Sevgili Okurlarım,
Adalet konusuna devam ediyorum. Önceki yazımda Antik Mısırı ele almıştım. Oradaki Adalet ve Doğruluk Tanrıçası Maat’ın Antik Yunanda karşılığı Themis’tir.
Themis hem yeryüzünde hem de tanrılar katında Adaleti ve Doğruluğu temsil eder. Tanrıların toplantılarını yönetir . Düzeni sağlar.
Asıl temsil edildiği heykel hepimizin bildiği bir elinde kılıç diğer elinde terazi ve gözü bağlı heykeldir. Burada terazi adalette dengeli karar vermeyi, kılıç cezayı, gözün bağı da ayırım yapmamak için görmemeyi temsil eder.
Ancak tüm bu Tanrısal kurallara rağmen insanoğlu Adaleti tarafsız ve haklı uygulamış mıdır? Bunu Antik Yunanda Sokrates’in davası ile ele alalım.
Bilindiği gibi Sokrates zamanının en önemli filozoflarından biridir. Tüm çalışmaları yeni nesilleri eğitmek üzerine kurulmuştur. Bu çalışmaları için zamanının diğer filozof öğretmenlerden farklı olarak ücret talep etmezdi. Arzu eden ona gönlünden kopan bir meblağı verirdi. Bu yüzden hep fakir yaşamış ve öyle vefat etmiştir. Dikkatinizi zamana çekmek isterim. Milattan önce Beşinci yüzyıldan bahsediyoruz. O zamanki şehir devleti Atina’da zaman zaman demokrasi uygulanmıştır. Devlet vatandaşlar arasından seçilen Beşyüzler Meclisi denen bir meclis tarafından yönetiliyordu. Sokrates’in davası o zaman o kadar büyük bir dava idi ki buna mahkemeler değil meclis bakmıştı.
Sokrates’e yöneltilen suçlamaları yazmak istiyorum çünkü günümüzde bile bu tip suçlamalar devam etmektedir.
İnançlara saygısızlık, tanrıları tanımama, gençlerin ahlakını bozma, ülkenin düzenini bozma.
Sevgili okurlarım bu suçlamalar tanıdık geliyor mu? Tarih boyunca yönetimler ve din adamları bu suçlamalarla sayısız insanı mahkum ve çoğunu idam etmişlerdir.
Sokrates’in savunmasını Platon kitaplaştırmıştır. İlgilenen okurlarım için kitabın kapak resmini koyuyorum.
Şimdilik sizleri Sokrates ile bırakıyorum. Gelecek yazımda başka bir örnek ile buluşmak ümidi ile Sevgi ile kalın.
Saygılarımla
Adalet konusuna devam ediyorum. Önceki yazımda Antik Mısırı ele almıştım. Oradaki Adalet ve Doğruluk Tanrıçası Maat’ın Antik Yunanda karşılığı Themis’tir.
Themis hem yeryüzünde hem de tanrılar katında Adaleti ve Doğruluğu temsil eder. Tanrıların toplantılarını yönetir . Düzeni sağlar.
Asıl temsil edildiği heykel hepimizin bildiği bir elinde kılıç diğer elinde terazi ve gözü bağlı heykeldir. Burada terazi adalette dengeli karar vermeyi, kılıç cezayı, gözün bağı da ayırım yapmamak için görmemeyi temsil eder.
Ancak tüm bu Tanrısal kurallara rağmen insanoğlu Adaleti tarafsız ve haklı uygulamış mıdır? Bunu Antik Yunanda Sokrates’in davası ile ele alalım.
Bilindiği gibi Sokrates zamanının en önemli filozoflarından biridir. Tüm çalışmaları yeni nesilleri eğitmek üzerine kurulmuştur. Bu çalışmaları için zamanının diğer filozof öğretmenlerden farklı olarak ücret talep etmezdi. Arzu eden ona gönlünden kopan bir meblağı verirdi. Bu yüzden hep fakir yaşamış ve öyle vefat etmiştir. Dikkatinizi zamana çekmek isterim. Milattan önce Beşinci yüzyıldan bahsediyoruz. O zamanki şehir devleti Atina’da zaman zaman demokrasi uygulanmıştır. Devlet vatandaşlar arasından seçilen Beşyüzler Meclisi denen bir meclis tarafından yönetiliyordu. Sokrates’in davası o zaman o kadar büyük bir dava idi ki buna mahkemeler değil meclis bakmıştı.
Sokrates’e yöneltilen suçlamaları yazmak istiyorum çünkü günümüzde bile bu tip suçlamalar devam etmektedir.
İnançlara saygısızlık, tanrıları tanımama, gençlerin ahlakını bozma, ülkenin düzenini bozma.
Sevgili okurlarım bu suçlamalar tanıdık geliyor mu? Tarih boyunca yönetimler ve din adamları bu suçlamalarla sayısız insanı mahkum ve çoğunu idam etmişlerdir.
Sokrates’in savunmasını Platon kitaplaştırmıştır. İlgilenen okurlarım için kitabın kapak resmini koyuyorum.
Şimdilik sizleri Sokrates ile bırakıyorum. Gelecek yazımda başka bir örnek ile buluşmak ümidi ile Sevgi ile kalın.
Saygılarımla