Artık cumhurbaşkanlığı seçimleri için gün sayıyoruz. Bir aydan kısa bir süre var önümüzde. Haliyle bu süreçte siyasi partilerin söylemleri, mitingleri, reklamları daha da çoğalacak. İktidar partisi seçim için sloganını “Doğru adımlarla yola devam" olarak açıkladı. Reklam filmiyle ise bizi geçmişe götürdü. 2011 yılında seçim şarkısı olarak kullanılan "Haydi Bir Daha" melodisi bu defa kısa filmin senaryosunda yer alıyor. Peki yeni reklam filminde verilen mesajlar neler?
14 Mayıs’a az bir süre kalmasıyla birlikte sokaktan televizyona her alan seçimin etkisi altına girecek. Yazımızın konusu ise AK Parti Haydi Bir Daha Reklam Filmi’nin alt metninde neler yattığı.
AK Parti seçim için sloganını "Doğru adımlarla yola devam" olarak lanse edip reklam filmini de "Türkiye Yüzyılı için Doğru Adamla Yola Devam" başlığıyla yayınlarken klibin içerisinde yer alan şarkı eskilere aitti. Haydi Bir Daha parçası 2011 seçimlerinde kullanılmış ve o seçimlerdeki başarıda pay sahibi bileşenlerden biri olmuştu.
Peki, yeni reklam filmi bize neler anlatıyor…
Öncelikle reklamda tercih edilen yer üzerinden incelemede bulunalım. Reklam filminde büyükşehir ya da bir metropol kullanıp şehrin kalabalıklığını vermek yerine daha muhafazakar, herkesin birbirini tanıdığı daha mahalle usulü bir yerleşke sunulmuş. Yani, günümüz kalabalık kentleri yerine mahalle hayatının, komşuluk ilişkilerinin sürdüğü, halkın mahalle esnafını yakından tanıdığı bir yaşamın sürdüğü şehirlerin AK Parti’yi temsil eden ruh olduğu ifade edilmiş.
Diğer bir ifadeyle, mekan üzerinden dikkat çekilmek istenen; toplumun birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu mahallelerin hala var olduğu, buralardaki kitlenin AK Parti seçmeni olduğu yönünde.
Şimdi gelelim reklamdaki ifadelere ve görüntülere…
Reklamda ilk olarak kalabalık ve huzurlu bir mahalle ortamı veriliyor. Dikkat çekilmek istenen nokta; toplumda huzurun hakim olduğu ve her şeyin yolunda gittiği düşüncesi.
Reklamın ana karakteri olarak gördüğümüz yaşlı amca ve eşinin Ege şivesi dikkatleri çekiyor. Ege ve Trakya bölgeleri AK Parti'nin en az oy aldığı bölgelerde başı çekiyor. İlk verilmek istenen mesaj; Ege de bizim parçamız, o bölgede de çok sadık partililerimiz olduğu düşüncesi. Diğer mesaj ise, o bölgeden az oy alsak da dışlamıyoruz, bu birliktelikte siz de yanımızda olmalısınız fikri.
Sözlü ilk sahnede ise bir kadın, portakalları kast ederek “Şundan 3 kilo alabilir miyim” diyor. Tam bu noktada sizi bu huzurlu ortamdan çıkarıp biraz gerçeklere sevk etmek isteriz.
Klipte anlatılmak istenen hayatının olağan akışında devam ettiği ve halkın rahatlıkla alışveriş yapabildiği şeklinde. Fakat gerçekler hiç de öyle değil. Ortada dünyada enflasyon rekorları kırmış bir ülke var ve bu durum besin fiyatlarında da oldukça kendisini gösteriyor. 2011 yılı kadar uzak bir tarihe gitmeye gerek yok. 2020 yılına bile gittiğimizde bile portakalın kilosu ortalama 2 lira civarında. 3 yıl sonraya bugüne geldiğimizde ise ürünün fiyatı 20 lirayı buluyor. Yani fiyatlar herhangi bir besinde 10'a katlamış durumda.
