Anne Karnında Olan Bebekler Hakkında Gerçekler
1. Sevdikleri ve sevmedikleri yemekler var, farklı yemeklere farklı tepkiler veriyorlar.
Araştırmaya otuz iki ve otuz altı haftalık aralıklarda hamile olan anneler katıldı. Araştırmacılar bebeklerin tepkilerini ölçmek için dört boyutlu ultrasonlardan yararlandılar. Anne adaylarına verilen lahana yemeğine bebeklerin verdikleri tepki genellikle dudaklarını büzmek ya da ağlamaya yakın bir surat ifadesi yapmak oldu. Bunun aksine anneleri havuç yediklerinde gülümser bir surat ifadesine büründükleri keşfedildi. Bu da demek oluyor ki bebekler anne karnında bile yemekleri ayırt edebiliyorlar.
2. Bebeklerin tat tomurcukları hamileliğin sekizinci haftasında gelişmeye başlar.
Anne karnındaki bebekler günde 3/4 ile 4 bardak arası amniyotik sıvı yutarlar. Tam olarak da bu yüzden annelerinin yedikleri yemeklerin tadını alabiliyorlar.
3. Bebekler anne karnında bile kıllı olurlar.
Bu ince kıl tabakasına 'languo' denir ve bebeklerin hepsinde mevcuttur. Languo bebeklerin bütün vücutlarını ve hatta yüzlerini bile kaplar. Ancak bu ince kıl tabakası bebeklerin vücudunda uzun bir süre durmaz, doğumdan hemen önce ortadan kaybolur. Languo aslında bütün memeli hayvanların bebeklerinde görünür ancak insanların tek farkları bu tabakayı doğumdan önce kaybetmesidir.
4. Anne karnındaki bebeklerin kalpleri beşinci haftada atmaya başlar.
Beş ile altı aylık bebeklerin kalpleri gelişmeye başlar. Neredeyse bir toplu iğne ucu kadar bir büyüklükte olan kalbin tam anlamıyla gelişimini tamamlaması 10. haftayı bulur.
5. Bebekler anne karnında ağlayabiliyorlar.
Aslında ağlamaktan fazlasını yapıyorlar: gülüyorlar, esniyorar ve hatta çişlerini bile yapıyorlar. Doktorlar ultrason görüntülerinde bebeklerin esnermiş gibi ağızlarını açtıklarını fark ettiler. Bu hareket en erken 24. haftada başlıyor ancak 36. haftaya gelindiğinde bu hareketi yapmayı tamamen bırakıyorlar. Ayrıca ağladıklarını duyamasak da çenelerinin titremeleri ve ağızlarını hareket ettirişleri insanların ağlarken büründükleri mimikler ile hemen hemen aynılar. Bunun dışında doktorlar bebeklerin dokuzuncu ve on altıncı haftalar arasında idrarlarını yapmaya başladıklarını keşfetti. Eğer yaptıkları idrarın nereye gittiğini merak ediyorsanız, amniyotik sıvının içerisinde kalıyor.
6. Bebekler yetişkinlerden daha fazla kemikle doğuyor.
Yetiişkin bir bireyin vücudunda toplamda 206 kemik bulunuyor. Bir bebek yeni doğduğunda vücudunda 270 kemik bulunur. Ekstra gibi görünen bu kemikler aslında normal kemiklerden daha yumuşak bir yapıya sahiptir ve bebeğin gelişimi devam ettikçe bu kemikler birleşerek yeni kemikleri oluşturur, bu şekilde kemik sayısı iki yüz altıya düşer.
7. Anne karnında bile yüksek sesler işitme yetilerini kötü etkileyebiliyor.
18. haftanın sonlarında bebeklerin kulakları gelişmeye başlar ve dışarıdaki seslere yavaş yavaş duyarlı hale gelmeye başlarlar. Altıncı aya gelindiğinde bebekler bir ses duyduklarında anne karnında o sesin geldiği yöne doğru dönebilmeye başlarlar. Arada sırada yüksek sese maruz kalmalarında pek bir sakınca olmasa da eğer sürekli yüksek sesli bir ortamda bulunuyorlarsa işitme duyularını kötü yönde etkileyebiliyor. Bu nedenle bebeklerin en fazla 115 desibel sese maruz kalmasını öneriyor doktorlar.
