• Forumzar.COM Türkçe içerikli genel forum sitesi ve paylaşım platformu olarak eğlenceli ve interaktif bir forum deneyim sunar.

    Foruma üye olmak için BURAYA TIKLAYINIZ

Amasya Gümüşhacıköy Tarihi Geçmişi

Deniz3883

Bayan Üye
Forum Üyesii
Katılım
26 May 2023
Mesajlar
247
Puanları
16
Konum
Ankara
Cinsiyet
Kadın
İlk Tunç Çağı dönemlerinde Gümüş ve çevresi, büyük atölyelerin toplandığı bölge olmuş, Gümüşte bulunan eserler Anadolu madenciliği ve metalürjisine ait çok önemli bulgular sunarak, yapılan madencilik aktiviteleri Eskiçağ dünyasına, önemli bir gelir kaynağı oluşturmuştur. Anadoluda henüz yazının olmadığı MÖ 3. binyıl ve öncesinde de, Gümüşteki madenlerin kullanıldığı tespit edilmiştir. Karlık Tepe, Kale Tepe, Çadır Düzü mevkilerinde yoğun madencilik faaliyeti söz konusudur.




Hüseyin Hüsameddin, bu kasabaya H.375(985-986) yılından itibaren Gümüş denilmeye başlandığını ifade eder. Aynı zamanda bazı ulemâ, kasabanın adını Araplaştırarak, Arapça uyarlaması ile; Kumus /Kumis/Fizza / Fidde/Fodda olarak adlandırmış, Mengirye (Mangarya),Gümüş Pazar, Kasaba-i Gümüş gibi isimlerle de anılmıştır. Ünlü gezgin İbn-i Battuta 1332 tarihinde ziyarette bulunduğu, Gümüş için Medinetû Gümüş adlandırmasını kullanmıştır. İslâmiyet buraya 4.ncü yüzyılda Havarzin Türkleri ve diğer Türk grupları tarafından gelmiş, Türklerin Anadoluya gelmesiyle önce Danişmendilerin daha sonra Anadolu Selçuklu Devletinin hakimiyetine girmiştir. Melik Danişmend Ahmet Gazi 1075de, Amasyayı aldıktan sonra Hamamözü üzerinden Gümüşü fetih ederek, Hacıköyden geçip Vezirköprü, Durağan, Boyabat üzerinden Kastamonuya ulaşmıştır. Türk Destanlarından Danişmend Gazi Destanı, Danimend-nâmede Gümüş Kasabasının isim alışı ile ilgili rivayetlere yer verilmiştir.(1075 de,Gümüş için, Süleyman Ribâtı denmiştir)

Burada, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Gümüş Sikke(para) basılan, darphane bulunmakta idi. (IV.Kılıçarslan 1263 de Gümüş Darphanesinde Gümüş Sikke darp ettirmiştir). Gümüş bölgesi zengin gümüş rezervi ile, Osmanlı darphanesi için de, önemli merkezlerden birisi olmaya devam etmiştir. Gümüş madenleri idari açıdan Sivas vilayetine bağlı olup mali açıdan Darphâne-yi Amire tarafından yönetilmekteydi. Hususi bir kanunnamesi olmayıp mevcut maden kanunları çerçevesinde idare edilmiştir. Gümüş, Selçuklu emirlerinden Emir Gümüşlünün gayretleriyle gelişmiştir. Selçuklular ekonomik mübadele aracı olarak da önem taşıyan gümüş ya da özellikle dokuma sanayinde boya maddesi olarak kullanılan stratejik değere sahip maden kaynaklarını, teknolojik olanaklar düzeyinde bölgelerarası ticaret taleplerinin karşılanmasına yönelik olarak işletmişlerdir. Gümüş de, bu stratejik değere sahip az sayıdaki yerleşmeler arasında yer almıştır.

Evliya Çelebi, Gümüş halkının kaleyi, gümüş kap kacak hediyelerle Yıldırım Beyazıt Hana teslim ettiğini(1386),100 akçe karşılığında iltizama verildiğini, mültezimin her sene devlete 70 kantar saf gümüş ile 1.000 çift gümüşlü at çulu ödediğini yazmaktadır. Ayrıca kuyumcuların bu saf gümüşü alıp yüz dirhemine on dirhem saf bakır karıştırıp damgalanmaya gönderdiğini ve şehrin bütün halkının bu gümüş madenlerinde çalıştığını nakleder. Gümüş Şehri 1520 tahririnde 16, 1576 tahririnde 19 mahalleye sahiptir.1520 yılında şehir ve köylerde yaşayan tahmini nüfus 3589 kişi iken,1576 yılında %84 oranında bir artışla 6602 kişiye yükselmiştir.