Manavın tezgahında yalnızca portakal yok tabi. Çeşit çeşit sebze ve meyveye halk taze taze ulaşabiliyor. Klipte de verilmek istenen mesaj o. Fakat bir gariplik var. Hafızanızı da yokladığınızda hepiniz onay verecektir söyleyeceğime. Hayatınızda fiyatın yazmadığı bir manav ya da pazar tezgahı gördünüz mü hiç? Şahsen ben görmedim. Reklamda kurulan tüm mizansen bir anda son buluyor burada. Çünkü fiyatlar ürünlerin üzerine yazılırsa ortada pek de huzurlu bir ortam kalmayacak.
Klibin devamında manavcı yaşlı amcanın telefonu çalıyor. Ve çalan müzik “Haydi bir daha” melodisi. Yani yaşlı amca ne kadar zaman geçerse geçsin AK Parti’den vazgeçmeyen bir vatandaş.
Tam o sırada manava gelen müşteri “Yine AK Parti mi be abi?” şeklinde soru yöneltiyor.
Soruyu soran kişinin de görünüş olarak muhafazakar olduğu tespit edilebiliyor. Vatandaş, geçmişte AK Parti’ye oy vermiş ama şu anda kararsız olan seçmeni temsil ediyor.
Yaşlı manavın soruya cevabı ise şöyle: “İnsan geleceğinden vazgeçer mi? Hedeflerinden vazgeçer mi? İnsan kendine hizmet edenden, kendiyle aynı dili konuşandan vazgeçer mi? İnsan sevdasından vazgeçer mi? Asıl şimdi vazgeçmemek, sıkı sıkıya sarılmak lazım"
Burada kelimelerle de ifade edildiği gibi tema vazgeçip, vazgeçmemek üzerinden ilerliyor. Reklamı oluşturanlar da, kendilerinden vazgeçmiş seçmenin olduğunun bilincindeler ve buna yönelik olarak neden vazgeçilmemesi gerektiğine dair çeşitli argümanlar sunuyorlar.
Bir kısmında ise kendiyle aynı dilden konuşan vurgusu yapılıyor. Yani kendilerini hala halkın partisi olarak tanımlıyorlar.
Mesajlar verilirken farklı görseller de ekrana getiriliyor. “İnsan geleceğinden vazgeçer mi?” kısmında çocuklar ön planda. Gençlerin umudu olarak AK Parti gösteriliyor.
“İnsan kendine hizmet edenden vazgeçer mi?” kısmında ise bir vatandaş ile belediye çalışanın sohbet ettiği görülüyor. Hangi konumda olursa olsun yetkililerin vatandaşlarla iletişim içerisinde olduğu anlatılmak isteniyor bu sahnede de.
“İnsan sevdasından vazgeçer mi? Asıl şimdi vazgeçmemek, sıkı sıkıya sarılmak lazım” sahnelerinde manavcı amca eşine sarılarak durumun hissiyatını aktarıyor. Karı-koca bağlılığını AK Parti-vatandaş bağıyla özdeşleştiriyor. Evlilikte de çeşitli sıkıntılar olabilir ama vazgeçilmez devam edilir fikrini iktidarı yönetecek partinin seyrine benzetiyor. Çeşitli sıkıntıların yaşandığı kabul edilerek düzeltecek olarak kendilerini gösteriyorlar.
Filmin kapanışında ise yine “Haydi bir daha” şarkısı çalarak veda ediliyor.
AK Parti’nin reklam filmi tamamen birliktelik vurgusu üzerine kurulu. Konuşma ve mitinglerde de açık açık yer verilmese de reklam filminde dolaylı yoldan hatalar, sıkıntılar olduğu kabul ediliyor. Bunu hata yaptık, yanlış eylemlerimiz oldu ifadeleriyle gündeme getirmiyorlar ancak mahcubiyet içerisinde olmaları ve kendinden kopan bir kitle olduğunu bilmeleri bunu gösteriyor. Aslında reklam filmi de bunun üzerinde. AK Parti kaybettiği seçmenleri geri kazanmak istiyor. Bunu da birliktelik mesajı vererek yapmaya çalışıyor.
