaptığı bir konuşmada Fatih’in İstanbul’u 18 yaşında fethettiğini söylemesi üzerine yazmıştım. Yazının sonunda da bugüne kadar öğrendiğimiz tarih doğru ise Fatih İstanbul’u 21 yaşında fethetti diye de bir cümle kullanmıştım.
Sayın Erdoğan aynı konuda dün yine konuştu ve bu sefer de aynı örneği verdi ama bu sefer Fatih’in fetih yaşının 19 olduğunu söyledi. Ben de artık kendimden şüphe ederek biraz araştırdım. O araştırma esnasında Sayın Cumhurbaşkanının yine aynı konuda konuşurken Ekim 2010 da yine 19 yaşı zikrettiğini gördüm. Bu üç konuşmayı baz alarak Fatihin 18-19 yaşlarında İstanbul’u fethettiği kanaatine kolaylıkla varabileceğimize hükmettim ve ikna oldum. Lakin yine de teyit edeyim dedim. Çünkü hafızam inatla 21 diyor.
Yine de hafızamın beni yanlış yönlendirme ihtimali üzerinden araştırmaya devam ettim ve birkaç yerde Fatihin İstanbul’u 19 yaşında fethettiğine dair bilgilere de 23-24 yaşında fethettiğine dair bilgilere de denk geldim. Bu bilgilerden biri Risale Haber adlı bir sitede yer alıyor. İddianın sahibi olan yazarla ilgili herhangi bir şey bulamadım internet ortamında, ancak yazı oldukça iddialı. Şöyle ki Fatih Sultan Mehmet’in 1432 de doğduğu şeklindeki bilginin yanlış olduğu bu yanlışa Halil İnalcık ve hatta İlber Ortaylı’nın dahi düştüğü şeklinde oldukça iddialı bir yazı. Lakin yazıdaki iddialı ifadelere rağmen Türkiye’de en çok kabul edilen iki tarihçi ismi zikrederek kendisini onaylamaya çalışmasının altında bu bilginin başka hiçbir kaynakta yer almadığı gerçeği de var elbette.
Aynı yazıya girişte şöyle bir ifade de yer alıyor, “Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaş her yerde olduğundan daha küçük iddia ediliyor. Hatta en son Akit gazetesi 19’a kadar düşürdü bu yaşı” Evet işte oradan da 19 yaş bilgisinin kaynağına ulaşıyoruz. Ama hakkını yemeyelim Risale haber de iddianın ispatı için epey çaba sarf edilmiş ve farklı kaynaklar gösterilmiş olmasına karşın Akit gazetesi sadece “Biz böyle olduğuna inanıyoruz” şeklinde bir açıklamayı yeterli görmüş
Gazetede konuyla ilgili iddianın yer aldığı sayfada sadece şu ifade yer alıyor: “Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethettiği yaş 21 olarak bilinir. Ancak onun şehri asıl fethettiği yaşı bize göre 19'dur. Tarih biliminin kanıtlara dayanarak bilgiler sunmasının zorunluğu olduğu gerçeği akılda tutulmalıdır. Bu iddia yalnızca bir tarihçinin ilmi bir tezi olarak görülmemelidir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul şehrini 19 yaşındayken fethetmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iki kez 19 bir kez de 18 diyerek hafızama kazınmış 21 bilgisini alabora edince yaptığım araştırmaların daha akademik mecralara denk gelmesini çok isterdim ama olmadı. Yine de en azından kaynağa ulaşmış olduk. En azından 19’un kaynağına. 18 hala bir bilinmez olarak duruyor elbette.
Ama en azından şunu öğrendim ki bu 19 meselesi bir dalgınlık, ya da dil sürçmesi değil. Belki 19 yerine 18 dediği zaman öyle bir yanılma yaşanmış olabilir ama 19 bilinçli bir ifade. Bu bilinçli ifadenin kaynağı da benim bulabildiğim kadarıyla Akit gazetesi ya da Akit gazetesinin de kaynağı olan başka bir kaynak. Ama bu kaynak Türkiye’nin ve hatta dünyanın kabul ettiği bilim adamlarının hilafına bir bilgiden bahsediyor bize. Yani Halil İnalcık Hoca’nın İlber Ortaylı’nın ve daha kim bilir hangi dünyaca saygın tarihçinin hilafına.
Bu bilginin yanlışlıkla değil de bilinçli olarak Cumhurbaşkanı tarafından tekrarlanmasının ardından benim aklıma elbette, Lozan’ın gizli maddeleri falan gelmedi. Neticede o tip ifadeler genelde kahvehane sohbetlerinin konusu. Ama mesela “Lozan’da burnumuzun dibindeki adaları hediye ettik” şeklindeki ifadeleri daha ciddi ağızlardan duyduk. Aslında bu ifade yanlış sayılmaz tabi, neticede Yunan adalarının kaybedildiği anlaşma İtalyan belgelerinde Trattato di Losanna (1912) şeklinde geçen Uşi anlaşması. Uşi de Lozan’da bir semt olduğu için İtalyan Belgelerinde Lozan Anlaşması olarak geçiyor, biz iki anlaşma karışmasın diye ona Uşi diyoruz. Ama birileri çıkıp adaların Lozan’da verildiğinin belgelerini açıklayabiliyor!
