Keşke her yıl seçim olsa, emekli maaşlarına enteresan zamlar gelse, faturalar düşürülse, 10 ay önce gündemimizde bile olmayan EYT süratle yasalaşsa. Asgari ücrete ara düzenleme yapılacağı açıklansa. Bütün projeler hızla tamamlansa.
Keşke her yıl seçim olsa ama seçim nedeniyle aldıklarımız bir sonraki seçime kadar bari işe yarasa. Seçimler bittikten sonra da aldıklarımızın bedelini yine biz ödemesek.
Bu seçim AKP’nin kurumsal tarihinin en yüksek seçim ekonomisi uygulanan seçimi olarak dikkat çekiyor. Çünkü her ne kadar iktidar tarafından reddedilse bile 2018’den beri tepetaklak giden bir ekonomi var ve görülüyor ki bu tip hamleler devam edecek.
Bu anlamda son zamanlarda gündem olan iki konuda aklı erenlerle konuştum. 1.’si emekli maaşlarındaki artış. Erdoğan geçtiğimiz günlerde en düşük emekli, maaşının 7500 liraya çıktığını söylemişti. Bu açıklamanın ardından iki konu gündeme geldi. Birincisi Emekli maaşlarında yapılan son 4 artış ile asgari emekli maaşı gittikçe yükselirken, bu maaşı alan insan sayısının da gittikçe yükselmesi. Hele bu son artışla bundan 4 zam öncesinde neredeyse asgari emekli maaşının 2 katı maaş alanlar artık asgari maaş seviyesine gerilemiş oldu.
Daha fazla prim daha uzun çalışma gibi kriterler anlamını her zam döneminde biraz daha yitirdi. Duyurulan bu son düzenleme ise emekli olma kriterlerini tam olarak anlamsız hale getirdi.
Ama uzmanlara bakarsanız aslında asgari emekli maaşına yapılmış bir zam yok Hazineden bir katkı yapılmış bir düzenleme var. Yani maaşlar hala 5500 lira, sadece bir ek ödeme yapılıyor. Önümüzdeki zam döneminde 5500 lira üzerinden zam yapılacak ve hazine katkısı azaltılacak deniyor. Hatta seçimlerden sonra bu katkının kaldırılması bile mümkün diyenler var. İnsanın dili varmıyor ama seçimlere kadar aylık 2000 lira rüşvet verilmiş gibi duruyor. Böyle bir durumda zaten 3 aylık bir ödeme bu, 3 ay sonda 5500 lira üzerinden alınacak zammın üzerine böyle bir ek ödeme olup olmayacağı meçhul.
Seçim kaybedilirse gelenin sırtına yük, kazanılırsa da zaten “Atı alan Üsküdar’ı geçmiş” olacak. Mesele 2000 liralık katkının seyyanen asgari emekli maaşına zam gibi yansıtılması.
Bir başka gündem ise EYT 2019 da seçimleri kaybetmek pahasına asla verilemeyeceği söylenen, çıkarsa Türkiye’nin iflası olur şeklinde karşı çıkılan EYT nasıl olduysa 2023 yılında çıkarıldı.
Çıkarken epey gecikti, seçime ne kadar yakın o kadar iyi diye düşünüldü sanırım ama o kadar da iyi olmayacak gibi. Bu konuyu da hem konunun uzmanlarıyla hem de işlemleri yapan yetkililerle konuştum. Nisan ayında hesaplara yatacağı söylenen ilk maaşların genel olarak Temmuz’dan önce alınması pek mümkün görünmüyor.
Başvuruların birdenbire yığılması nedeniyle işlemlerin 3-4 ay sürmesinin normal olacağı sürecin bazı EYT’liler için Ağustosu ve hatta Eylül’ü bile bulabileceği söyleniyor.
Yetkililer, maaşları bağlananların da olduğunu çalışmaya da devam ettiklerini ama çok fazla başvuru olduğunu söylüyorlar. Bu durumda Nisan ayında maaşların hesaba yatacağı algısının büyük oranda gerçekleşmeyeceğini de belirtiyorlar. Zaten 25 yıl şartıyla birlikte bu aydan sonra da her ay 25 yılını dolduranların peyderpey başvurmaya devam edeceğini söylüyorlar.
Burada da iki önemli sorun oluşuyor aslında, birincisi 25 yıl şartından önce bir şekilde toplu para yatıranların maaşa ulaşma hesaplarının şaşması. İkincisi de Nisan ayında kesin olarak maaş alacağını düşünerek işlerinden istifa edip emeklilik başvurusu yapanların durumu.
Birçok kurumun zaten EYT lileri emekli olduklarında çalıştırmayacaklarını açıkladıklarını da biliyoruz. Bu durumda Nisan maaşına güvenerek emekli olanlar varsa birkaç ay tazminatlarını kullanmak zorunda kalacaklar gibi. Ama neyse ki emekliliği hak ettikten sonraki süreçte hak edilen maaşlar hesaba toplu olarak yatacak. O arada enflasyona biraz ezilebilir ama çok da önemli değil. Neticede verilecek, ama keşke Nisan da hesaplarda diye açıklama yapmadan önce biraz daha araştırılsaymış.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Keşke her yıl seçim olsa ama seçim nedeniyle aldıklarımız bir sonraki seçime kadar bari işe yarasa. Seçimler bittikten sonra da aldıklarımızın bedelini yine biz ödemesek.
