Karataş tarih dönemlerinde doğudan batıya kadar değişik toplumlara ve milletlere ev sahipliği yapan, sanatsal ve kültürel öğelerin ağır bastığı, siyasi ve jeopolitik sorumluluklar taşıyan Akdenizin en önemli ticaret merkezi ve liman kentlerinden biri olma özelliği göstermiştir. Karataş, doğal kaynaklan, stratejik ve jeolojik konumu, morfolojik yapısı itibariyle binlerce yıldan bu yana insanların dikkatini çekmiştir. Karataş ilçesinin tarihi bilinen en eski ismi ile Magarsus antik kenti, ilçe merkezinin 4 km batısında, Dört Direkli mevkiinde yer almaktadır. Akdenize girinti yapan bir burun üzerine kurulmuş olup Strabon, Mela, Plinius, Arrianos ve Pausanias gibi antik çağ yazarlarının eserlerinde adı geçen şehir, tarihin farklı dönemlerinde Mallos, Pyramos kıyısındaki Antiokheia, Kara (veya Yanık) Kilise, Od Kalesi ve Dört Direkli isimleriyle de anılmıştır.
Kent, M.Ö. 5. yydan itibaren Syennesis Hanedanlığı, Pers İmparatorluğu, Makendonya (Büyük İskender) Krallığı, Seleukos Krallığı, Ptolemaios Krallığı, Roma İmparatorluğu, Abbasi Devleti, Ermeni Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyetinde kalmıştır. Magarsus, Amasyalı ünlü coğrafyacı Strabona göre Troia Savaşından sonra bölgeye gelen Apollonun bilici rahipleri Mopsos ile Amphilokhos tarafından kurulmuştur. Arrianos ise, kentin bir grup Argoslu tarafından kurulduğunu belirtir. Izgara planlı bir kent tasarımına sahip olan Magarsusta, kalıntıları günümüze ulaşan yapılar arasında kent suru, Athena Magarsia Tapınağı, tiyatro, stadion, sarnıç, Ortaçağ kalesi, Bizans ve Osmanlı hamamları, Değirmenler, Mezar Kalıntıları ve Menzil Han Kalıntıları ile antik kentin önünde yer alan ve Dydimae adı verilen iki ada üzerinde kale kalıntıları bulunmaktadır .Her iki ada üzerinde bulunan kalenin ve surların mimari kalıntıları , bölge halkı tarafından Karataş ve civarındaki köylerde ,18. ve 19. Yy larda yapılan evlerin, Menzil Han ve İskelenin imarında kulla*nılmıştır.
Yerel bir tanrıça olan Athena adına Magarsiaya adanmış olan tapınak, Hellenistik dönemde tüm Doğu Akdenizdeki en önemli kehanet merkezlerinden birisidir. Antik çağ yazarlarından Arrianosun aktardığına göre, doğu seferi sırasında M.Ö. 333 yılında Kilikiaya gelen Büyük İskender, Issos (Dört Yol) Savaşından önce Pyramos (Ceyhan) Nehri üzerinde bir köprü inşa ettirmiş ve önce Magarsusa, sonra da Mallosa gelmiştir. Magarsusta Athena Magarsia Tapınağına kurbanlar sunmuş ve Amphilokhosun mezarını ziyaret etmiştir. Roma İmparatoru Elagabalus (M.S. 218 222) döneminde Coloniae unvanını alan Mallos/Magarsus M.S. 260 yılına kadar bir Roma kolonisi olarak kalmıştır. Geç Roma döneminde ise; M.S. 4. Yüzyıldan itibaren bir piskoposluk merkezi olmuştur.
