Diyadin kalesi ve çevre köylerdeki tarihi kalıntılar, buranın yüzyıllardan beri önemli bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. ilçe toprakları, tarih boyunca doğudan batıya gelen Türkler ve başka kavimlerin ordularına geçiş oldu. Geçici sürelerle İran eline geçen Diyadin, XI. Yüzyıldan itibaren Türk yönetimi ve kültürünün etkisinde kaldı.
Evliya çelebi, Seyahatnamesinde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasanın oğlu Ziyaeddinin burada kendi adını verdiği bir kale yaptığını yazar. Bu adın halk dilinde söylene söylene Diyadine dönüştüğü Seyahatname ve çağdaş bazı yayınlarda belirtilmektedir. Halbuki Uzun Hasanın bu adda bir oğlu yoktur.
İlçe birçok kavmin egemenliğinde kaldı. Oğuz Türklerinin, İranlıların ve Selçukluların akınlarına uğrayan, zaman zamanda egemenliğine giren Diyadin, Beyazıt ile aynı tarihi akıbeti yaşadı. Osmanlılar döneminde arada bir İranlıların kontrolüne girdiyse de hep Beyazıt sancağına bağlı kaldı. İlçemizde Meya Mağraları mevcuttur. Tendürek Dağı eteklerine yakın kurulu ilçe kaplıcaları ile meşhurdur. İnsanlar geçimini genelde hayvan ve tarım işleriyle sağlar.
Diyadin ismini zamanın padişahı Ziyaeddin'den aldığına dair söylenti Şerefname'den bu yana birçok kaynakta zikredilmiştir. Oysa tarihi kaynaklarda bu isimde bir padişah yoktur. Yerel halk çoğunlukla Kürtçe konuşur ve Diyadin değil "Gihadin" derler. Diyadin eski bir şehirdir. Tarihteki adı Daudyana'dır. İlçe ve yakın yerlerinde antik kentler, ta-rihî kalıntılar mevcuttur. Diyadin kalesi, Meya köyü harabeleri ve şehri ile Tokluca kalesi, bunların başlıcalarıdır. Bölge Arsaklı, Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu, Safevi ve Osmanlı egemenliğinde kaldı. 1514 Çaldıran, en son olarak da 1578 Osmanlı-İran Savaşı sonunda Van bölgesi ile birlikte Osmanlı topraklarına katıldı. Aynı yıl Van Beylerbeyliğine dahil edilen Beyazıt Sancağı'na bağlı bir kaza oldu. 1744'de Sancağın 4 kazası ile birlikte Erzurum Beylerbeyliğine bağlandı.
1. Dünya Savaşı sırasında yaklaşık üç yıl Rus işgalinde kalmış ve 14 Nisan 1918'de tekrar Türk yönetimine girmiştir.
Evliya çelebi, Seyahatnamesinde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasanın oğlu Ziyaeddinin burada kendi adını verdiği bir kale yaptığını yazar. Bu adın halk dilinde söylene söylene Diyadine dönüştüğü Seyahatname ve çağdaş bazı yayınlarda belirtilmektedir. Halbuki Uzun Hasanın bu adda bir oğlu yoktur.
İlçe birçok kavmin egemenliğinde kaldı. Oğuz Türklerinin, İranlıların ve Selçukluların akınlarına uğrayan, zaman zamanda egemenliğine giren Diyadin, Beyazıt ile aynı tarihi akıbeti yaşadı. Osmanlılar döneminde arada bir İranlıların kontrolüne girdiyse de hep Beyazıt sancağına bağlı kaldı. İlçemizde Meya Mağraları mevcuttur. Tendürek Dağı eteklerine yakın kurulu ilçe kaplıcaları ile meşhurdur. İnsanlar geçimini genelde hayvan ve tarım işleriyle sağlar.
Diyadin ismini zamanın padişahı Ziyaeddin'den aldığına dair söylenti Şerefname'den bu yana birçok kaynakta zikredilmiştir. Oysa tarihi kaynaklarda bu isimde bir padişah yoktur. Yerel halk çoğunlukla Kürtçe konuşur ve Diyadin değil "Gihadin" derler. Diyadin eski bir şehirdir. Tarihteki adı Daudyana'dır. İlçe ve yakın yerlerinde antik kentler, ta-rihî kalıntılar mevcuttur. Diyadin kalesi, Meya köyü harabeleri ve şehri ile Tokluca kalesi, bunların başlıcalarıdır. Bölge Arsaklı, Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu, Safevi ve Osmanlı egemenliğinde kaldı. 1514 Çaldıran, en son olarak da 1578 Osmanlı-İran Savaşı sonunda Van bölgesi ile birlikte Osmanlı topraklarına katıldı. Aynı yıl Van Beylerbeyliğine dahil edilen Beyazıt Sancağı'na bağlı bir kaza oldu. 1744'de Sancağın 4 kazası ile birlikte Erzurum Beylerbeyliğine bağlandı.
1. Dünya Savaşı sırasında yaklaşık üç yıl Rus işgalinde kalmış ve 14 Nisan 1918'de tekrar Türk yönetimine girmiştir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
alıntıdır.