Arthur Moeller van den Bruck 6 Nisan 1876 Solingen doğumlu ve 30 Mayıs 1925 Berlin'de ölen, Alman kültür tarihçisi ve siyaset yazarı. Nazi Almanyası için kullanılan Üçüncü Reich adı Moeller'in yapıtı Das dritte Reich (1923; Üçüncü İmparatorluk) esinlenmiştir.
Askerlik yapmamak için, 20. yüzyılın başında Almanya'yı terk etti. Fransa, İtalya ve İskandinavya'da yaşadı. Yurtdışındayken Alman halkının tarihini konu alan sekiz ciltlik Die Deutschen'i (1904-10; Almanlar) yazdı. Bu yapıtında Almanları psikolojik tiplere (sürüklenen, düş kuran, kararlı vb) göre sınıflandırdı. I. Dünya Savaşı başlayınca Almanya'ya döndü ve aynı yıl (1914) Dostoyevski'nin yapıtlarının Almanca ilk basımını yayıma hazırladı.
Savaş sonrası dönemde Almanya'nın kültürel yoksulluğu olarak nitelendirdiği sorunun çözümünü siyasette aramaya başladı. Aydınlanmacı usçuluğun ve bunun liberalizm ya da sosyalizm gibi siyasal dışavurumlarının "gerçek kültür" üzerinde yıkıcı etkisi olduğunu düşünüyordu. Ülkeyi modern sanayi toplumunun çözülüşünden ve kabalığından kurtarmak için yeni bir Germen inancına bağlanma çağrısında bulundu. 1918'den sonra, "halkçı ve milliyetçi" (Volkstaat) bir devletin yararına, ticarette liberalizmi, kapitalist tekelleri, batılı demokrasiyi ve marksist sosyalizmi bir kenara atan, "devrimci tutuculuk" adlı milliyetçi ve modernist ideolojinin kuramcılığını yaptı. Moeller Alman ulusu içinde Prusya unsurunun önemi üzerinde durarak Alman halkının özgün yanını belirlemeye çalıştı.
Moeller’e göre, Üçüncü Reich, Almanlara, kendi tabiatlarına uygun, Batı liberal düşüncesinin bulaşıp kirletmediği bir sosyalizmi kazandırmak için düşünülmüş ve bu amacında başarılı olmuştur.
Ruhsal rahatsızlıklar geçiren Moeller, Alman tarihinin izlediği yoldan umutsuzluğa kapılarak kendini öldürdü. Nazilerin, Moeller'i düşünsel öncüleri arasında saymamalarına karşın, onun düşüncesi nasyonal sosyalist ideolojinin özümsenmesine yatkın bir ortam yaratmıştır.
Askerlik yapmamak için, 20. yüzyılın başında Almanya'yı terk etti. Fransa, İtalya ve İskandinavya'da yaşadı. Yurtdışındayken Alman halkının tarihini konu alan sekiz ciltlik Die Deutschen'i (1904-10; Almanlar) yazdı. Bu yapıtında Almanları psikolojik tiplere (sürüklenen, düş kuran, kararlı vb) göre sınıflandırdı. I. Dünya Savaşı başlayınca Almanya'ya döndü ve aynı yıl (1914) Dostoyevski'nin yapıtlarının Almanca ilk basımını yayıma hazırladı.
Savaş sonrası dönemde Almanya'nın kültürel yoksulluğu olarak nitelendirdiği sorunun çözümünü siyasette aramaya başladı. Aydınlanmacı usçuluğun ve bunun liberalizm ya da sosyalizm gibi siyasal dışavurumlarının "gerçek kültür" üzerinde yıkıcı etkisi olduğunu düşünüyordu. Ülkeyi modern sanayi toplumunun çözülüşünden ve kabalığından kurtarmak için yeni bir Germen inancına bağlanma çağrısında bulundu. 1918'den sonra, "halkçı ve milliyetçi" (Volkstaat) bir devletin yararına, ticarette liberalizmi, kapitalist tekelleri, batılı demokrasiyi ve marksist sosyalizmi bir kenara atan, "devrimci tutuculuk" adlı milliyetçi ve modernist ideolojinin kuramcılığını yaptı. Moeller Alman ulusu içinde Prusya unsurunun önemi üzerinde durarak Alman halkının özgün yanını belirlemeye çalıştı.
Moeller’e göre, Üçüncü Reich, Almanlara, kendi tabiatlarına uygun, Batı liberal düşüncesinin bulaşıp kirletmediği bir sosyalizmi kazandırmak için düşünülmüş ve bu amacında başarılı olmuştur.
Ruhsal rahatsızlıklar geçiren Moeller, Alman tarihinin izlediği yoldan umutsuzluğa kapılarak kendini öldürdü. Nazilerin, Moeller'i düşünsel öncüleri arasında saymamalarına karşın, onun düşüncesi nasyonal sosyalist ideolojinin özümsenmesine yatkın bir ortam yaratmıştır.