Osmanlı merkezi yönetimi, madenlerden en üst düzeyde, ürün elde edilmesini sağlayıcı birtakım tedbirler alma yoluna gitmiştir ki, biz, bu tedbirlerin ilk defa, 19 Mart 1775 tarihinde yayınlanmış olan bir ferman ile gündeme gelmiş olduğu düşüncesindeyiz. Şehirdeki maden üretimini artırmak için Gümüşhanede ve Kayseride yetişmiş usta madenciler bölgeye getirilmiştir. Kayıtlara göre 1809 yılında, sim-i mahlut olarak belirtilen gümüş içerikli altın- kurşun miktarı yaklaşık 41 bin dirhemi aşmıştır. Maden fenni hakkında mâlumatı olan,kaplumbağa tebiyecisi tablosunun ressamı Osman Hamdi Beyin babası 1877-1878 tarihleri arasında Osmanlıda, Sadrazamlık yapan ,Miralay Mühendis Edhem Beyin, 21 Temmuz 1842de Gümüşhacıköy Maden-i Hümâyûnuna müdür olarak tayin edilmesi önemlidir.

İlk düzenli nüfus sayımının yapıldığı 1831 yılında, Gümüş Madeni Amasya Sancağına bağlı bir kaza merkezidir.1847 de Amasya ve Çorum Sancağının birleştirilmesi ile Gümüşhacıköy Hacıköy olarak, Gümüş ise Gümüş maa Kabakoz olarak 1856 tarihine kadar, kazalar içerisinde yer almıştır. 1871 yılında, Amasya Sancağına Maden-i Sîm kazası eklenmiştir.(Kaza statüsü verilmiştir) 1882/1883de Maden-i Sim Kazasının merkezi Hacıköye kaydırıldı, Gümüşhacıköy adı ile yeni bir kaza oluşturuldu.30.07.1899 da tekrar kaza merkezinin Hacıköyden Gümüşe taşınması talebinde bulunulmuş,1909 da, Gümüş Madeni Kasabası nahiye yapılarak Gümüşhacıköye bağlanmıştır. Belediye tüzel kişiliği 29.03.2009 yılında kaldırılarak tüzel kişiliğin hukuki varlığı sona ermiştir.

Arşiv kayıtlarında Gümüş maa Hacıköy olarak geçen Gümüşhacıköy, tarihte Gümüş ve Hacıköy beldelerinin birleşmesinden oluşmaktadır.
Bu güne kadar Paleolitik, Mezolitik ve Neolitik Çağlara ait herhangi bir yerleşim yerini/yerlerini temsil eden bir buluntuya rastlanılmamıştır. Sistematik yüzey araştırmaları sonucunda, elde edilen verilere göre Hacıköyün, Kalkolitik Dönem den, Geç Antik Çağ ve sonrasına kadar yerleşime sahne olduğu anlaşılmıştır. İlçe tarihi ile alakalı, İlk Tunç Çağı, Orta ve Son Tunç Çağlarında bölge yerleşmesinde bir süreklilik izlenmiş, M.Ö 1190 yılında Hitit İmparatorluğunun yıkılmasından hemen sonra Erken Demir Çağının ilk safhalarında yerleşimlere sahne olmuştur.

Bunda bölgenin coğrafi yapısı önemli etken durumundadır. Gümüşhacıköyde İlk Tunç Çağ yerleşmeleri genellikle, tarıma uygun ovalık alanlarda ve suya yakın yerlerde kurulmuştur. Buna karşılık Demir Çağdan itibaren Roma Dönemi Sonuna kadar yerleşmelerin ağırlıklı olarak, korunma ihtiyacı kaynaklı, tepe ile kaya üstü gibi yüksek stratejik öneme sahip korunaklı yerlerde seçilmiş olması gözlemlenmiştir. Amasyada Pontus Devleti kurulması ile, Amesia topraklarının kuzey kısmını oluşturan iki bölgeden birine Diakopene/Diakope denmiştir.(Gümüşhacıköy o dönemde, Roma Kasabasıdır).Bu bölge Gümüşhacıköy ve çevresini oluşturur. Kuzey-Doğu yarısı Gümüş, Güney-Batı yarısı ise Hamamözü Çayı Vadisi kabul edilmekte ve zengin-verimli bir bölge olarak bilinmektedir ve bereketli arazilerden oluşan bir, Territoriumdur. Diakopenede, Roma İmparatorluk döneminin ilk iki yüzyılında, zirai üretim yaparak hayatlarını kazanan barışçıl ve zengin karekterli, üst sınıfa mensup kimseler yaşamaktaydı. XIII. yüzyılın son çeyreğinde, Anadoluda Kadı Burhanettin, Candaroğulları ve Karamanoğulları beyliklerinin Osmanlı devleti aleyhine faaliyete geçmeleri üzerine 1386 yılında I. Murad Anadoluda bu beyliklere karşı fetih hareketlerine girişti. Candaroğulları Beyliğini hâkimiyeti altına alan I. Murad; Osmancık, Gümüş (Gümüşhacıköy) ve Amasyanın Osmanlı egemenliğini kabul ettiklerini bildirmeleri üzerine bölgeye şehzadesi Yıldırım Bayezidi gönderdi. 1386da Şehzade Bayezid Amasyaya gelerek Amasya Beyliğini Osmanlı devletine bağladı.