Bütün bunları tekrardan yazıp konu etmenin ne anlamı var peki, ben bunu şimdi niye yapıyorum, hemen söyleyeyim: Referans önemlidir, özellikle bilimin referans alınması gereken konularda bilimle ters düşen referanslar alarak hamleleri onlara göre yaparsanız, yine de bilimin ön gördüğü sonuçlarla karşılaşmaktan kurtulmanız mümkün olmaz. Ancak bilimle bağı kopmuş kalabalıklara sonuçları da bilim dışı şekilde izah edebilme şansınız olur. Ta ki o sonuçlar can yakıcı olmaya başlayıncaya kadar.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Sayın Erdoğan aynı konuda dün yine konuştu ve bu sefer de aynı örneği verdi ama bu sefer Fatih’in fetih yaşının 19 olduğunu söyledi. Ben de artık kendimden şüphe ederek biraz araştırdım. O araştırma esnasında Sayın Cumhurbaşkanının yine aynı konuda konuşurken Ekim 2010 da yine 19 yaşı zikrettiğini gördüm. Bu üç konuşmayı baz alarak Fatihin 18-19 yaşlarında İstanbul’u fethettiği kanaatine kolaylıkla varabileceğimize hükmettim ve ikna oldum. Lakin yine de teyit edeyim dedim. Çünkü hafızam inatla 21 diyor.
Yine de hafızamın beni yanlış yönlendirme ihtimali üzerinden araştırmaya devam ettim ve birkaç yerde Fatihin İstanbul’u 19 yaşında fethettiğine dair bilgilere de 23-24 yaşında fethettiğine dair bilgilere de denk geldim. Bu bilgilerden biri Risale Haber adlı bir sitede yer alıyor. İddianın sahibi olan yazarla ilgili herhangi bir şey bulamadım internet ortamında, ancak yazı oldukça iddialı. Şöyle ki Fatih Sultan Mehmet’in 1432 de doğduğu şeklindeki bilginin yanlış olduğu bu yanlışa Halil İnalcık ve hatta İlber Ortaylı’nın dahi düştüğü şeklinde oldukça iddialı bir yazı. Lakin yazıdaki iddialı ifadelere rağmen Türkiye’de en çok kabul edilen iki tarihçi ismi zikrederek kendisini onaylamaya çalışmasının altında bu bilginin başka hiçbir kaynakta yer almadığı gerçeği de var elbette.
Aynı yazıya girişte şöyle bir ifade de yer alıyor, “Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaş her yerde olduğundan daha küçük iddia ediliyor. Hatta en son Akit gazetesi 19’a kadar düşürdü bu yaşı” Evet işte oradan da 19 yaş bilgisinin kaynağına ulaşıyoruz. Ama hakkını yemeyelim Risale haber de iddianın ispatı için epey çaba sarf edilmiş ve farklı kaynaklar gösterilmiş olmasına karşın Akit gazetesi sadece “Biz böyle olduğuna inanıyoruz” şeklinde bir açıklamayı yeterli görmüş
Gazetede konuyla ilgili iddianın yer aldığı sayfada sadece şu ifade yer alıyor: “Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethettiği yaş 21 olarak bilinir. Ancak onun şehri asıl fethettiği yaşı bize göre 19'dur. Tarih biliminin kanıtlara dayanarak bilgiler sunmasının zorunluğu olduğu gerçeği akılda tutulmalıdır. Bu iddia yalnızca bir tarihçinin ilmi bir tezi olarak görülmemelidir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul şehrini 19 yaşındayken fethetmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iki kez 19 bir kez de 18 diyerek hafızama kazınmış 21 bilgisini alabora edince yaptığım araştırmaların daha akademik mecralara denk gelmesini çok isterdim ama olmadı. Yine de en azından kaynağa ulaşmış olduk. En azından 19’un kaynağına. 18 hala bir bilinmez olarak duruyor elbette.
Ama en azından şunu öğrendim ki bu 19 meselesi bir dalgınlık, ya da dil sürçmesi değil. Belki 19 yerine 18 dediği zaman öyle bir yanılma yaşanmış olabilir ama 19 bilinçli bir ifade. Bu bilinçli ifadenin kaynağı da benim bulabildiğim kadarıyla Akit gazetesi ya da Akit gazetesinin de kaynağı olan başka bir kaynak. Ama bu kaynak Türkiye’nin ve hatta dünyanın kabul ettiği bilim adamlarının hilafına bir bilgiden bahsediyor bize. Yani Halil İnalcık Hoca’nın İlber Ortaylı’nın ve daha kim bilir hangi dünyaca saygın tarihçinin hilafına.
Bu bilginin yanlışlıkla değil de bilinçli olarak Cumhurbaşkanı tarafından tekrarlanmasının ardından benim aklıma elbette, Lozan’ın gizli maddeleri falan gelmedi. Neticede o tip ifadeler genelde kahvehane sohbetlerinin konusu. Ama mesela “Lozan’da burnumuzun dibindeki adaları hediye ettik” şeklindeki ifadeleri daha ciddi ağızlardan duyduk. Aslında bu ifade yanlış sayılmaz tabi, neticede Yunan adalarının kaybedildiği anlaşma İtalyan belgelerinde Trattato di Losanna (1912) şeklinde geçen Uşi anlaşması. Uşi de Lozan’da bir semt olduğu için İtalyan Belgelerinde Lozan Anlaşması olarak geçiyor, biz iki anlaşma karışmasın diye ona Uşi diyoruz. Ama birileri çıkıp adaların Lozan’da verildiğinin belgelerini açıklayabiliyor!
Bütün bunları tekrardan yazıp konu etmenin ne anlamı var peki, ben bunu şimdi niye yapıyorum, hemen söyleyeyim: Referans önemlidir, özellikle bilimin referans alınması gereken konularda bilimle ters düşen referanslar alarak hamleleri onlara göre yaparsanız, yine de bilimin ön gördüğü sonuçlarla karşılaşmaktan kurtulmanız mümkün olmaz. Ancak bilimle bağı kopmuş kalabalıklara sonuçları da bilim dışı şekilde izah edebilme şansınız olur. Ta ki o sonuçlar can yakıcı olmaya başlayıncaya kadar.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.