Anneler Günü yaklaşıyor. Beş çocuğa annelik yaptığı için “başarılı anne” olarak görülen Amerikalı bir kadın, “İyi anne-baba olma" konusuna adeta “iyi anne baba yoktur” diyen yanıtlar veriyor. İşte beş çocuklu bir annenin gözünden "iyi anne olmak" nedir? sorusunun cevabı...
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
Kendi üzerinizde “iyi anne” olma baskısı hissediyorsanız 5 çocuk annesi birinin tavsiyeleri de oldukça işinize yarayabilir. İşte beş çocuklu bir anne olan Chaunie Brusie’nin kusursuz olma gereği hisseden birçok annenin sorduğu “İyi anne nasıl olunur?” ve “Başarılı anne nasıl olunur?” gibi sorulara cevapları…
“Dışarıdan bakılınca annelik konusunda usta gibi görünebilirim ama düşündüğünüz sebepten değil. Beş çocuğun birden annesi olmam, çok iyi iş çıkardığım anlamına gelmiyor. Kısacası, işler zannettiğiniz gibi değil. Hiçbir çocuk kusursuz büyümez ve aslında bunu kabullendiğiniz zaman bir “başarılı anne” olmaya başlamışsınız demektir.
İlk çocuğum doğduğunda, etrafımdaki çok çocuklu annelere bakıp “Vay canına! Nasıl yapıyor? Ben sadece bir çocukla bile bunalırken!” diyordum. Şimdi 5 çocuklu bir anne olarak size bir sır vereyim. 1’den fazla çocuğu olan anneler dışarıdan bakıldığında tek çocuklu annelerden daha sakin görünebilir çünkü birkaç yıllık tecrübeleri vardır. Onların da iki yaşındaki çocukları huysuzluk yapar ve sokak ortasında öfke nöbeti geçirir. Annesini onun yanında sakince durabilirken gördüyseniz, hem bu annenin sinir sistemi konuya hazırlıklıdır hem de muhtemelen büyük çocuklarını durumla ilgili olarak önceden eğitmiştir. Bu da annenin tüm sorumluluğu sırtlamadığı bir aile yaşantısının ipuçlarından biridir. Bu, işin bir boyutu…
Çok çocuklu ailelerde genellikle küçük çocukların sorumluluğunda daha büyük çocuklar da pay sahibi olur ve bu da annenin üzerinden epeyce zihinsel-ruhsal yük alır. Bunun dışında elbette baba ve büyükanne-büyükbabalar ile bazı akrabalar/komşular işe dahildir ve anne, yalnız başına çocuk büyüten bir anneden çok daha az gerilim yaşar. Anneliğe dair yaşam onun için bol miktarda iş anlamına gelebilir. Tüm çocuklarının dersleri, sosyal yaşamları ve sağlıkları anneyi meşgul edebilir. Ama onca işin ve sorumluluğun iyi-kötü paylaşıldığı bir ortamda belki bolca gürültü-patırtı vardır ancak tükenmişlik yoktur. Annenin hepsine birden yetişmesi zaten mümkün değildir.
Yeterince dikkatli bakarsanız, üç veya daha fazla çocuğu olan bir annenin işleri nispeten ‘iyi’ yürütmesinin sırrı şudur; Hiçbir annenin zaten her şeye sahip olmadığını baştan kabul etmek. Beş çocuklu bir anne için, ebeveynlik bir koltukta birçok karpuz sığdırmak değildir. Böyle bir anne için hem fit, hem bakımlı, hem hamarat olmak, hem sağlıklı beslenmek hem de çocuklarını her öğünde sağlıklı beslemek, çocukların doktor kontrollerini takip etmek, onları spora ve hobi çalışmalarına veya doğum günü kutlamalarına götürmek, hiçbir şeyden eksik bırakmamak ebeveynliğin gereği değildir. Çok çocuklu birçok anne için ebeveynlik, bunların zaten yapılması gerektiği kabulünün biraz dışına çıkıldığında daha rahat bir iş haline gelir.
Beş çocuğum var. En küçüğü, 4 aylık bebek. Ebeveynlik hakkında öğrendiğim bir şey varsa, o da bunun bir sürekli öğrenme deneyimi olduğu. Tam da alıştığınızı düşündüğünüzde ya da nihayet etkili bir çözüm bulduğunuzda ya da bir çocuğun problemini hallettiğinizde, diğeri ortaya çıkıyor. Bir veya iki çocuklu yeni bir anne olduğum zamanlarda, bu durum beni rahatsız etmişti. Bir nokta gelmişti ki her şeyin bir kriz olduğunu hissettiğim aşamayı artık aşmak istemiştim; Mükemmel huylu çocuklarımla mağazada dolaşan havalı, derli toplu giyimli bir anne olmak, dünyanın öbür ucuna kaçmak istemeden ev işlerinin üstesinden gelmek ve akşam yemeğini halletmek istemiştim.
Peki şimdi? Sorunsuz şekilde seyreden bir yelkenlideymiş gibi hissettiğim zamanlardan sonra çok zorlayıcı anlar gelebiliyor. Bunu artık biliyorum. Bir annenin diğer bir anneden “daha iyi” yapması gibi bir şey olmadığını bilecek kadar çocuğum ve annelik deneyimim oldu. Ne kadar zamandır annelik yapıyorsak olalım, çocuğumuz kaç yaşında olursa olsun hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Yolumuza devam ediyor, sürekli öğreniyor, değişiyoruz.
Anne baba olmanın sürekli başarısız olmaya açık olmak olduğunu düşünüyorum. Tekrar tekrar başarısız olma fikrine açık olmak ama bir yandan da gelişmek için mücadele etmeye devam etmek ve vazgeçmemek anne-baba olmanın bir parçası. Her şeyi doğru yaptığımı düşünseydim, çocuklarıma zorlandıkları konularda yardım etmenin farklı yollarını öğrenmeye çalışmazdım. Her şeyi doğru yaptığımı düşünseydim tüm ailenin sorunsuz çalışması için stratejiler geliştirmeye kafa yormazdım. Demek istediğim, iyi ebeveynliğin yıllarca deneyime sahip olmakla veya çok çocuklu olmakla ilgisi yok. Ebeveynlik denen şey vesilesiyle hayat boyu öğrenen biri olmaya karar verildiği zaman, işte o zaman iyi bir ebeveyn doğuyor.”