I. Murad zamanında merkezi Amasya olmak üzere kurulan Rum Eyaletinin ilk sancakbeyliğine Şehzade Bayezidin atanmasıyla, Amasyada Çelebi Sultanlar dönemi başlamıştır. Amasyanın Osmanlı hâkimiyetine alınmasıyla Tokat ve Sivası da içerisine alan Eyalet-i Rumiye-i Suğra eyaleti kurularak, Paşa Sancağı olarak adlandırılan eyaletin merkezi XV. yüzyılın ilk yarısından 1520 yılına kadar Amasya olmuştur. Bu tarihten sonra Eyalet-i Rumun, paşa sancağının Sivas olmasıyla Amasya Sivasa bağlandı. Gümüşhacıköy,1520de Amasya Sancağı İdari Taksimatında, Gaziler Ovacığı (Amasyanın Batı Ovası) içerisinde yer almıştır.1520 Yılında Kabakoz (Kabaoğuz) Nahiyesi Kedegera (Vezirköprü) Kazasına, Gümüşhacıköyün bazı Köylerini de içerisine alan Gaziler Ovacığı ise şimdiki Vezirköprü İlçesinin batı bölümünü oluşturan Kocakayası Kazasına bağlıdır. Bu idari birimler 1520de Canik Sancağı idari birimi içerisinde yer almıştır.

Gaziler ovacığı adlandırması, Amasya ile Suluovanın bir kısmını, Merzifon ve Gümüşhacıköy ovasını içine alan bir adlandırmadır. Ovanın etrafı dağlarla çevrilidir. Bu dağlar üzerinde yer alan Çorum ve Mecitözünün bazı köyleri ile (Merzifon Gümüşhacıköy sınırında bulunan), Osmancıkın doğusundaki birkaç köy de Gaziler Ovacığı içinde kabul edilir. Battal Gazi askerlerinin bu yörede yattığına inanılır. Hacıköy, Amasya Sancağı İdari Taksimatında, 1576 tarihinde Gümüş maa (birlikte) Hacıköy diye geçmektedir.1684 de, Köprülü Mehmet Paşa Hacıköyü Kasaba haline getirmiştir.1576-77 tarihlerinde Sivas ve Amasya civarındaki yerler Yörük Cemaatleri ve Kışlaklarıolarak kayıtlanmıştır.XIX. yüzyılın ikinci yarısında Karadeniz bölgesi şehirlerinin ekonomik yapılarıyla ilgili malumat veren Seyyah Rottiers, bu dönemde Hacıköyün 400 hanelik bir yer olduğu, bizzat padişah tarafından tayin edilen bir yönetici tarafından yönetildiği ve burada gümüş ve kurşun maden ocakları bulunduğunu yazmıştır.

1885-1887-1889-1891 tarihli Sivas Vilayet Salnamelerinde mezkûr kaza Maden-i Sîm şeklinde adlandırılmıştır. Gümüşhacıköy ismi İlk defa karşımıza kaza olarak h.1302(1885) tarihli Devlet Salnamesinde çıkmaktadır. Daha önceki Vilayet ve Devlet Salnamelerinde Maden-i Sim Kazası olarak geçen idari birim 1885 tarihli Devlet Salnamesinden sonra artık Gümüşhacıköy Kazası olarak geçecektir. Ancak bu durum Devlet Salnamelerinde böyle olmakla beraber Vilayet Salnamesinde biraz farklıdır. Sivas Vilayet Salnamesinde Gümüşhacıköy ismine kaza olarak ancak h.1321(1903) tarihli Salnâmede rast gelmekteyiz. Cumhuriyet Dönemi'nde yapılan idari taksimata göre; Gümüşhacıköy, Gümüş, Saraycık ve Hamamözünü kapsayan üç nahiye merkezi ile 56 köyden oluşan bir ilçe merkezi konumundaydı. Cumhuriyetin ilk yıllarında ilçenin idare heyeti şu kişilerden oluşmuştur: Kaymakam; İbrahim Rüştü Bey, Mal Müdürü; Hasan Sabri Bey, Müftü; Saib Efendi, Mahkeme-i Asliye Hâkimi; Bilâl Bey, Mustantik; Ali Ömer Beydir.1930 yılında,İlçe adının Vilayet-i Umumi Meclisine Gümüşeli olarak değiştirilmesi, teklif edilmiş,isim değişikliği sonuçsuz kalmıştır.


www.amasya.gov.tr'dan alıntıdır.
 

Genel Forum Sitesi

Forum Sitesi - Forumzar.COM

Forumzar.COM olarak, Türkçe forum sitesi denildiğinde akla gelen ilk adres olarak, geniş kapsamlı genel forum platformumuzda buluşuyoruz. Türkiye'nin en büyük Türkçe forum siteleri arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Çeşitli konu başlıklarında aktif bir şekilde paylaşımların yapıldığı, her konuda interaktif ve bilgilendirici tartışmalara katılmak için bizi takip edin! ve bir dakikanızı ayırarak forum sitemize üye olun!

Forum Siteleri

Bilgi paylaştıkça çoğalır sloganı ile ilerleyen forum sitesi platformumuza, siz de üye olarak forum sitemizde açılan konulara katılabilir ve ilgi alanınıza uygun konular açarak siz de paylaşımda bulunabilirsiniz.