2011 seçimleri öncesinde bu iş kendileri için çok daha kolaydı. İktidarının en başarılı yıllarını yaşayan parti, vatandaşları birleştirme konusunda büyük sıkıntılar yaşamıyordu.
O günkü reklam klibinde yer verilenler öğeler ise; farklı bölgelerden, farklı kitlelerden, farklı kimliklerden insanların aynı şarkıyı söylemesiydi.
Bugüne geldiğimizde ise kendileri için şartların zor olduğunu söyleyebiliriz.
Ekonomik durumun oldukça sıkıntılı olması bir yana karşısında çok güçlü bir muhalefet bloğu yer alıyor. Hatta kendi bahsettikleri birliktelik vurgusunu muhalefet cephesi başarmış bile olabilir. Çünkü muhalefetin sloganlarından birisi de, “Birleşe birleşe kazanacağız”.
AK Parti ise oy oranları pek parlak görünmese de Hüda Par gibi çok küçük partilere bile tavizler vermek zorunda kaldı. Bunu da ideolojik fikirlerinin oldukça sıkıntılı olduğunun bilincinde olarak yaptı.
Kısa süre önce kendilerini çok sert bir dille eleştiren Yeniden Refah Partisi’nin de kapısına gidildi.
İktidar seçimi kazanmak için büyük tavizler veriyor ancak bunu toplumun birlikteliğini sağlamak için mi yapıyor söylemek zor.
Son olarak,
Reklam filminde güzel günlerin mesajı verilirken geçmiş örnek gösteriliyor ve bunların devam etmesi gerektiği söyleniyor. Ancak ortada yeni bir iddia, yeni vaatler yer almıyor. Seçmene vaat sunmadan kendilerine güvenmesi isteniyor.
Seçmen yalnızca geçmiş uğruna oy vermek ister mi, yoksa yeni şeyler mi görmek ister bunu seçimde göreceğiz…
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
14 Mayıs’a az bir süre kalmasıyla birlikte sokaktan televizyona her alan seçimin etkisi altına girecek. Yazımızın konusu ise AK Parti Haydi Bir Daha Reklam Filmi’nin alt metninde neler yattığı.
AK Parti seçim için sloganını "Doğru adımlarla yola devam" olarak lanse edip reklam filmini de "Türkiye Yüzyılı için Doğru Adamla Yola Devam" başlığıyla yayınlarken klibin içerisinde yer alan şarkı eskilere aitti. Haydi Bir Daha parçası 2011 seçimlerinde kullanılmış ve o seçimlerdeki başarıda pay sahibi bileşenlerden biri olmuştu.
Peki, yeni reklam filmi bize neler anlatıyor…
AK Parti - Haydi Bir Daha Reklam Filmi Analizi
Öncelikle reklamda tercih edilen yer üzerinden incelemede bulunalım. Reklam filminde büyükşehir ya da bir metropol kullanıp şehrin kalabalıklığını vermek yerine daha muhafazakar, herkesin birbirini tanıdığı daha mahalle usulü bir yerleşke sunulmuş. Yani, günümüz kalabalık kentleri yerine mahalle hayatının, komşuluk ilişkilerinin sürdüğü, halkın mahalle esnafını yakından tanıdığı bir yaşamın sürdüğü şehirlerin AK Parti’yi temsil eden ruh olduğu ifade edilmiş.
Diğer bir ifadeyle, mekan üzerinden dikkat çekilmek istenen; toplumun birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu mahallelerin hala var olduğu, buralardaki kitlenin AK Parti seçmeni olduğu yönünde.