M.S. 964 yılında Bizans imparatoru II. Nikephoros Phokasın (M.S. 912-969) bölgeyi Abbasilerden geri almak için düzenlediği sefer sırasında yakılıp yıkılan kent, sonraki dönemlerde bir daha eski günlerine dönememiş ve küçük bir liman yerleşkesi olarak varlığını sürdürmüştür. Magarsus antik kenti, tarihsel sanatsal ve kültürel değerleri ile çok fazla ön planda olan bir kent niteliği taşımıştır. Bir balıkçı tarafından, 1980 yılında balık avı için suyun dibine daldığı ve suyun dibinde görüp sonradan İhbar ederek çıkarılıp Adana Böl*ge Müzesinde sergilenen Bronz Heykel Magarsus sanatının hangi düzeyde olduğu hakkında yeterli ip uçlan vermektedir. Heykelin M.Ö. 1. ve M.S. 2. yy lara ait olacağı düşünüldüğünden M.Ö.1. yyda Eyalet valiliği yapan Çiçerona ait olma ihtimalini de düşünülmektedir.
www.karatas.bel.tr'dan alıntıdır.
Kent, M.Ö. 5. yydan itibaren Syennesis Hanedanlığı, Pers İmparatorluğu, Makendonya (Büyük İskender) Krallığı, Seleukos Krallığı, Ptolemaios Krallığı, Roma İmparatorluğu, Abbasi Devleti, Ermeni Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyetinde kalmıştır. Magarsus, Amasyalı ünlü coğrafyacı Strabona göre Troia Savaşından sonra bölgeye gelen Apollonun bilici rahipleri Mopsos ile Amphilokhos tarafından kurulmuştur. Arrianos ise, kentin bir grup Argoslu tarafından kurulduğunu belirtir. Izgara planlı bir kent tasarımına sahip olan Magarsusta, kalıntıları günümüze ulaşan yapılar arasında kent suru, Athena Magarsia Tapınağı, tiyatro, stadion, sarnıç, Ortaçağ kalesi, Bizans ve Osmanlı hamamları, Değirmenler, Mezar Kalıntıları ve Menzil Han Kalıntıları ile antik kentin önünde yer alan ve Dydimae adı verilen iki ada üzerinde kale kalıntıları bulunmaktadır .Her iki ada üzerinde bulunan kalenin ve surların mimari kalıntıları , bölge halkı tarafından Karataş ve civarındaki köylerde ,18. ve 19. Yy larda yapılan evlerin, Menzil Han ve İskelenin imarında kulla*nılmıştır.
Yerel bir tanrıça olan Athena adına Magarsiaya adanmış olan tapınak, Hellenistik dönemde tüm Doğu Akdenizdeki en önemli kehanet merkezlerinden birisidir. Antik çağ yazarlarından Arrianosun aktardığına göre, doğu seferi sırasında M.Ö. 333 yılında Kilikiaya gelen Büyük İskender, Issos (Dört Yol) Savaşından önce Pyramos (Ceyhan) Nehri üzerinde bir köprü inşa ettirmiş ve önce Magarsusa, sonra da Mallosa gelmiştir. Magarsusta Athena Magarsia Tapınağına kurbanlar sunmuş ve Amphilokhosun mezarını ziyaret etmiştir. Roma İmparatoru Elagabalus (M.S. 218 222) döneminde Coloniae unvanını alan Mallos/Magarsus M.S. 260 yılına kadar bir Roma kolonisi olarak kalmıştır. Geç Roma döneminde ise; M.S. 4. Yüzyıldan itibaren bir piskoposluk merkezi olmuştur.
M.S. 964 yılında Bizans imparatoru II. Nikephoros Phokasın (M.S. 912-969) bölgeyi Abbasilerden geri almak için düzenlediği sefer sırasında yakılıp yıkılan kent, sonraki dönemlerde bir daha eski günlerine dönememiş ve küçük bir liman yerleşkesi olarak varlığını sürdürmüştür. Magarsus antik kenti, tarihsel sanatsal ve kültürel değerleri ile çok fazla ön planda olan bir kent niteliği taşımıştır. Bir balıkçı tarafından, 1980 yılında balık avı için suyun dibine daldığı ve suyun dibinde görüp sonradan İhbar ederek çıkarılıp Adana Böl*ge Müzesinde sergilenen Bronz Heykel Magarsus sanatının hangi düzeyde olduğu hakkında yeterli ip uçlan vermektedir. Heykelin M.Ö. 1. ve M.S. 2. yy lara ait olacağı düşünüldüğünden M.Ö.1. yyda Eyalet valiliği yapan Çiçerona ait olma ihtimalini de düşünülmektedir.
www.karatas.bel.tr'dan alıntıdır.