Alıntı.
1. Sevdikleri ve sevmedikleri yemekler var, farklı yemeklere farklı tepkiler veriyorlar.
Araştırmaya otuz iki ve otuz altı haftalık aralıklarda hamile olan anneler katıldı. Araştırmacılar bebeklerin tepkilerini ölçmek için dört boyutlu ultrasonlardan yararlandılar. Anne adaylarına verilen lahana yemeğine bebeklerin verdikleri tepki genellikle dudaklarını büzmek ya da ağlamaya yakın bir surat ifadesi yapmak oldu. Bunun aksine anneleri havuç yediklerinde gülümser bir surat ifadesine büründükleri keşfedildi. Bu da demek oluyor ki bebekler anne karnında bile yemekleri ayırt edebiliyorlar.
2. Bebeklerin tat tomurcukları hamileliğin sekizinci haftasında gelişmeye başlar.
Anne karnındaki bebekler günde 3/4 ile 4 bardak arası amniyotik sıvı yutarlar. Tam olarak da bu yüzden annelerinin yedikleri yemeklerin tadını alabiliyorlar.
3. Bebekler anne karnında bile kıllı olurlar.
Bu ince kıl tabakasına 'languo' denir ve bebeklerin hepsinde mevcuttur. Languo bebeklerin bütün vücutlarını ve hatta yüzlerini bile kaplar. Ancak bu ince kıl tabakası bebeklerin vücudunda uzun bir süre durmaz, doğumdan hemen önce ortadan kaybolur. Languo aslında bütün memeli hayvanların bebeklerinde görünür ancak insanların tek farkları bu tabakayı doğumdan önce kaybetmesidir.
4. Anne karnındaki bebeklerin kalpleri beşinci haftada atmaya başlar.
Beş ile altı aylık bebeklerin kalpleri gelişmeye başlar. Neredeyse bir toplu iğne ucu kadar bir büyüklükte olan kalbin tam anlamıyla gelişimini tamamlaması 10. haftayı bulur.
5. Bebekler anne karnında ağlayabiliyorlar.
Aslında ağlamaktan fazlasını yapıyorlar: gülüyorlar, esniyorar ve hatta çişlerini bile yapıyorlar. Doktorlar ultrason görüntülerinde bebeklerin esnermiş gibi ağızlarını açtıklarını fark ettiler. Bu hareket en erken 24. haftada başlıyor ancak 36. haftaya gelindiğinde bu hareketi yapmayı tamamen bırakıyorlar. Ayrıca ağladıklarını duyamasak da çenelerinin titremeleri ve ağızlarını hareket ettirişleri insanların ağlarken büründükleri mimikler ile hemen hemen aynılar. Bunun dışında doktorlar bebeklerin dokuzuncu ve on altıncı haftalar arasında idrarlarını yapmaya başladıklarını keşfetti. Eğer yaptıkları idrarın nereye gittiğini merak ediyorsanız, amniyotik sıvının içerisinde kalıyor.
6. Bebekler yetişkinlerden daha fazla kemikle doğuyor.
Yetiişkin bir bireyin vücudunda toplamda 206 kemik bulunuyor. Bir bebek yeni doğduğunda vücudunda 270 kemik bulunur. Ekstra gibi görünen bu kemikler aslında normal kemiklerden daha yumuşak bir yapıya sahiptir ve bebeğin gelişimi devam ettikçe bu kemikler birleşerek yeni kemikleri oluşturur, bu şekilde kemik sayısı iki yüz altıya düşer.
7. Anne karnında bile yüksek sesler işitme yetilerini kötü etkileyebiliyor.
18. haftanın sonlarında bebeklerin kulakları gelişmeye başlar ve dışarıdaki seslere yavaş yavaş duyarlı hale gelmeye başlarlar. Altıncı aya gelindiğinde bebekler bir ses duyduklarında anne karnında o sesin geldiği yöne doğru dönebilmeye başlarlar. Arada sırada yüksek sese maruz kalmalarında pek bir sakınca olmasa da eğer sürekli yüksek sesli bir ortamda bulunuyorlarsa işitme duyularını kötü yönde etkileyebiliyor. Bu nedenle bebeklerin en fazla 115 desibel sese maruz kalmasını öneriyor doktorlar.
Alıntı.