Şimdi gelelim reklamdaki ifadelere ve görüntülere…
Reklamda ilk olarak kalabalık ve huzurlu bir mahalle ortamı veriliyor. Dikkat çekilmek istenen nokta; toplumda huzurun hakim olduğu ve her şeyin yolunda gittiği düşüncesi.
Reklamın ana karakteri olarak gördüğümüz yaşlı amca ve eşinin Ege şivesi dikkatleri çekiyor. Ege ve Trakya bölgeleri AK Parti'nin en az oy aldığı bölgelerde başı çekiyor. İlk verilmek istenen mesaj; Ege de bizim parçamız, o bölgede de çok sadık partililerimiz olduğu düşüncesi. Diğer mesaj ise, o bölgeden az oy alsak da dışlamıyoruz, bu birliktelikte siz de yanımızda olmalısınız fikri.
Sözlü ilk sahnede ise bir kadın, portakalları kast ederek “Şundan 3 kilo alabilir miyim” diyor. Tam bu noktada sizi bu huzurlu ortamdan çıkarıp biraz gerçeklere sevk etmek isteriz.
Klipte anlatılmak istenen hayatının olağan akışında devam ettiği ve halkın rahatlıkla alışveriş yapabildiği şeklinde. Fakat gerçekler hiç de öyle değil. Ortada dünyada enflasyon rekorları kırmış bir ülke var ve bu durum besin fiyatlarında da oldukça kendisini gösteriyor. 2011 yılı kadar uzak bir tarihe gitmeye gerek yok. 2020 yılına bile gittiğimizde bile portakalın kilosu ortalama 2 lira civarında. 3 yıl sonraya bugüne geldiğimizde ise ürünün fiyatı 20 lirayı buluyor. Yani fiyatlar herhangi bir besinde 10'a katlamış durumda.
Manavın tezgahında yalnızca portakal yok tabi. Çeşit çeşit sebze ve meyveye halk taze taze ulaşabiliyor. Klipte de verilmek istenen mesaj o. Fakat bir gariplik var. Hafızanızı da yokladığınızda hepiniz onay verecektir söyleyeceğime. Hayatınızda fiyatın yazmadığı bir manav ya da pazar tezgahı gördünüz mü hiç? Şahsen ben görmedim. Reklamda kurulan tüm mizansen bir anda son buluyor burada. Çünkü fiyatlar ürünlerin üzerine yazılırsa ortada pek de huzurlu bir ortam kalmayacak.
Klibin devamında manavcı yaşlı amcanın telefonu çalıyor. Ve çalan müzik “Haydi bir daha” melodisi. Yani yaşlı amca ne kadar zaman geçerse geçsin AK Parti’den vazgeçmeyen bir vatandaş.
Tam o sırada manava gelen müşteri “Yine AK Parti mi be abi?” şeklinde soru yöneltiyor.
Soruyu soran kişinin de görünüş olarak muhafazakar olduğu tespit edilebiliyor. Vatandaş, geçmişte AK Parti’ye oy vermiş ama şu anda kararsız olan seçmeni temsil ediyor.
Yaşlı manavın soruya cevabı ise şöyle: “İnsan geleceğinden vazgeçer mi? Hedeflerinden vazgeçer mi? İnsan kendine hizmet edenden, kendiyle aynı dili konuşandan vazgeçer mi? İnsan sevdasından vazgeçer mi? Asıl şimdi vazgeçmemek, sıkı sıkıya sarılmak lazım"
Burada kelimelerle de ifade edildiği gibi tema vazgeçip, vazgeçmemek üzerinden ilerliyor. Reklamı oluşturanlar da, kendilerinden vazgeçmiş seçmenin olduğunun bilincindeler ve buna yönelik olarak neden vazgeçilmemesi gerektiğine dair çeşitli argümanlar sunuyorlar.
Bir kısmında ise kendiyle aynı dilden konuşan vurgusu yapılıyor. Yani kendilerini hala halkın partisi olarak tanımlıyorlar.
