Aşkımızın Öyküsü
Zaman, iki dünya arasında asılı kalmış gibi.
Gökyüzü, sırlarla dolu bir kitap sayfası sanki.
İçimdeki öykün, kulaklarımda çınlayan bir ezgi.
Kıbleye çevrili göğsüm, açılmış bir kapı gibi.
Her nefesin, içeri dolan bir ışık huzmesi.
Aşkımızın öyküsü, ruhuma nakşedilen bir desen.
Anılar, rüzgârda savrulan yapraklar misali.
Kimi uzaklara uçuyor, kimi ayaklarıma düşüyor.
Her biri, yaşanmışlığın rengarenk mozaiğini oluşturuyor.
İçimdeki ateş, gecenin karanlığını yaran bir fener.
Yolumu aydınlatıyor, umudumu besliyor.
Aşkımızın öyküsü, bu ateşin yansıması sanki.
Göğsümde taşıdığım his, okyanusu içinde barındıran bir damla.
Derinliğinde kayboluyorum, enginliğinde buluyorum kendimi.
Her dalga, aşkımızın farklı bir tonunu fısıldıyor kulağıma.
Kıbleye dönük duruşum, kökleri derine uzanan bir ağaç gibi.
Göğe uzanırken, toprağa sıkı sıkıya tutunuyorum.
Aşkımızın öyküsü, dallarımda açan çiçekler oluyor.
Babil'in asma bahçelerinden..