Bu seçim AKP’nin kurumsal tarihinin en yüksek seçim ekonomisi uygulanan seçimi olarak dikkat çekiyor. Çünkü her ne kadar iktidar tarafından reddedilse bile 2018’den beri tepetaklak giden bir ekonomi var ve görülüyor ki bu tip hamleler devam edecek.
Bu anlamda son zamanlarda gündem olan iki konuda aklı erenlerle konuştum. 1.’si emekli maaşlarındaki artış. Erdoğan geçtiğimiz günlerde en düşük emekli, maaşının 7500 liraya çıktığını söylemişti. Bu açıklamanın ardından iki konu gündeme geldi. Birincisi Emekli maaşlarında yapılan son 4 artış ile asgari emekli maaşı gittikçe yükselirken, bu maaşı alan insan sayısının da gittikçe yükselmesi. Hele bu son artışla bundan 4 zam öncesinde neredeyse asgari emekli maaşının 2 katı maaş alanlar artık asgari maaş seviyesine gerilemiş oldu.
Daha fazla prim daha uzun çalışma gibi kriterler anlamını her zam döneminde biraz daha yitirdi. Duyurulan bu son düzenleme ise emekli olma kriterlerini tam olarak anlamsız hale getirdi.
Ama uzmanlara bakarsanız aslında asgari emekli maaşına yapılmış bir zam yok Hazineden bir katkı yapılmış bir düzenleme var. Yani maaşlar hala 5500 lira, sadece bir ek ödeme yapılıyor. Önümüzdeki zam döneminde 5500 lira üzerinden zam yapılacak ve hazine katkısı azaltılacak deniyor. Hatta seçimlerden sonra bu katkının kaldırılması bile mümkün diyenler var. İnsanın dili varmıyor ama seçimlere kadar aylık 2000 lira rüşvet verilmiş gibi duruyor. Böyle bir durumda zaten 3 aylık bir ödeme bu, 3 ay sonda 5500 lira üzerinden alınacak zammın üzerine böyle bir ek ödeme olup olmayacağı meçhul.
Seçim kaybedilirse gelenin sırtına yük, kazanılırsa da zaten “Atı alan Üsküdar’ı geçmiş” olacak. Mesele 2000 liralık katkının seyyanen asgari emekli maaşına zam gibi yansıtılması.
Bir başka gündem ise EYT 2019 da seçimleri kaybetmek pahasına asla verilemeyeceği söylenen, çıkarsa Türkiye’nin iflası olur şeklinde karşı çıkılan EYT nasıl olduysa 2023 yılında çıkarıldı.
Çıkarken epey gecikti, seçime ne kadar yakın o kadar iyi diye düşünüldü sanırım ama o kadar da iyi olmayacak gibi. Bu konuyu da hem konunun uzmanlarıyla hem de işlemleri yapan yetkililerle konuştum. Nisan ayında hesaplara yatacağı söylenen ilk maaşların genel olarak Temmuz’dan önce alınması pek mümkün görünmüyor.
Başvuruların birdenbire yığılması nedeniyle işlemlerin 3-4 ay sürmesinin normal olacağı sürecin bazı EYT’liler için Ağustosu ve hatta Eylül’ü bile bulabileceği söyleniyor.
Yetkililer, maaşları bağlananların da olduğunu çalışmaya da devam ettiklerini ama çok fazla başvuru olduğunu söylüyorlar. Bu durumda Nisan ayında maaşların hesaba yatacağı algısının büyük oranda gerçekleşmeyeceğini de belirtiyorlar. Zaten 25 yıl şartıyla birlikte bu aydan sonra da her ay 25 yılını dolduranların peyderpey başvurmaya devam edeceğini söylüyorlar.
Burada da iki önemli sorun oluşuyor aslında, birincisi 25 yıl şartından önce bir şekilde toplu para yatıranların maaşa ulaşma hesaplarının şaşması. İkincisi de Nisan ayında kesin olarak maaş alacağını düşünerek işlerinden istifa edip emeklilik başvurusu yapanların durumu.
Birçok kurumun zaten EYT lileri emekli olduklarında çalıştırmayacaklarını açıkladıklarını da biliyoruz. Bu durumda Nisan maaşına güvenerek emekli olanlar varsa birkaç ay tazminatlarını kullanmak zorunda kalacaklar gibi. Ama neyse ki emekliliği hak ettikten sonraki süreçte hak edilen maaşlar hesaba toplu olarak yatacak. O arada enflasyona biraz ezilebilir ama çok da önemli değil. Neticede verilecek, ama keşke Nisan da hesaplarda diye açıklama yapmadan önce biraz daha araştırılsaymış.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.