Mesajlar verilirken farklı görseller de ekrana getiriliyor. “İnsan geleceğinden vazgeçer mi?” kısmında çocuklar ön planda. Gençlerin umudu olarak AK Parti gösteriliyor.
“İnsan kendine hizmet edenden vazgeçer mi?” kısmında ise bir vatandaş ile belediye çalışanın sohbet ettiği görülüyor. Hangi konumda olursa olsun yetkililerin vatandaşlarla iletişim içerisinde olduğu anlatılmak isteniyor bu sahnede de.
“İnsan sevdasından vazgeçer mi? Asıl şimdi vazgeçmemek, sıkı sıkıya sarılmak lazım” sahnelerinde manavcı amca eşine sarılarak durumun hissiyatını aktarıyor. Karı-koca bağlılığını AK Parti-vatandaş bağıyla özdeşleştiriyor. Evlilikte de çeşitli sıkıntılar olabilir ama vazgeçilmez devam edilir fikrini iktidarı yönetecek partinin seyrine benzetiyor. Çeşitli sıkıntıların yaşandığı kabul edilerek düzeltecek olarak kendilerini gösteriyorlar.
Filmin kapanışında ise yine “Haydi bir daha” şarkısı çalarak veda ediliyor.
Reklamda verilmek istenen ana fikir ne?
AK Parti’nin reklam filmi tamamen birliktelik vurgusu üzerine kurulu. Konuşma ve mitinglerde de açık açık yer verilmese de reklam filminde dolaylı yoldan hatalar, sıkıntılar olduğu kabul ediliyor. Bunu hata yaptık, yanlış eylemlerimiz oldu ifadeleriyle gündeme getirmiyorlar ancak mahcubiyet içerisinde olmaları ve kendinden kopan bir kitle olduğunu bilmeleri bunu gösteriyor. Aslında reklam filmi de bunun üzerinde. AK Parti kaybettiği seçmenleri geri kazanmak istiyor. Bunu da birliktelik mesajı vererek yapmaya çalışıyor.
2011 seçimleri öncesinde bu iş kendileri için çok daha kolaydı. İktidarının en başarılı yıllarını yaşayan parti, vatandaşları birleştirme konusunda büyük sıkıntılar yaşamıyordu.
O günkü reklam klibinde yer verilenler öğeler ise; farklı bölgelerden, farklı kitlelerden, farklı kimliklerden insanların aynı şarkıyı söylemesiydi.
Bugüne geldiğimizde ise kendileri için şartların zor olduğunu söyleyebiliriz.
Ekonomik durumun oldukça sıkıntılı olması bir yana karşısında çok güçlü bir muhalefet bloğu yer alıyor. Hatta kendi bahsettikleri birliktelik vurgusunu muhalefet cephesi başarmış bile olabilir. Çünkü muhalefetin sloganlarından birisi de, “Birleşe birleşe kazanacağız”.
AK Parti ise oy oranları pek parlak görünmese de Hüda Par gibi çok küçük partilere bile tavizler vermek zorunda kaldı. Bunu da ideolojik fikirlerinin oldukça sıkıntılı olduğunun bilincinde olarak yaptı.
Kısa süre önce kendilerini çok sert bir dille eleştiren Yeniden Refah Partisi’nin de kapısına gidildi.
İktidar seçimi kazanmak için büyük tavizler veriyor ancak bunu toplumun birlikteliğini sağlamak için mi yapıyor söylemek zor.
Son olarak,
Reklam filminde güzel günlerin mesajı verilirken geçmiş örnek gösteriliyor ve bunların devam etmesi gerektiği söyleniyor. Ancak ortada yeni bir iddia, yeni vaatler yer almıyor. Seçmene vaat sunmadan kendilerine güvenmesi isteniyor.
Seçmen yalnızca geçmiş uğruna oy vermek ister mi, yoksa yeni şeyler mi görmek ister bunu seçimde göreceğiz…
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.