Abdest ve Necaset
Namaz kılarken elbiselerin temiz olması takvaya en uygun olanıdır. Ancak yemek sıçraması veya necis olmayan bir şeyin elbiseye değmesi namaza mani değildir. Bu elbise ile namaz kılınabilir. Vesveseye düşmeye gerek yoktur.
Eğer elbiseye necaset bulaşmışsa ve bunun miktarı az ise, bununla da namaz kılınabilir.
Şeriatın temiz saymadığı, necis (pis) kabul ettiği şeylerin fıkıh kitaplarında iki kısma ayrılarak incelendiği görülür:
1. Ağır Necaset (Necaset-i Galîza),
2. Hafif Necaset (Necaset-i Hafife)
Bu ayırım, pisliğin az veya çok oluşuna göre değil, namazın sıhhatına mâni olup olmayan miktarına göre yapılmaktadır.
Yoksa pislik, ister galiz olsun, ister hafif, eşyayı kirletmekte birbirine eşittir. Meselâ, bunlar az miktarlardaki bir suyun içine düşseler, o suyu derhal necis (pis) ederler. Artık o sudan abdest almak caiz olmaz.
Hafif Necâsetin Namaza Mâni Sayılan Miktarı Ne Kadardır?
Hafif necâsetlerde ölçü, pisliğin, bulaştığı elbisenin veya uzvun dörtte birisini kaplamasıdır. Miktar dörtte birden az olursa, namaza mâni olmaz; çok olursa, namazın sıhhatine mânidir. Yıkamak farz olur.
Ancak, ibâdete mâni olmayacak miktarda da olsa, galiz ve hafif her türlü necâsetten temizlenmek takvâya uygun bir davranış olur. Peygamber Efendimiz (asm),
"Temizlik îmandandır."(Müslim, Taharet 1; Darimi, Vudu 2; Müsned, V/342, 344; Acluni, Keşfu'l-Hafa, 291)
buyururken, temizliğe dikkat edenlerin kuvvetli bir îmana sahip olduklarına işaret etmiştir.
Bu bakımdan ister necâsetin galiz kısmından, isterse de hafif cinsinden olsun, kirlenen yerleri imkânımızın müsaadesi nisbetinde temizlemeye çalışır, her ne kadar namaza mâni olmayacak miktarda olsa da, yine tertemiz bir beden ve elbise ile ibadet etmeyi isteriz. Kaldı ki, namaza mâni olmayacak miktardaki pisliği temizlemenin vâcib olduğu da bâzı kitablarımızda kayıtlıdır.
Galiz Necasetten Namazın Sıhhatine Mâni Olan Miktar Ne Kadardır?
Bu pisliğin, kuru veya yaş bir madde olup olmamasına göre, namazın sıhhatine mâni olan miktar değişir. Şöyle ki:
Galiz necaset tabir edilen ağır pislik, kuru bir madde ise, bir dirhem, yani üç gramdan az olmalıdır. Üç gramdan fazlası, namazın sıhhatine mâni olur.
Eğer yaş bir madde ise, el ayası dediğimiz avuç içinden daha geniş bir alana yayılmamış olması şarttır. El ayasından fazla bir kısmı ıslatmış olan pislik, namaza mânidir. Namaz kılabilmek için bu miktardaki pisliklerden temizlenmek farzdır.
Bu miktarlardan aşağı olan pislikler, namazın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak yine de bu miktar pisliğin -eğer mümkünse- yok edilmesi sünnettir.
“Anne bebeğinin altını temizlerken eline bulaşan çocuğun idrarı ve dışkısı annenin abdestini bozar mı?”
Abdestli iken elimize veya bedenimize bulaşan necaset abdestimizi bozmaz. Fakat bu necaseti temizlemeden namaz kılmamız mümkün olmaz. Yani elimizdeki necaset abdestli bulunmamıza değil, namaz kılmamıza engeldir.
Dolayısıyla abdestimiz başka şekilde bozulmamış ise, elimizi yıkamak suretiyle namazımız kılabiliriz.
Namaz kılarken elbiselerin temiz olması takvaya en uygun olanıdır. Ancak yemek sıçraması veya necis olmayan bir şeyin elbiseye değmesi namaza mani değildir. Bu elbise ile namaz kılınabilir. Vesveseye düşmeye gerek yoktur.
Eğer elbiseye necaset bulaşmışsa ve bunun miktarı az ise, bununla da namaz kılınabilir.
Şeriatın temiz saymadığı, necis (pis) kabul ettiği şeylerin fıkıh kitaplarında iki kısma ayrılarak incelendiği görülür:
1. Ağır Necaset (Necaset-i Galîza),
2. Hafif Necaset (Necaset-i Hafife)
Bu ayırım, pisliğin az veya çok oluşuna göre değil, namazın sıhhatına mâni olup olmayan miktarına göre yapılmaktadır.
Yoksa pislik, ister galiz olsun, ister hafif, eşyayı kirletmekte birbirine eşittir. Meselâ, bunlar az miktarlardaki bir suyun içine düşseler, o suyu derhal necis (pis) ederler. Artık o sudan abdest almak caiz olmaz.
Hafif Necâsetin Namaza Mâni Sayılan Miktarı Ne Kadardır?
Hafif necâsetlerde ölçü, pisliğin, bulaştığı elbisenin veya uzvun dörtte birisini kaplamasıdır. Miktar dörtte birden az olursa, namaza mâni olmaz; çok olursa, namazın sıhhatine mânidir. Yıkamak farz olur.
Ancak, ibâdete mâni olmayacak miktarda da olsa, galiz ve hafif her türlü necâsetten temizlenmek takvâya uygun bir davranış olur. Peygamber Efendimiz (asm),
"Temizlik îmandandır."(Müslim, Taharet 1; Darimi, Vudu 2; Müsned, V/342, 344; Acluni, Keşfu'l-Hafa, 291)
buyururken, temizliğe dikkat edenlerin kuvvetli bir îmana sahip olduklarına işaret etmiştir.
Bu bakımdan ister necâsetin galiz kısmından, isterse de hafif cinsinden olsun, kirlenen yerleri imkânımızın müsaadesi nisbetinde temizlemeye çalışır, her ne kadar namaza mâni olmayacak miktarda olsa da, yine tertemiz bir beden ve elbise ile ibadet etmeyi isteriz. Kaldı ki, namaza mâni olmayacak miktardaki pisliği temizlemenin vâcib olduğu da bâzı kitablarımızda kayıtlıdır.
Galiz Necasetten Namazın Sıhhatine Mâni Olan Miktar Ne Kadardır?
Bu pisliğin, kuru veya yaş bir madde olup olmamasına göre, namazın sıhhatine mâni olan miktar değişir. Şöyle ki:
Galiz necaset tabir edilen ağır pislik, kuru bir madde ise, bir dirhem, yani üç gramdan az olmalıdır. Üç gramdan fazlası, namazın sıhhatine mâni olur.
Eğer yaş bir madde ise, el ayası dediğimiz avuç içinden daha geniş bir alana yayılmamış olması şarttır. El ayasından fazla bir kısmı ıslatmış olan pislik, namaza mânidir. Namaz kılabilmek için bu miktardaki pisliklerden temizlenmek farzdır.
Bu miktarlardan aşağı olan pislikler, namazın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak yine de bu miktar pisliğin -eğer mümkünse- yok edilmesi sünnettir.
“Anne bebeğinin altını temizlerken eline bulaşan çocuğun idrarı ve dışkısı annenin abdestini bozar mı?”
Abdestli iken elimize veya bedenimize bulaşan necaset abdestimizi bozmaz. Fakat bu necaseti temizlemeden namaz kılmamız mümkün olmaz. Yani elimizdeki necaset abdestli bulunmamıza değil, namaz kılmamıza engeldir.
Dolayısıyla abdestimiz başka şekilde bozulmamış ise, elimizi yıkamak suretiyle namazımız kılabiliriz.